adigehaber
  Abhazyada olan nedir?
 
Abhazya’da olan nedir?
 
‘Çerkes Soykırımı ve Çerkesler’ Konulu Bir Söyleşi 1-2 -3 – 4’ sıralı 4 bölümlük bir makalemizin 4 üncü bölümden bir alıntı:
Sayın Sefer Berzeg (Yazar Halit Kakınç ile Çerkes soykırım ve sürgününe ilişkin tv. söyleşisinde- hcy) Abhazları da Kafkasya'dan sürülenler kapsamında saydı. Bu nedenle Abhaz geçmişine değinmekte sanırım yarar olmalı.
(Gürcü “İmereti Krallığı”na bağlı- hcy) Abhaz Prensliği, 1810’da kendi isteğiyle Rus koruması altına girdi. Abhaz Prensliği’nin nüfusu yazar Hayri Ersoy’un naklettiğine göre, 1858’de 94,023 idi (10).
Prenslik arazisi dışında, doğuda dağlık Tsebelda, güneyde de Samurzakan yöreleri vardı. Bu iki yöre doğrudan Rusya'ya bağlıydı. Şu durumda Kafkasya'da 100 binin çok üzerinde bir Abhaz nüfusu bulunuyor olmalıydı.
Adıge - Şapsığlarla savaşmak üzere koruma altındaki prenslikten gönüllü toplanmış mıydı bilemiyorum ama Tsebeldalı Abhazların savaşa, dahası 21 Mayıs 1864'te Kbaada Yaylasında yapılan askerî ve dinî törene bile 'onurla' katılmış ve saf tutmuş olduklarını biliyorum (11).
Sözü uzatmayayım.
Yıl – 1864. (Abhazya adı kaldırıldı, Sohum okrugu/ ilçesi kuruldu- hcy). Rusya’da 1861 yılında başlatılan ve kademeli olarak uygulanan reform [feodalizmi tasfiye] dalgası 1864'te Abhazya’ya ulaştı. Feodal ayrıcalıklar kaldırıldı, köleler -hukuksal bağlamda- özgürleştiler ama reformun alt yapısı oluşturulmadı, örneğin kölelere ve yoksul köylüye toprak dağıtılmadı, böylece yerli nüfusun boşalmasının/ kaçışların 'alt yapısı' döşenmiş oldu. Bu biçimsel özgürleşmeden soylu sınıfı, Abhaz gericiliği hiç memnun kalmadı. Gerisini İngiliz Allen’den okuyalım:
- “Rusların Abazaları memleketlerinden çıkartmak için resmi bir siyasete başvurmamış olmalarına rağmen, birkaç bin Müslüman Abaza (Muhacirler) Çerkezlerin muhacereti esnasında Türkiye’ye kaçmıştı" (12).
1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı başladı. 1856 Paris Antlaşması gereği Karadeniz savaş gemilerine kapatılmıştı, bu nedenle Karadeniz'de Rus donması bulunmuyordu, dolayısıyla Marmara'dan Karadeniz'e çıkan Osmanlı donanması rakipsiz durumdaydı. Osmanlılar, taraftar bir nüfusun bulunduğu Abhazya'ya bir şaşırtma harekâtı düzenlemeye, Rus kuvvetlerini Abhazya'ya çekip asıl saldırıyı başka bir yerden yapmaya karar vermişlerdi (Savaşta küçük ulusların âkıbeti emperyalist güçlerce hesaba katılmaz, tâlî, ikincil bir sorun olarak görülür. Bunu kavramak gerekir).
Abhazya'ya ilişkin gelişmeleri İngiliz savaş tarihi yazarı Allen’den (ve Rus Paul Muratoff’tan -hcy) özetlemeyi sürdürelim:
Mayıs 1877 - "2000 / 3000 arasında Abaza ve Çerkez Trabzon’da toplanmış ve daha sonra nizamî Türk birlikleri refakatinde Türk gemilerine bindirilmişlerdi” (13).
12 Mayıs 1877 - Türkler yaklaşık 1000 muhaciri Gudauta’ya (Sohum'un kuzeyinde kıyı yerleşimi) çıkardılar. Bunlara o yöredeki Abazalar ve mahallî milis kuvvetleri katıldı.
14 Mayıs 1877 - 6 adet Türk savaş gemisi Sohum’u bombaladı. Rus birlikleri 13 mayısta iç kesime doğru çekildiğinden çapulcular Sohum'daki dükkânları ve evleri yağmalamaya başladılar.
15 Mayıs 1877 - Sohum’un güneyinde bir Türk filosu göründü. Rus komutan General Kravçenko Sohum’un tamamen boşaltılmasını emretti.
Abhazyada sayıları 4000’i bulan (pek güvenilir olmayan 500 Abaza milisi dahil) küçük müfrezeler, Pitsunda, Sohum, Oçemçıra ve dağlık Tsebelda bölgelerine yayıldılar.
16 Mayıs 1877 - Rus birlikleri sahilden 15 mil mesafedeki Olginskoye’ye çekildiler. Sayısı 3000’den fazla olmayan asî Abazalar Sohum’daki dükkânları, villaları ve civardaki Hıristiyan köylerini yağmalıyordu.
27 Mayıs 1877 - Kutaisi’den 3500 kişiyle hareket eden General Alhazov Abhazya’da Okum Köyüne ulaştı ve General Kravçenko’nun Sohum’dan çekilen birlikleriyle buluştu. 6000 piyade, 1500 süvari ve 20 top vardı, bu da asi Abazaları temizlemek için yeterliydi. Abazaların sayısı 3000-4000 kişiyi geçmiyordu.
17 Haziran 1877 - Abazaların ısrarı üzerine Türkler Oçemçıra’ya (Sohum'un güneyinde kıyı yerleşimi) 4 piyade taburu ve bir sahra bataryası çıkardılar. General Alhazov, Tiflis'den gelen emir üzerine harekâta geçmeyi planladı. Bu arada asil Abazalardan, sabık Prens Şervaşidze’nin emrinde arazi sahibi çiftçilerden ve milislerden oluşmuş iki tabur Türkleri yandan çevirmek üzere Oçemçıra'ya doğru hareket etme emrini aldı.
Türkler Adler'e de çıkartma yapmış, ancak 1864'te yöre Çerkes nüfusundan temizlenmiş olduğu için dost olabilecek bir nüfus kalmamıştı, bu nedenle Türkler daha ileriye gidememişlerdi. Adler'deki Rus birlikleri ise kuzeye, Soçi'ye çekilmişti.
Bu arada ilerleyen Rus birlikleri bataklık bir arazide Abazalar tarafından tuzağa düşürüldü, Ruslar ölü ve yaralı 350 kayıp verdiler. Bu durum, Abazalara yeni katılmalar olmasına yol açtı. Abazalar Alhazov’un Okum’daki üssünü tehdit ettiler. Ancak Tiflis’ten yeni Rus takviyeler geldi. Rus gücü 9000 piyade, 1500 süvari ve 28 topa yükseldi.
Soçi kale komutanı Albay Şelkovnikov bir Kazak alayı ve üç tabur ile kıyı boyunca güneye, Abhazya’ya doğru ilerlerlemeye başladı, Kuban bölgesindeki (oblast) General Babişev de iki Kazak alayı ve iki plastun taburu ile Abhazya’ya hareket etmesi emrini aldı.
Sonuç olarak 17000 kişilik bir kuvvet birkaç bin Abaza ve birkaç Türk taburunu dağıtmak için toplanmış oldu.
10-20 Temmuz 1877 - Birçok yerde Abazalar dağıtıldı, yerli halk Ruslara itaat etmeye başladı.
1 Ağustos 1877 - Türkler Oçemçıra’yı deniz yoluyla boşalttılar.
23 Ağustos 1877 - Türklerin Gudauta’yı da boşalttıkları anlaşıldı.
29 Ağustos 1877 - Sohum üç koldan kuşatma altına alındı. Şelkovnikov saldırı ısrarında bulundu, ancak Alhazov Türklerin çekilmelerine müsaade edilmesini tercih etti.
Türkler kenti boşaltmaya karar vermişlerdi, “şehirde kalmaktan korkan asî Abazaların ve kendi nizamî birliklerinin boşaltılması işi ile ilgileniyorlardı".
31 Ağustos - 1 Eylül 1877 – Ruslar Türklerin gece Sohum’dan gitmiş olduklarını gördüler (14).
Bu anlatılanlar bir soykım ya da sürgün tablosunu mu yansıtıyor? Peki, 1877'de Türklerle birlikte Abhazya’dan ayrılan Abhaz sayısı neydi? 32 bin (15).
Yine Abhazya’da (aslında Abhazya adı 1864’te kaldırılmış, yöre 'Sohum okrugu' adıyla Kutaisi iline bağlanmıştı, ad Sovyetler döneminde iade edilecekti) 70 bin üzeri bir Abhaz nüfusu kalmış olmalıydı. Bu sayının şimdilerde 500 bini çoktan aşması gerekirdi. Abhaz sayısı niçin hâlâ 100 bin dolayında seyrediyor? Kimse bir yanıt vermiyor.
Abhaz çoğunluğu çok yoksul ve topraksız köylü, köle ve Ortodoks Hıristiyan bir nüfus idi, bu nüfus sanırım kaçış ve dağılma sonucu büyük çaplı bir Rus asimilasyonuna uğradı. Kısmen de Gürcü ve Ermeni asimilasyonuna uğramış olabilir. Yine bu benim bir kişisel tahminim. Araştırılmalı.
Şu durumda bir Abhaz sürgününden söz etmek olanaklı mıdır? Sanmıyorum. Savaş mültecileri durumu/ sorunu söz konusu olabilir. Yine de bu insanların uluslararası hukuka göre anayurtları üzerinde hakları vardır.
 
  Bugün 20 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol