adigehaber
  Libya Adıg'eleri
 
Libya Adıg'eleri

30 Mart 2011
Hapi Cevdet Yıldız

Düzce'deki köyümüz (şimdi Düzce'nin bir mahallesi) Sarayyeri'nde (Kowk'ehabl-Къоук1ьэхьабл) Hacı Mahmud adlı Suriye Lazkiyeli yaşlı bir Çerkes yaşıyordu. Kendisini tanırdım. Köyümüzden Refiye adlı çocuksuz bir kadınla evliydi. Banka müdürü emeklisiydi. Ona ilişkin iki kişisel anım var. ilki "Arap mı kazanacak Yahudi mi?" diye sordu. Yahudi diye birşey duymamıştım. ben de "Yahudi" demiştim.
İkinci anım, babamın at arabasıyla kente gitmiştik. 25 kuruş param vardı. Bir bakkal dükkanına girdim, küçük, yuvarlak bir el aynası almak istiyordum. Ama Türkçe adını bulamadım. Çerkesçe “ğunge” (ayna) deyip durdum. İşaretle anlatmaya çalıştım. Adam bir türlü anlayamadı,pek ilgilenmedi de. Bana değişik şekerler gösteriyor, diğer müşterilerle ilgileniyordu.
Baktım olmayacak,şeker alıp çıktım. Döndüğümde arabamızda Hacı Mahmud oturuyordu. Ne olduğunu anlattım,'ayna diyecektin’ dedi.
Hacı Mahmud yaşlıydı, hastalanmıştı,hastalığı kanser olmalıydı. Büyük amcamın anlattığına göre, “Rufat, ölümü parayla satın alıyorlar deseler parayla satın alırdım” demiş. O denli acı çekiyormuş. Hatırlı ve dürüst biriydi. Vasiyeti üzerine köyümüz dışında, Akınlar köyünün (Bırgehabl) doğusunda eski bir mezarlığa defnedildi. Çocukları çok sever, bize para ve şeker gibi şeyler verirdi. Çocuklar olarak defnini izledik. Toprağı bol olsun. Allah rahmet eylesin.
Şimdi babamın Hacı Mahmud’dan naklettiği anıları aktarayım:
“Hacı Mahmud Trablusgarp’te (şimdiki Libya başkenti) banka müdürüydü. Benim Çerkes olduğumu öğrenince oradaki Çerkesler beni köylerine davet ettiler. Ramazan ayıydı. Teravih namazını hızlı kılıyorlar. Atlarına Çerkes eğerleri vuruyorlar. Ber’ase denilen bir dağ eteğinde (-ya da yörede-) yaşıyorlar.
Anlattıklarına göre Mısır’dan kaçıp buraya yerleşmişler. Kendilerini buraya kadar kovalamışlar. Burada kovalamaktan vazgeçip kovalayanlar Mısır’a dönmüşler. Böylece oraya yerleşmişler.
Tam anımsayamıyorum. Kovalayanlar Yavuz Sultan Selim’in askerleri olmalı.
Çerkesler bana reismiz ol, içimizde okumuş olan biri yok. Hepimiz hane başına sana birer ikişer koyun veririz,hepimizden zengin olursun, dediler. Koyunları yılda birden çok ya da çift doğruyormuş (burası da tam aklımda kalmadı).
O insanlara “Kabiletüssirakes” (Çerkes kabilesi) diyorlar. İtalyanlar gelince,İtalyanlarla işbirliği yaptıkları söyleniyor.Bir zarar görmelerinden kaygılanıyorum.
Sultanhamid’in banka başmüdürü bir kabileye sığındı dedirtmemek için önerilerini kabul etmedim. Yardımcılarımdan biri rüşvet yiyordu,suçüstü yaptırdım,bağlatarak İstanbul’a gönderdim.
“Yapma bunu bana, gidersem amirin olarak dönerim” dedi. Dediği gibi de yaptı, amirim olarak geri döndü. Bunun üzerine tayinimi isteyerek Trablusgarp’tan ayrıldım.
İstanbul-Ankara çekişmesi başladığında bankamda çok para vardı,hangi tarafa vereceğimi bilemedim, İstanbul’a bildirdim,'hepsini alıp hemen buraya gel’ dediler. Öyle yaptım. İstanbul’u daha güçlü görüyor,Mustafa Kemal taraftarlarının kazanacaklarını sanmıyordum. Mustafa Kemal’in adamları geldiğinde de,çaresiz ‘para yok’ dedim.
Eğer parayı İstanbul yerine karşı tarafa,Ankara’ya verseydim, daha üst bir mevkiye yükselebilirdim”.
Bilge bir kişi olan Hacı Mahmud’a ilişkin babamın anlattıkları özetle böyle.
 
  Bugün 12 ziyaretçi (43 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol