adigehaber
  Türkiye siyaseti ve medyası
 
Türkiye siyaseti ve medyası bizim sorunlara neden duyarsız?





22 Mayıs 2011

Farkında mısınız? Türkiye siyaseti ve medyası bu ülkede yaşayan, Adıg’e toplumu ile ilgili hiç bir soruna hiç ilgi göstermiyor. Adıg’e toplumu ana yurdunu Rusya ya kaptırdı, malından mülkünden, oldu, ona kalan tek değerli şey olan ana dilini de tamamen kaybetmek üzere. Toplumumuz için içler acısı bu durumu son zamanlarda cılızda olsa gençlerimiz, yaptıkları gösterilerle gündeme getirmeye çalışıyorlar. Ancak bu gösterilerle ilgili habere, hiçbir medya kuruluşu yer vermiyor. İktidar partisi dahil hiç bir siyasi parti lideri bu konuya ilgi göstermiyor. Daha iki gün önce 21 Mayıs 1864 yılında Rusya tarafından soykırıma uğrayan sürgün edilen toplumumuzun, yüz kırk yedinci yıl dönümün üzüntü içinde andık, ama biz yine kendi acımızla, kendi derdimizle baş başa idik, yanımızda resmi veya özel medya yoktu, sıradan bir sokak olayını, bir magazin haberini günlerce evire çevire bıktırana kadar yayınlayan medya, bu toplumsal olaya hiç yer vermedi. Bu acı günümüz ile ilgili bu güne kadar, hiç bir partinin lideri ufak bir demeç bile vermedi. Toplumumuzdan siyasetçi çıktı, bürokrat çıktı ancak onlar da toplumumuz ile ilgili sorunları her nedense gündeme getirmedi. Son yıllarda devletin resmi yayın organı TRT de haftada bir gün on beş dakikalık bir süre içinde, Adıg’e dili ile yayına izin verdi, bu yayın da sadece Adıg’e dilinin tek bir şivesi ile yapılıyor, geride kalan çoğunluk bu yayından mahrum. Bu yayının bir yıllık toplam süresi:780 dakika, saat olarak 13 saat yani anadilimizden yayına bu ülkede bir yılda yarım günlük bir radyo tv. yayın olanağı sağlanmış. Özel medya kuruluşları, folklor etkinlikleri haricinde sorunlarımıza duyarsız. Bu ülkenin basını köşe yazarları, aydınları toplumumuzun sorunlarına duyarsız.
Bu vurdum duymazlık karşısında Adıg’e toplumu olarak ne yapmalıyız?
Bir toplum sesini iyi toplumsal örgütlenme ile duyurur. Bizim değişik isimler altında derneklerimiz, federasyonlarımız var, fakat bu dernekler bu güne kadar halk dansları etkinlikleri düzenlemekle vaktini geçirdi, önce bu mevcut derneklere çağrıda bulunarak hepsini bir Adıg’e derneği çatısı altında toplamaya çalışmalıyız. Bunları birleştiremezsek, zaman kaybetmeden bu dernekleri devre dışı bırakacak, sadece Adıg’e sorunu ile odaklanmış, değişik görüşlere açık, genç, dinamik, akılcı, planlı ve programlı hareket eden bir sivil toplum örgütü kurmamız gerekir. Kurulacak bu sivil oluşumun adı da bu günküler gibi Kafkas, Çerkes gibi kırkını bir arada sayan muğlak bir isim altında değil Adıg’e ismi altında olmalıdır. Adıg’eler, Abazalar, Çeçenler ayrı ayrı kendi sivil toplumlarını oluşturmalıdırlar. Bütün etnik toplulukların sorununu bir sivil inisiyatifin bünyesinde çözülemez. Bu sivil oluşumlar ile toplumsal sorunları çözebiliriz.
Türk siyasetinde görmediğimiz ilgiyi Avrupa siyasi alanlarına taşımalıyız. Türk medyasında görmediğimiz ilgiyi demokrasisi gelişmiş diğer ülkelerin medyasına taşımalıyız. Daha çok fazla İnternet medyası oluşturmalıyız.
Toplumsal sorunlarımıza duyarsız kalan siyasi partilerden desteğimizi çekmeliyiz. Onlara destek vermek yerine toplumumuzun içinden, bağımsız siyasetçiler çıkartmalıyız.
Atalarımızın bu ülkeye giriş yaptıkları her yere bir soykırım ve sürgün anıtları dikmeliyiz.

Bu dışlanmışlığı, haksızlığı şiddet yolu ile değil akıl yolu ile tavır koyarak aşmalıyız. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum.
Hatko Nuri
 
  Bugün 4 ziyaretçi (17 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol