adigehaber
  1918 Koşhabl Köyü Katliamı
 
1918 Koşhabl Köyü Katliamı

XX.yüzyıl tarihsel olayların ve sosyal değişimlerin sık yaşandığı bir yüzyıl. Geçmiş yüzyıl bize sözünü edecek çok şey bıraktı. Yaşanmış olaylar üzerinde sürekli ve derinlemesine durmak, farklı açılardan olayları incelemek ve gerçekçi değerlendirmeler yapmak, çalışmaları aralıksız sürdürmek gerekiyor. Bunun zor bir şey olduğunu ve tek kişi olarak altından kalkılamayacağını sanırım herkes biliyor. Bu gibi konularda yetkin biliminsanları bulmak ve tarihi olayları değerlendirecek kişilerden bir grup oluşturmak gerekiyor. Böyle bir ekip oluşturmak için büyük bir ortak akıl da gerekiyor.
Kolçakski- rasstrelivayut döneminde gerçekleşmiş olan büyük olaylar insanların bakış açılarına göre farklı farklı değerlendirilebilir. Adıge tarihi çok sayıda zorlu dönemlerden geçtiyse de, bugün Adıgey artık kendi araştırmacılarına kavuşmuş bulunuyor. Bunun bir kanıtı da 1918 yılı eylül ayında Adıgey tarihi içinde yer almış olan facialardan söz etme olanağını elde etmiş olmamızdır.
İçlerinde Adıgelerin de yer aldığı Kuzey Kafkasya halklarının tarihine farklı bir gözle bakma gereği, günümüz koşullarında önem kazanıyor. Rusya halklarının tarihsel ilişki ve toplumsal bağlarına ilişkin olarak anlatılan şeyler içinde henüz çözüme kavuşturulmamış önemli sorunlar bulunuyor. Böylesine bir toplumsal-politik bakış açısı çerçevesinde konuya yaklaştığımızda, Rusya’daki iç savaşın (1918-1922) Adıgey’deki uzantısının açığa çıkarılması da büyük bir anlam ifade eder.
Yakın geçmişin (-Sovyet döneminin-) yanlış bakış açılarının yol açtığı politik durumlar nedeniyle Kuzey Kafkasya halklarının birlik içinde olmadıkları, sürtüştükleri biçiminde kanılar vardı, ancak bu bakış açısının doğru olmadığı, yaşam biçimlerindeki önemsiz farklılıklara karşın, çok sayıda Kuzey Kafkasya halkının birlik ve dayanışma içinde bir arada bir yaşam sürdürmekte olduklarına ilişkin kanıtlar vardır.
Geçmiş dönemi ele alma, onu yeniden değerlendirme işi toplum açısından bir alışkanlık haline gelmiş olabilir. Böyle şeylere, daha çok olayların gecikmeli olarak ele alındığı dönemlerde rastlanıyor.
Bugünkü sorun, Kuzey Kafkasya tarihini inceleyen kişilerin karşısında duran asıl sorun, zor şeylerin yanıtlarını bulma sorunudur.
Adıgey’in Koşhable (-7 bin üzeri nüfuslu-) köylülerinin acı dolu geçmişine dönüş ve araştırma gereği de oralardan kaynaklanıyor.
1918 yılı, Adıgeler açısından felâket dolu bir yıl, bunun bir temeli var ve bunu iyi öğrenmiş bulunuyoruz. Çünkü o dönem 53 köyün başına gelecek olanı bilmek kolay değildi. Köylülerin niçin katledildikleri akılla açıklanabilir şeylerden değil. Kimdir bu konuda suçlu olan?
Kişinin adı her zaman tarihe, olaylara ve yeryüzünde yaşanmış kötülüklere bağlıdır. Bu nedenle sorumluluk da büyüktür.
Elimizdeki belgelerde yazılı olanlar:
1918 yılı 24 eylül günü Kızıl Ordu’ya bağlı Taman birlikleri Koşhable köyüne girdiler, bir gece boyunca hiçbir suçu bulunmayan yüzlerce kişiyi katlettiler.
Bu felâket Koşhable köyünde asla unutulmadı. Köyün yaşlıları o gün için “bizi darmadağın ettikleri gün” dediler ve olayı gelecek kuşaklara eksiksiz aktararak günümüze eriştirmeyi başardılar.
Koşhable mezarlığı yanında (Laba Irmağına yakın bir yerde) iki tümsek yer (tepe) bulunuyor: Biri daha büyük, diğeri daha küçük. Laba suyunda yüzüp geri dönen çocuklar, fısıldaşarak birbirlerine şöyle diyorlardı: “Bolşeviklerin öldürdüğü köylülerimiz burada yatıyorlar”. Bunu sesli konuşmazlardı, konuya ilişkin hiçbir şey de yazılmazdı. Ancak kanlı 1918 yılı, “kızıl terör” kurbanları, bu ağır suçu işleyenler ve olayın suçluları köylü tarafından asla unutulmuyordu.
24 – 25 eylül 1918’de köyde yaşanan felâkete tanık olmuş olanların anlattıkları:
Koşhable köyünden 92 yaşında bir kadın olan Ҭeve Maśe (ТIэо Мацэ) 1990 yılında hâlâ olayı anımsıyordu: “…babam Sefer mezarlıktan dönmüştü…Evimizin yanında yakalayıp uzaklaştırdılar. Sonra da öldürdüler”.
90 yaşındaki Kobl Ƒıṡe (Кобл ФIыцIэ), 1991 yılında olayı anımsıyordu: “Koşhable köyüne giden ve Taman Ordusu birliklerinin geçtiği yola 600 metre mesafede arkadaşlarımla birlikte atlarımızı otlatıyorduk. Koçergin’in birlikleri köye girer girmez, kızıl askerler erkekleri toptan öldürmeye ve yakalamaya başladılar. Yakalananlar camiye dolduruldu, su ve yiyecek vermeden bir gün ve bir gece tutuldular”.
Boreko Muhamed olayın yaşandığı 1918 yılında 21 yaşındaydı: “Taman birlikleri köyü basıp erkekleri öldürmeye başladılar. Kadınların ve çocukların gözleri önünde erkeklerin kellelerini kılıçla uçuruyorlardı. Namaz kıldırırken köy imamı Quraşıne Şıhambolet’in (КIуращынэ Шыхьамболэт) kafasını kestiler. Çırjın Tibêrde kendi bahçesinde öldürüldü. 78 yaşındaki âmâ (kör) Nalşık Carime’nin üzerindeki elbiseler alındı. Köyü yağmaladılar, tek bir yatak örtüsü, bir kg darı, tek bir sığır ve tek bir tavuk bile bırakmadılar…Tutuklananlar arasında ben de vardım, şansım varmış, kurtuldum. Gece bizi kaçırıp Yegerkuaye köyüne götürdüler…”
Yahya oğlu Ağırjaneko İsmail yazıyor: “Kurganinski birliğinin Bolşevik hücresi de katillere – yağmacılara destek çıkmıştı. Gündüz saat birde (saat 13.00’te) yağmaya başladılar, güneyden köy evlerine top atışları yapılıyor, evlere giriyor, evdekileri dışarı çıkarıp öldürüyorlardı. Güzel kadınlara tecavüz ediyor, önlerine çıkanı öldürüyorlardı. Köylülerin çoğu köyden kaçıp saklanmaya çalışıyordu. İki saat boyunca köyü aralıksız yağmaladılar, 366 kişiyi öldürdüler, öldürülmeyenleri camiye doldurup muhafızlar kontrolunda yedi gün gözaltında tuttular. Bu süre boyunca Çerkeslerin atlarına, hayvanlarına, altın, gümüş ve diğer değerli eşyalarına el koymaya devam ettiler. Yedi gün boyunca götürebildiklerini köyden götürdüler, evleri tahrip ettiler”.
Bu büyük felâketin nedenini araştıranların Koşhable köyünde öldürülenlerin sayısına ilişkin değişik rakamlar verdiklerini görüyoruz. Örneğin…1927 yılında Y.N. Rayenko-Turanski’nin verdiği rakam 214’tür.
1991 yılında Қereşe Aslan’ın verdiği kurban sayısı 400, M. Şıbzıĥo’nun (*) 1992 yılında verdiği sayı 470 ölü, Kat Tevçoj da 2014 yılında 470 sayısını yineledi.
Sonuç olarak, 24 eylül 1918’de bir gün içinde Koşhable köyünden 470 kişi katledildi. Üstüne üstlük, Birinci Dünya Savaşı’nda 330 Koşhableli ölmüştü.
Bugünkü yaşamımızda tarihçilere önemli sorumluluklar düşüyor. Adıgey tarihinde yer almış olaylara tek tek, birbirinden kopuk yaklaşımlarda bulunuluyor. Buna bir son vermek gerekiyor.
Değişimin (-Sovyet sonrasının-) beraberinde getirmiş olduğu olanakları Adıgeyli biliminsanları yerinde değerlendirmeyi ve tarihimizi olduğu gibi, gerçekçi yazmayı başardılar.
Dün açıkça ele alınamayan konular bugün özgürce konuşulabiliyor, yurttaşlarımız da geçmişi gerçekçi bir açıdan öğrenme arayışları içine girdiler.
Adıgeyli biliminsanları bilimsel açıdan belgeler bulup yayınladılar, Moskova, Krasnodar ve Maykop’taki arşiv belgeleri, “gizli” kitaplardan elde edilen bulgular, köyden olup olaylara tanık olanların anlattıkları sonucu olayı yerli yerine oturtmayı başardılar.
Biliminsanları A.T. Қeraş ve M.H. Şıbzıĥo’nun çabalarıyla, 1918 yılı kurbanları anısına köye bir anıt dikildi ve anıt törenle açıldı.
Prof. Dr. Mekul Cebrail
Tarihçi
Adıge mak, 11 Nisan 2016
Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız
(*) – Şıbzıĥo’nun söz konusu yazısının çevirisi için tıklayınız - http://birlesikkafkasya.blogcu.com/...
 
 
  Bugün 35 ziyaretçi (47 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol