adigehaber
  Adıg'e dili öğrenilmesi ...
 
 “İsteyen biri için Adıg'e dili, öğrenilmesi zor olan bir dil değildir”

 
20 Nisan 2011
Hapi Cevdet Yıldız

Bir süre önce Adıg’e  Cumhuriyeti Tahtamukay ilçemiz Enem(Yınem) beldesi 2 No’lu okulu Adıg’e ce dersi öğretmeni BayanÇetave Susan
ı gazetemizde konuk etmiştik.Susan 28 yıllık öğretmenlik deneyimi olan,eğitim-öğretim sorunlarını iyi bilen bir eğitimci.
Biz de,en önemli sounlarımızdan biri olan Adıg’e ce/Çerkesçe anadilinin eğitimi ve öğretimi ile ilgili konularda Sayın Çetave Susan’ın görüşünü almak ve kendisiyle bir söyleşi yapmak istedik.
-Sayın Çetave,söyleşimize,öğretmenlik mesleğini niçin seçtiğiniz sorusuyla başlamak istiyorum.
-Ademıye köyü okulunda okurken,derslerimizden en çok Adıg’e ce dersini seviyordum.Öğretmenimiz Pşıkan kızı Tsey Zoye’nin ders anlatma tekniği çok çekici ve bambaşkaydı,Adıg’e ce ve Adıg’e  edebiyatı derslerini öğrenciye sevdirecek biçimde anlatıyor,bize dersi sevimli hale getirecek ilginç ödevler veriyordu.Ödevlerimi büyük bir ciddiyetle ve benimseyerek hazırlıyordum.Bir teftiş heyeti okulumuza gelecek olduğunda,en çok soru sorulan ve en çok konuşturulan öğrenciler arasında ben de yer alıyordum,öğretmenimizi mahcup etmiyorduk. Adıg’e ce yazılmış kitapları okurdum.
-Anlaşıldığına göre Adıg’e ce’yi çok seviyormuşsun,kendi kendine birşeyler yazdığın da oldu mu?
-Sormasaydın o konuya değinmeyecektim.Birşeyler yazmaya 10-12 yaşlarındayken başladım.Şiirler ve kısa öyküler yazıp öğretmenime gösteriyor,şöylesine yanıtlar alıyordum: “Yazdığın bu şiirler,yine şiir ölçülerini yakalayamamışlar.Susan, şunu bilmeni isterim,hiç kimse anasından şair ya da yazar olarak doğmaz,çok ve kaliteli yazılar okuman,iyi bir düşünme tekniği yakalaman,bu doğrultuda kendini eğitmen gerekiyor.İşte o zaman istediğin hedefe ulaşabilirsin”
Öğretmenimizin sözle,dille anlatılamayacak bir kavratma yeteneği vardı,ona öykünerek öğretmenliği sevdim ve öğretmen olmak istedim.Bu nedenle,okulu bitirdikten sonra bir yıl süreyle annemle birlikte kolhoza gittim ve çalıştım,ardından Adıg’e  Devlet Öğretmen Enstitüsü’nün Filoloji Fakültesi’ne kaydoldum ve 1983 yılında Fakülte’den mezun oldum.
-Mezuniyet sonrası işe nerede başladın,Adıg’e ce derslerini okutma olanağın oldu mu?
-Diplomamı alır almaz,temmuz ayında gelin oldum.Enem’e yerleştik,ilk işime orada başladım ve halen aynı işi sürdürüyorum.
-Öğretmenliğe başladığın sıralarda okullardaki eğitim-öğretim durumu nasıldı?
-Genç biri isen,işe başlamak ve iş sana zor gelmez,sürekli bir mutluluk duyar ve daha iyisini bekler durursun.İlkin bir işim olduğu için sevindim.İkincisi,elimden geldiğince kendimi hazırladım ve dört elle işime sarıldım.İşe,ilkin Rus dili ve edebiyatı dersleri öğretmeni olarak başladım.Çok geçmeden Adıg’e  (ulusal) sınıfları da açıldı,bu yeni sınıflardaAdıg’e ce,Adıg’e  edebiyatı ve etnokültür (bu son iki ders şimdi pogramdan çıkarıldı) derslerini okutma görevi bana verildi,böylece amacıma ulaşmış oldum.20 yıl o dersleri okuttum.Konuları daha güzel kavratmak için,hergün derslere yeni birşeyler katıyordum,görsel malzeme,resim ve levhalar yardımıyla çocukların ilgisini artırıyor,isteyerek çalışmalara katılmalarını sağlıyordum.Ders dışı etkinlikler –Haç’eş (konuk evi),kitap tanıtımı,sanatsal ürünlerin değerlendirilmeleri,eski şarkı ve söylentilerin tanıtımı için saatler ayırıyor ve uzman kişilerin çağrıldığı toplantılar yapıyorduk.Öğrenciler Adıg’e  dili ile edebiyatına büyük bir ilgi duyuyorlardı.
-Bu tür çalışmaların bir engellemeyle karşılaştığı oluyor muydu,şimdi değişen şey nedir?
-Üzücü bir durum,bu son dört yıldan beri ulusal (-Adıg’e -)sınıflarımız kalmadı.Şimdi Rus,Adıg’e ,Tatar,vb öğencilerin bir arada olduğu karma sınıflara geçildi,şimdi karma sınıflarda Adıg’e ce dersini okutuyorum.Buna göre hazırlanmış bir programımız var,dersleri bu programa uygun olarak veriyoruz.
-Edebiyat ve etnokültür dersleri artık okutulmuyor mu?
-O dersler (-Adıg’e  edebiyatı ve Adıg’e  etnik kültürü dersleri-)kaldırıldı,okutulmuyorlar.Geride sadece Adıg’e  dili dersi kaldı,tanınan süre de çok az,haftada iki ders saati ile sınırlı.
-Hangi sınıflarda derse giriyorsunuz,haftalık toplam ders saatiniz nedir?
-Ben 5’inci sınıftan başlayarak 11’inci sınıfa değin (-11’inci sınıf da dahil-) Adıg’e ce derslerini okutuyorum.Haftada toplam 18 saat derse giriyorum.Asıl üzüldüğüm şey,Adıg’e ce için sadece iki ders saati tanınmış olması,bu kadar az bir ders saati ile Adıg’e ce öğretilemez.Bu iki saatlik süre içinde yazı yazmayı,konuşmayı (diksiyonu),Adıg’e  edebiyatını benimsetemeyiz,bir de ek olarak,yazarların yaşamını ve yaratıcılığını kavratmaya,yazarlara ait küçük yazı örneklerini/parçaları okutmaya çalışıyoruz,bu koşullarda verimli bir sonuç aldığımızı söyleyemem.Daha önce seçmeli ya da kurs nitelikli derslere bile daha fazla süre tanınıyordu.Açık konuşmam gerekirse,bu durum Adıg’e ce’nin artık itilmiş kakılmış (-istenmeyen-) bir dil konumuna düşürülmüş olduğunu gösteriyor.
-Adıg’e ce’nin düşürüldüğü bu duruma ne demeli,öğretmenler olarak sizler bu gibi konularda ne düşünüyorsunuz?
-Ben de,başka öğretmenler de Adıg’e ce’ye karşı takınılan bu umursamaz tutum ve küçümseme nedeniyle,son derece kaygılı ve tepkiliyiz.Üzüldüğümüz şey sadece bu da değil,üzüldüğümüz başka şeyler de var:
Adıg’e  Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı,Adıg’e  Bilimsel Araştırma Enstitüsü,Adıg’e  Devlet Üniversitesi’nin Ulusal Fakültesi,Bilimsel Araştırma Enstitüsü’nün rayonlardaki ve okullardaki uzantıları,hepimiz bu olumsuz gelişimi (-kötü gidişi-)kaygıyla izliyoruz.Kurumlar arası bir dayanışma kurabilir ve birbirimizi anlayabilir isek,Adıg’e ce yeniden güçlenecek ve kendini toparlamaya başlayacaktır.Biz öğretmeniz,öğrencilerin bilimle donatılmaları sorumluluğu bizim omuzlarımızda.Bu az ve kısıtlı ders saatiyle,koşar adım gitsen bile,moralsiz ve umutsuz bir ortamda,kaliteli bir eğitim vermek olanaksızdır.
-Okulunuzdaki ya da diğer okullardaki müdürler bu kaygılarınızı sizinle paylaşıyorlar mı?
-Adıg’e ce’yi ele alırsak,bu ders için uygulanan eğitim programına üzülmemek elde değil.Özellikle okul müdürlerinin tutumları iyi değil,müdürlerin çoğu Adıg’e ce’yi biliyor,ancak bu kötü oluşum,Adıg’e ce'nin gerilemesi onları fazla düşündürmüyor (*),bu yüzden Adıg’e ce dersi tek derse ve haftada iki saate düştü ve öyle kaldı.Veliler de, yöneticilerimiz gibi Adıg’e  sınıfları açılmasından yana değiller.Dilimizin değerini kendi kendimize düşürüyor,dilimizi değersiz bir dil haline getiriyoruz,Adıg’e ce resmi bir dil,ancak kağıt üzerinde tabii.Adıg’e ce (Çerkesçe) yok olacak olursa,bu dilin sahibi olan Adıg’e ’nin nasıl bir felaket ve yıkımla karşı karşıya kalacağını hiç düşünmüyorlar.
-Değişik milletlere mensup öğrencilerin karıldığı karma sınıflarda Adıg’e ce ders vermek nasıl bir şey?Anlatır mısın?
-Kendi dilinle,Adıg’e ce ile öğrencilere ders vermek benim için daima bir mutluluk kaynağı olmuştur.Ancak Enem beldesi kente(-Krasnodar kentine-) yakın bir yerde,bu yakınlık bize yarar değil,zarar veriyor.Adıg’e  ailelerinde giderek Rusça daha çok konuşulan bir dil haline geliyor,farkına varmadan Adıg’e ce sözcükler,doğru telaffuz ve düşünce biçimleri kayboluyor . Biraz önce değindiğim gibi,şu an ders verdiğim sınıflarda Adıg’e ,Rus,Alman,Çingene ve diğer milliyetlerden öğrenciler,hepsi aynı sııfta öğrenim görüyorlar.İçlerinde Adıg’e ce bilen de var,bilmeyen de.Adıg’e ce’yi iyi bilenlerle hiç bilmeyenleri aynı sınıfta toplarsan,hepsini aynı eğitime tabi tutarsan,elbette verim alamazsın.
Biz de dili bilme durumuna göre öğrencileri gruplara ayırıyor,değerlendiriyoruz.Eskiden az öğrenci (-ve de öğretmen yetersizliği-) nedeniyle,değişik sınıflardan öğrenciler tek bir derslikte toplanıyor ve her bir sınıf kendi derslerini,sırasıyla ayrı ayrı görüyordu,işte o dönemlerde olduğu gibi,her bir gruba,dili bilme derecesine göre,farklı yöntemlerle Adıg’e ce’yi öğretmeye çalışıyoruz.İşin en üzücü olan yanı,bütün öğrencileri aynı düzeye getirmek için,sıradan ve kolay olan sözcükleri seçip onları öğretmekle yetiniyoruz.Sonuç olarak, Adıg’e ce doğru ve özlü sözcükleri,önemli deyimleri öğretmeye vaktimiz kalmıyor.
-Adıg’e  olmayan öğrenciler Adıg’e ce eğitimi nasıl karşılıyorlar?
-Çoğu Adıg’e ce’yi öğrenmek istemiyor (“biz kendi dilimizi biliyoruz” diyorlar,bu tür sözleri hep duyuyoruz).İstemeyene bir şeyler öğretmek zordur,bu durum bizi de sıkıntıya sokuyor.
-Çocukların bir arada/karma ders görmeleri zararlı oluyor mu?
-Elbette zararlı oluyor.Yetkili biri olsaydım,Adıg’e  öğrencileri diğerlerinden ayırıp ayrı bir sınıfta toplar ve okuturdum.
-Peki,yeterli sayıda Adıg’e  öğrenciniz var mı?
-Yeterli sayıda Adıg’e  öğrencimiz var,ancak Adıg’e  sınıflarımız yok (-kaldırıldılar-).İyi ve yeterli derecede Adıg’e ce öğretmemiz için bize tanınan ders saati de çok az,yetersiz.
-Yardımcı metodlar,ders kitapları ve ders programları konusundaki görüşünüz nedir?
-20 yıl önce,yıllar boyunca özlemini duymuş olduğumuz bir devlet yapılanmasına kavuşmuştuk,bu yıl 20’nci kuruluş yılını kutlayacağımız Adıg’e  Cumhuriyeti doğmuştu.Bu önemli adım halkı sevindirmiş,toplumun moralini yükseltmişti.Bu gelişimle birlikte ulusal (-Adıg’e ce -) sınıflara da kavuşmuştuk.Bu sayede Adıg’e ce eğitim gelişmiş,ilerleme kaydetmişti.Bu arada Adıg’e ce öğretimi ile ilgili yardımcı metod kitapları,ders kitapları yayınlanmış,o tür kitapları bulmak kolaylaşmıştı.Şimdi,ders programlarıyla ders kitaplarının uyuşmadığı durumlar oluyor.Karataban Asyet’in Adıg’e ce öğretmen metod kitabı ile Ç’are Nafset’in programlarından yararlanıyorduk.Ancak Ç’are’ninkine oranla Karataban’ın programını daha düzgün bulduk ve onu benimsemiş bulunuyoruz.
-Bir soru daha:Bugün Adıg’e ce karma sınıflarda okutuluyor,bunun yararlı olan hiçbir yanı yok mudur?
-Düşünecek olursak,öğretmen de öğrenci de sıkıntı çekiyor,ancak o iki saatlik Adıg’e ce öğretimin hiçbir yararının olmadığını söyleyemem.İnsanı biçimlendirme,eğitme,gelenek ve davranış,Adıg’e ce’nin kendine özgü sorunları gibi konular,kısıtlı düzeylerde de olsa öğrenciye öğretilmeye çalışılıyor.Bu nedenle kısıtlı iki saatin de,bir yararı vardır,ancak Adıg’e ce için daha fazla ders saati tanınırsa,Adıg’e ce’nin olanakları daha da artmış olacaktır.
-Değişik ulusal etkinliklere ve kutlamalara çağırılıyor,katılıyor musunuz?
-Adıg’e ce’yi öğrenmek için gerekli olan normal ders saati tutarı verilmiyor,ancak sırf Adıg’e  dili,Adıg’e  geleneği ve edebiyatı ile ilgili olan kutlamalara yine katılıyoruz,örneğin yaklaşan Adıg’e  Cumhuriyeti büyük kutlama gününe katılmak için hazırlanıyoruz,o tür sorumlulukları üstleniyor, kimseyi de mahcup etmiyoruz.
-Susan,Adıg’e ce’nin senin evindeki yeri nedir,çocukların Çerkesçe biliyorlar mı,dili istenecek ölçülerde kullanabiliyorlar mı?
-Adıg’e ler,“Ağaç yaş iken eğilir,çocuk küçüklükten eğitilir” derler (Чыр цIынэзэ къауфэ,
кIа­лэр цIыкIузэ агъасэ).Kızım ve oğlum küçük çocuk iken de Adıg’e ce konuşuyorlardı,dili biliyorlar,şimdi adam olmuşlardır denebilir.Meslek sahibi oldular,bunun için çalıştılar.Kızım Saidemuhasebeci,ekonomist,evli,oğlu Damir 7 yaşında.OğlumRuslan Krasnodar’daki Rusya Ekonomi ve Ticaret Üniversitesi 4’üncü kurs öğrencisi,Adıg’e  dilini ve geleneğini biliyor.
-Susan,vakit ayırıp bizimle görüştüğün için çok teşekkür ederim.
-Ben de teşekkür ederim.
Söyleşiyi yapan:Mamırıko Nuryet
Adıg’e  maq gazetesi muhabiri.
Adıg’e  maq,18 Nisan 2011
Çeviri:Hapi Cevdet Yıldız
(*)-Rusya’da bir okul müdürü,öğretmenin üç katı tutarında ücret alır.Bu da onları Adıg’e ce’den ve Adıg’e lerden çok, yukarıya yaklaştırır ve onlara karşı uysallaştırır ve edilgenleştirir.-hcy
Not:Tire içindeki yazılar çevirmene aittir.-hcy
 
  Bugün 61 ziyaretçi (74 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol