adigehaber
  Brant' Zekeriya'nın Tarihsel Mirası
 
Brant' Zekeriya Hacı’nın Tarihsel Mirası

 

 

Günümüz tarih biliminde tarih antropolojisi (insanı öğrenen bilim) büyük bir önem taşır. Geçmişin ve onun portresinin/ resminin, neye benzediği,  kişinin  toplumundaki konumu, topluluk bireylerinin çalışma biçim ve teknikleri, dünya görüşleri öğrenilmeden, geçmiş öğrenilemez. Çünkü yaşamın merkezinde yer alan insanın tarihini ve kültürünü, onun     temelini öğrenmeden tarihi öğrenmek olanaksız olur. Kuzeybatı Kafkasya (- Çerkesya-) tarihi Zekeriya Hacı  gibi akıllı insanlar sayesinde ayakta kalmıştır. Brant Zekeriya Hacı (БрантI Зэчэрые-хьаджэp), 19 – 20. yy’ın ilk üç çeyreğinde yaşamış kişilerden biridir. Brant’ın çalışmaları, dönemini  ve Adıgelerin yaşamını çok yönlü olarak belirleme anlamında önem taşıyor. Yaşama bağlı ve  iyimser biriydi o, elinden geldiğince  toplumu için çalışmıştı.  21 Kasım 1924’te Adıge Özerk Oblastı’nı öğrenmek/ tanıtmak için oluşturulan komitede aktif olarak görev almıştı. Adıge Müzesi kurulurken Brant Zekeriya Hacı 85 yaşındaydı. O sıralar, gönüllü olarak  ilk  Adıge oblastı başkenti olan Krasnodar’a gitti ve kurulmakta olan müzeye, kendi eliyle yaptığı ve Adıgelerin kadim/ çok eski  zamandan beri kullanmakta olduğu ev eşyalarını bağışlamıştı. Bunlar üç ayaklı, yuvarlak Adıge sofrası (1энэ хъурай), tabureler (пхъэнтIэкIужъыехэр), belağ/ kaçamak karıştırma kepçesi (бэлагъэр),  yayık (тхъууа­лъэр/ yağ çıkarma/ dövme yayığı), halıjopç’ı (хьалы­жъо­пкIыр/ halıjo kesme aleti),  ağaç karyola, deri germe aleti (шъоIотыр) gibi şeylerdi. Şu an  bu malzemelerin hepsi AC Ulusal Müzesi’nde sergileniyorlar.

 

Zekeriya Hacı, zamanın uçup gitmekte olduğunu ve geçmişi kayda almak gerektiğini biliyordu. 1924 yılında, gelecek kuşaklara aktarılması için, Adıgelerin folklorik/ sözlü tarihine ilişkin olarak  anlattıkları  “Abzah Öyküleri” (Абдзэхэ къэбархэр)  adı altında derlenmiştir.

 

Hacı’nın el yazmaları da, yıllar sonra, Adıge Müzesi Müdürü Navırze İbrahim’in eşi tarafından Adıge Bilimsel Araştırma Enstitüsü’ne verilmiştir.  Yazılar, öyküler (къэбархэр), Arapça/ Arap harfleriyle yazılmışlardı, daha sonra Enstitü’nün bilim çalışanı Hat’ene Abdullah (ХьатIэнэ Абдулахь) tarafında şimdiki Adıgeceye ( Rus alfabesi esaslı yazıya) çevrilmiştir.

 

Bu yapıtta, kadim/ çok eski Abzahların yaşamı ve çalışma biçimleri, yaşadıkları yerler, değişik yer adları- dağlar ve ırmaklar, Abzahların gelenek ve huyları/ özellikleri ve çoktanrılı inanç sistemi ve bunun neye benzediği (ятхьэшIошъхъуныгъэ - мэджусый диныр), ulusal eşyalar, toprağı nasıl işledikleri, ektikleri ve yetiştirdikleri bitkiler ve  türleri, Tanrıya yakarma ve  eski tanrılarına tapınma biçimleri, Kurban törenleri, ölü yemeği geleneği (хьадэIусым хэлъ хабзэр) ve sağlığı koruma biçimleri, Abzah diyarındaki ulusal danslar ve oyunlar anlatılmaktadır. Bütün bunlar ilginç şeylerdir ve Adıgelerin geçmişini/ tarihini öğrenme konusunda önem taşıyacak  olan anlatılardır.

  

“Abzah Öyküleri” adlı el yazması, türlerine göre, 37 başlık altında toplanıyor, her bir başlığın ayrı bir adı var. Basılı biçimi 117 sayfa tutarında. Kitap değişik zaman dilimlerini içerecek biçimde yazıldığı için, Adıgelerin  folklorik tarih türünün değişik  örneklerini içeriyor. Tarih yazıları, anlatımları yönünden üç bölüme ayrılıyor: Tarih (тхыдэр), menkıbe (таурыхъыр) ve  öyküler (къэбархэр) biçiminde.

 

Tarihsel öykülerde (Тхыдэхэм)   anlatılan kişiler, gerçek anlamda yaşamış ve tarihte yer almış olan kişilerdir. Olaylar Adıge toprağında gerçekleşmiş/ yaşanmıştır. Hatkşokoşho (Хьаткъокъошхо), Aydemirkan (Айдэмыр­къан), Şevgen (Шэуджэн), Kaytıko Aslanbek (Къайтыкъо Аслъанбэч), Yeçanıko Kardeşler (Ечаныкъо зэшхэм) üzerine anlatılar, bu konuda birer  örnek  olarak gösterilebilirler. Brant Zekeriya  Hacı’nın anlattıkları içinde öyküler geniş yer tutuyor, en çok da devlerle  (иныжъхэмрэ) Nartlardan (нартхэмрэ) söz eder, bunlar onların - devlerle Nartların- bir zamanlar Adıge toprağında yaşamış olduklarını belli ediyor.

 

Devlerin ve Nartların izlerine Kafkasya’da hâlen rastlanıyor, çok sayıda değişik ve yüksek tümülüsler/ höyükler (Iо­шъхьэ ин) biçiminde. Aynı biçimde, Adıgelerin çok eski dönemlerde “İsp” (исп) dedikleri küçük/ cüce (цIыф цIы­кIу­жъые) insanlarla birlikte, aynı mekânda  yaşadıkları ve onlardan da üst üste konmuş taşlardan oluşma yerleşim birimlerinin/ evlerin kaldığı tarihte yer alıyor.

 

Menkıbe (Таурыхъыр)  tarihe yakın bir türdür, fazlası - eksiği yoktur, çok eski dönemlerde olmuş olan olayları anlatır. Menkıbe bölümü Adıgelerin türeyişi ve kökeni ile ilgili çok eski bir anlatıyla başlıyor (“Adıge’nin Kökeni” – “Адыгэм ылъапсэр”).

 

Adıgeler Ketay (baba) ve Kutay’dan (anne) türemedir. Onların “Adıg” (Адыг) adlı bir çocukları oldu. Adıg’ın da yedi oğlu olur, ardından çocuklar yedi aile  halinde  birbirlerinden ayrılır, ayrı ayrı evler kurarlar. Çocukların en büyüğünün adı Kumuk (Къумыкъу) idi, onu, kardeşleri olarak, Kabartay (Къэбэртай), Karaçay (Къэрэщай), K’emguy (КIэмгуй), Abzah (Аб­дзах), Bjeduğ (Бжъэдыгъу) ve Şapsığ (Шапсыгъ)  izliyordu.

 

Daha sonraları bu yedi aile Ketay Ülkesinden  ayrılarak Kafkasya’ya yerleşti ve orada yaşamaya başladı, ardından Hazar Denizi ile Karadeniz arasındaki topraklara  egemen oldular. Abzahlar yerleşim yeri olarak, yaz kış tepesinde bir  kar takkesi taşıyan   Fışt Dağı’nın  eteklerini seçtiler.  Ayrıca Mezmay Irmağı kıyılarına da yerleştiler. Adıge topluluklarının (адыгэ лъэпкъхэм) ortaya çıkışı bu biçimde gerçekleşti ve tarihte de böyle yer etti. Öykülerde (Къэбархэp) (Zekeriya Hacı’nın kendi ifadesine göre), en çok, örnek bir Abzah yiğidi olan Hakurıne Tığuj’un (Хьакурынэ Тыгъужъ) adı kaldı. Hakurıne Tığuj, 1850 yılından başlayarak 12 yıl boyunca Abzahların ordu komutanı idi. Bir seferinde K’emguy köylü Mehoş Tığuj’a konuk oldu ve bazı çığlık sesleri duydu. Sorduğunda  kaçakların/ haydutların (хьаджрэтэу хэхьажьы­гъэхэр) Mehoş çift sürücülerin mandalarını (япсыцухэр) yağmaladıklarını, çığlıkların Mehoş sürücülerden geldiğini söylediler. Tığuj çapulcuların peşine düştü, içlerinden birine yetişti – Gume Gur. Tutuştular, Tığuj onu yendi, hayvanları geri getirdi ve sahiplerine geri verdi. Tığuj buna benzer birçok  başarılı ve yiğitçe işi gerçekleştirdi.

 

Brant Zekeriya Hacı’nın el yazmalarının üçüncü bölümü öykülere (къэбархэм) ayrılmış, öyküler gerçekçi ve gerçekleşmiş olan olayları anlatıyor. Bunlardan biri de “Hakurınehable köyünde kadınlarla erkeklerin birbirleriyle savaşmaları” (хьа­курынэхьэблэ бзылъфы­гъэхэмрэ хъулъфыгъэхэмрэ зэрэзэзэуагъэхэр) adlı öyküdür (N 35 başlıklı). Rus bölge yöneticisi/ komutanı  (Урыс уезд начальникэу) Sokolov, Adıgelerin orduda askerlik yapmaları konulu bir emir aldığını bildirir. Ancak,  komutanın çağırdığı kişiler, askerlik yapmak istemediklerini söylerler. Bunun üzerine komutan çok  sert çıkışta bulunur, askere gitmeyenlerin hapse konacağını sert ve kararlı  bir dille bildirir, kendilerine düşünmeleri için üç gün süre tanınır, sonunda Abzahlar  Çar’ın/ İmparator’un  buyruğuna uymayı kabul eder, uzlaşır ve   imza verirler.

 

Dönüşlerinde, olup biteni anlatırlar, kadınlar erkeklerin korktuklarını anlarlar, onları alaya alır ve  korkak olmakla suçlarlar.

 

Kitap, Abzahlarla sınırlı değil, Adıge ulusunun tarihsel geçmişini de anlatıyor. “Abzah Öyküleri” adlı folklorik tarih kitabının konuları, birbirini izleyerek ve bir türe bir ikincisi uyum sağlayacak biçimde eklenerek  sürüyor. Bu yapıtta eski Adıge düşünce biçimi/ düşünce dünyası mükemmel bir biçimde ortaya konuyor, yansıtılıyor.

 

Brant Zekeriya Hacı’nın bu yaratıcı çalışması/ mirası, geçmiş Adıge yaşamının neye benzediğini öğrenmek isteyenler için çok yönlü ve mükemmel bir başvuru kaynağı. Bir insan yaratısı olan bu kitap çok değerlidir,   incelemek  ve öğrenmek açısından, ulusal anlamda büyük bir önem taşıyor.

 

Dr. Çuıwıç’ Anjel/ Tsuvıç Anjel (ЦуукI Анжел)., Adıge Devlet Üniversitesi'nde tarih profesörü.

Adıge maq, 15 Kasım 2012

Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız

 
  Bugün 77 ziyaretçi (92 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol