adigehaber
  Borodino’da yapılan savaşa (- Napolyon’la Savaşa-) Adıge savaşçılar da katılmışlardı
 

Borodino’da yapılan  savaşa  (- Napolyon’la Savaşa-) Adıge savaşçılar da katılmışlardı

 

 

   

Hath Mıhamet

 

Hath Mıhamet (Хьатх Мы­хьамэт) şarkısını kim bilmez ki? Çok kişi bilir. Ama onun Borodino Savaşı’na katıldığını ve büyük bir kahramanlık gösterdiğini çoğu kimse bilmez.

 

Hath Ğuaze oğlu Mıhamet, bir Şapsığ atlı grubunun başında Fransızlarla savaşmıştı. Şapsığ süvarileri, Denis Davidov’un gerilla birliğine bağlıydılar. Adıgeler, zayıf birliklerle güçlü düşmana karşı konulamayacağını çok iyi biliyorlardı.

 

Tarihçilerin ve bilim insanlarının belirlemelerine göre, 1812 yılından itibaren Fransızlara karşı yürütülen gerilla savaşı taktikleri, Adıgelerden öğrenilmişti. Bu konuda Hath Mıhamet ve atlı grubu bir örnek/ bir model olmuştu. Gerillalar, hiç beklenmedik bir anda ve hiç beklenmedik bir yönden, güvenli alan sandıkları gerilerinden Fransızlara saldırıyor, düşmanın karargâhlarını darmadağın ediyorlardı.

 

Hath Mıhamet’in Beçkan cinsi (1) soylu atının sırtında Paris’e varışını, günümüze ulaşmış olan Şapsığ anlatılarından dinlemek olanaklı. Onun korkusuzca ve kahramanca davranışları, canını esirgemeden düşmana saldırmaları, çok sayıda öyküde hâlâ heyecanla anlatılır. Bu öykülerden biri de K’eraş Tembot’un “Şapsığ Kızı” adlı uzun  öyküsünde anlatılıyor.

 

Boletıko Kaybıy

 

Hath Mıhamet cephedeki tek Adıge değildi, çok sayıda Adıge savaşçısı daha, Fransızlara karşı yürütülen direnişlere katılmıştı. Bunlardan biri de Adıge beyi (Aдыгэпщ),  Kırım- Simferopol Alayı komutanı Boletıko Kiril Matvey oğludur (Memetbıy oğlu Kaybıy). Tarihsel belgelere göre, Boletıko Kaybıy (Болэтыкъо Къэйбый)  7 Eylül 1812’de,   Borodino Ovasında yapılan savaşta (2) büyük bir kahramanlık göstermiş ve yaralanmıştı. Ancak, Fransız askerlerinin  Rus saflarına dalıp Rus askerlerini doğramakta olduğunu görünce, bir atlı grubunu yanına aldı ve  hücuma geçmiş olan düşmanın saflarını bir kurşun gibi  delerek geçti, grubu  Fransız toplarının üzerine vardı; topçuları dağıttılar ve topları bir bir ele geçirmeye başladılar.

 

 

Gösterdiği bu yiğitlik nedeniyle Boletıko Kaybıy’a tuğgeneral rütbesi (генерал-майорыцIэр) ve 4. dereceden – Hıristiyan-  Aziz  Georgi nişanı verildi.

 

 

Kaybıy’ın dedesinin dedesi en varlıklı Kabardey beylerinden biriydi. Aslının K’emguy kökenli olduğu anlatılır. 1709 yılında Kırım’a göç edip - Kırım Hanı-  Kaplan- Giray’ın  (Къэп­лъан-Джэрые) Maliye Bakanı oldu. Torunu Memetbıy, 1758- 1764 yılları arasında Kırım- Giray’ın (Къырым-Джэрые) maliye bakanlığını yapmış, daha sonra  özel danışmanı olmuştu. Kaybıy, işte  bu Memetbıy’ın oğluydu. Böylece Boletıko adı tarihte iz bırakmış oldu, torun Kaybıy’ın Fransızlara karşı direnişi ve kahramanlığı hâlâ anlatılır.

 

Pecıde Adılcerıy

 

Başka bir Adıge savaşçı olan Pecıde (Begidov) Adılcerıye (David Grigoryeviç) ise, Ataman Platov’un emir subayıydı, ardından tuğgeneral oldu. 1806’da Fransa ile, 1806- 1812 yıllarında da Osmanlı İmparatorluğu ile yapılan savaşlara katıldı, 1812 yılında yapılan anayurt  savaşında (- Napolyon ordularına karşı savaşta-)  büyük bir kahramanlık sergiledi. Kendisine üzerinde «За храбрость/ Za hrabost» (Cesareti nedeniyle) yazısı olan altın bir silâh, 4. dereceden Aziz  Georgi nişanı, 4. dereceden – Hıristiyan- Azize Anne nişanı, elmas işlemeleri olan 2. dereceden Aziz Vladimir  nişanı, «За заслуги/ Za zaslugi» adlı Prusya onur nişanı, Preysiş- Eylavski altın haçı, N 8870  askeri nişanı ve değişik birçok madalya ile onurlandırıldı.

 

Adılcerıye, Rus Ordusu safında Fransızları kovalayanlar arasında bulunuyordu, bu nedenle dış ülkelerde yürütülen savaşlara, bu arada Leipzig  “Uluslar Savaşına”  da katıldı (-1813-). Daha sonra, 1828- 1829 Osmanlı- Rus Savaşı’na, dağıtılmış 3 atlı alayın birleştirilmesiyle oluşturulan bir birliğin  komutanı olarak katıldı. Ardından Moldova ve Eflak’da 5 alaydan oluşan ordunun komutanı yapıldı.

 

Tuğgeneral A. Pecıde, köken olarak Kabartay idi, Rusya’da ünlenmiş  ordu komutanları olan Goriç kardeşlerin yakın akrabasıydı.

 

Meğureko Pşıkuy. Hunkale Ahmetbıy

 

Fransa’nın Rusya’ya saldırması sonucu çıkan  savaşa, canını esirgemeden katılan  Şapsığ soylularından (werq) Dolet- Cerıye (Devletkeri) (3) oğlu Meğureko Pşıkuy da katılmıştı. Dolet- Cerıye oğlu Meğureko Pşıkuy, Türklerle Fransızlar arasında yapılan dört savaşa da katılmıştı. 1812 yılında büyük bir yiğitlik gösterdi, savaş tarihine adını yazdırmayı başardı.

 

Pşıkuy kendi ulusunun tarihini ve ulusunun katettiği tarihsel yolculuğu  iyi biliyordu. G. Novitski’nin (4) etnografik çalışmalarında onun yardımcı yazarıydı.

 

Tarih sayfalarında görünür bir biçimde yer alan bir başka kişi de Hunkale (Hunkalov) Ahmetbıy’dır. Ahmetbıy Kırım’da ikamet eden Adıge beyleri (pşı) soyundandı. Pereskop Atlı Alayı’nın komutanıydı.

 

Şeşen (Çeçen) Aleksandr

 

Diğer Adıge komutanlar arasında Nikolay oğlu Şeşen Aleksandr da bulunuyordu. Adıgece adı Ali (Алый) idi. Ali’nin etnik kökeni konusunda tartışma vardır, uzun bir süre  kökeni tartışılmıştı. Çeçen tarihçilere göre Aleksandr bir Çeçen’di, doğduğu köyü bile belirlediklerini yazıyorlardı.

 

Ancak Denis Davidov, “Gerillaların Savaş Günlüğü” adlı notlarında  şöyle yazmıştır, “O, Ali, süvari birliğindeki askerlerin Çeçen ülkesinden daha bebekken alıp getirdikleri bir Çerkes’tir”. Burada bir noktayı  vurgulayalım, o sıralar, Kafkasya kökenlilere    Çerkes de denilebiliyordu.

 

Biliminsanı Abaze Albeç, ona ilişkin olarak, “Rus Süvari Ordusundan Adıge kökenli Nikolay oğlu Çeçenskiy Aleksandr”  diye yazıyor.

 

Sonuç olarak, Aleksandr, daha bir bebekken Kafkasya’dan götürülerek, Rus generali Nikolay Rayevski (5) tarafından büyütülmüştü. Ona Çeçenskiy soyadını ve Aleksandr adını veren,  baba adını da Nikolay olarak yazdıran kişi de Nikolay Rayevski'dir.

 

Çeçen Aleksandr 1805- 1807 yıllarında yapılan savaşlara katılmıştı. Preysiş- Elav kenti (- şimdi RF’nin Kaliningrad oblastında-)  önünde Pecıde Adılcerıye ile birlikte savaştı. Kendisine bir yay ile 4. dereceden Aziz Georgi nişanı,  ayrıca üzerinde “Cesareti nedeniyle” yazılı bir silâh verildi.

 

1812 yılında savaş başladığında rütbesi albaydı. Denis Davidov’un günlüklerinde şunlar da yazılı: “Aleksandr, dostun ya da düşmanın olmalı. İkisinin ortası bir şey onun için değer ve anlam ifade etmezdi”.

 

Aleksandr, Paris’e vardı,  Elize Meydanında yapılan ihtişamlı Zafer  Geçidi  töreninde, Davidov ile birlikte Çar’a eşlik etti. Aleksandr  4. dereceden Aziz Gregori nişanı  ve elmas taşları bulunan 2. dereceden – Hıristiyan Azize- Saint  Anne nişanı  ile taltif edildi.  O sıralar hussar alayı (-hafif süvari alayı-) muhafızı idi. Hussa Alayı, o sıralar Rusya’da en değer verilen, en saygınlanan birlikti. 1814 yılında – Paris’in 100 km kadar kuzeydoğusunda- Soissons kenti önünde yapılan savaşa da katıldı. Aleksandr kolundan ve ayağından yaralanmıştı, ama yine de savaş alanından ayrılmadı. Bu nedenle kendisine elmas taşları bulunan Saint Anne nişanı verilmişti. Ünlü Rus şairi Aleksandr Puşkin, Çeçen Aleksandr’ı tanıyordu, bunu kanıtlayan tarihi belgeler vardır. 1812 yılı savaşlarının  kahramanı olan Aleksandr tuğgeneral yapılmıştı.

 

Savaşa katılanlar arasında çok sayıda Adıge adının  bulunduğu belirlenebiliyor. Adıge erlerinin yiğitliği ve gözüpekliği dışında, Adıge atlarına ilişkin anlatılar ve yazılar da vardır. Belgelerde yazıldığına göre, Adıge savaşçıları dışında, Adıge atı kullanan çok sayıda süvari daha bulunuyordu.

 

Sözgelişi «Гусарская баллада» (Hussar Balladı) adlı film, Nadejda Durova üzerine çekilmiştir. Nadejda erkek giysileri giyerek savaşa katılmış bir kadındı, Nadejda babasının kendisi için satın almış olduğu Alkid adlı Adıge atına biniyordu.

 

Bundan başka, tarihsel belgelere göre, Rus Ordu Komutanı Barklay’ın emir subayı Seslavin Aleksandr da Adıge atına biniyordu. Buna ilişkin çok sayıda anlatı vardır.

 

Adları bize ulaşmamış olmakla birlikte, Rus Ordusunda Adıge atlarına değer veren çok sayıda asker vardı. Adıge atları da, Adıge yiğitleri gibi kaçmak nedir bilmiyorlar, canlarını hiçe sayıyorlardı.

 

Toparlarsak, 1812 yılında yapılan savaşa Karadeniz Kıyısı (Причерноморский) adını taşıyan Kazak Muhafız Birliği (сотне), 9. alay ve birinci süvari alayı da katılmıştı. Bu birlikler en çok Adıge atlarını kullanıyorlardı, bu birlikler askerlerinin çoğu da Adıge erlerinden oluşmaydı.

 

Bunlardan başka, Davidov gibi, daha başka  birkaç gerilla grubu içinde de Adıge savaşçılar bulunuyordu. Bu Adıgeler Çar’a değil, zor durumda olan Rus halkına yardıma koşmuşlar, o amaçla savaşa katılmışlardı. Bunlar umarsızlar için çarpışmaya gitmiş, kendilerini ölüm ateşinin içine atmış, adlarını altın harflerle tarihe yazdırmışlardır. Bugün bile, ulusun adını duyuran bu kişileri unutamayız, unutmamız da olmaz.  Yiğitlerimiz gelecek kuşaklarımız için örnek kişilikler oluşturuyorlar.

 

Bemırze Zurab.

 

Yayına hazırlayan: Ş’avko Aslanguaş.

Adıge maq, 30 Ekim 2012

Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız

Notlar:

(1)- Beçkan, Adıgeler savaşa, çoğunlukla  beçkan cinsi atla giderlerdi. Adıge atları için bkz.  Dr. Vınereko Mir, “Günümüz Adıgeleri ve anayurt”, Cherkessia.net;  ayrıca, bkz. "Adıge Cins Atları", facebook sayfamız.

(2)- Borodino Savaşı, 7 Eylül 1812'de (eski takvime göre 26 Ağustos'ta), Moskova'nın 110 km batısındaki Borodino Ovası'nda yapıldı. Özgün metinde, sanırım bir hata sonucu 6 Ekim tarihi veriliyor.  Savaşta her iki taraf da ağır kayıp vermişti.- hcy.

(3)- Dolet- Cerıye adının  Şapsığ özgün biçimi ‘Devletkeri’ dir. –hcy.

(4)- G. V. Novitski, Rus istihbarat subayı. İstilâ öncesi Çerkes nüfusunu ve gücünü araştırmak üzere, Meğureko Pşıkuy’un kılavuzluğunda Çerkesya’yı gezmiş, özellikle  Çerkes nüfusunu saptamaya çalışmıştır. Novitski’nin saptamasına göre, 1830 yılında Çerkesya'nın toplam  Adıge nüfusu  1 milyon 82 bin 200'dür. Bu sayıya  Rus yönetimi altında olan Adıgeler/ Kabardeyler dahil  edilmemiştir. Saptamaya göre, Şapsığlar 300 bin, Abzahlar 260 bin, Natuhaylar  da 240 bin nüfuslu  olarak verilmektedir.- hcy.

(5)- Nikolay Rayevski, Rus generalidir. Rusların Karadeniz kıyısı Adıgelerine (Şapsığ, vb) uyguladığı zulmü, İspanyol fatihlerin Amerikan yerlilerine uyguladığı zulüm ve katliamlarla bir tutmuş, bu politikayı kınama yürekliliğini göstermişti.- hcy

Not- Tire içi yazılar ve alt çizmeler çevirmene aittir. –hcy.

 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol