adigehaber
  Tığujıko Kızbeç
 

 

Tığujıko Kızbeç

 20 Şubat 2012

 

Bir süre önce, Kafkas Savaşı’nın ulusal kahramanı olan ve Çerkeslerin adının uzak diyarlarda duyulmasını sağlayan Tığujıko Kızbeç’in anıtının Adıgey’in Tahtamukay ilçesi Afıpsıpe köyünde dikilmesi  konulu bir istek yazısını yayınlamıştık. Anıt, Adıge (Çerkes)  yiğitliğinin bir simgesi olacak. Çünkü Tığujıko Kızbeç’in gerisinde büyük bir tarihsel anı var. O,    Şerel’ıko ailesinden (l’ako) tanınmış bir Şapsığ idi, ancak sıradan bir kişiydi de. Ama ona “Çerkeslerin aslanı” adı verilmişti.

 

Tığujıko Kızbeç üzerine geniş bir anlatı, Şhalaho Abu’nun “Sönmeyen Yıldızlar” (МыкIосэрэ жъуагъохэр) adlı kitabında yer alıyor.

 

Tığuj oğlu (Tığujıko) Şerel’ıko Kızbeç, o zamanlar Adagum Irmağı kıyısında olan Naşha (Нашъхьэ) köyünde 1777 yılında doğdu. Kızbeç, 18. yüzyıl sonları ile 19. yüzyıl başlarında Adıge ülkesinde yaşamış olan yiğitlerden, kahramanlardan biriydi.

 

O dönemin yazarlarından Hangerıye’nin (Хъанджэрые) (*) yazdığına göre, Kızbeç, çocukları Kazaklar tarafından öldürülmüş, çok sayıda yara taşıyor ve yaşı da ilerlemiş  olan biriydi. Böyle olmasına karşın, o, durmaksızın Ruslara yönelik yağmalama harekâtlarında bulunuyordu (хъункIэкIэ якIущтыгъэ). Anapa’daki Osmanlı kale komutanı Hasan Paşa’nın teşvikiyle  Mekke’ye gitmişti, ancak hacı da  olsa, Kızbeç  köşesine çekilecek, durulacak olan biri değildi: Son nefesine değin katı ve dizginlenemez  bir Şapsığ olarak kalmıştı. Heybetli yapısı, gür sesli, adımları ve bakışlarıyla korku saçan biriydi. Başka bir anlatımla, korkusuz ve boyun eğmez biri olan bu Şapsığ yiğidinin eylemleriyle görünüşü tam bir uyum  oluşturuyordu.

 

Kızbeç’in korkusuz   mücadelesi, çağdaşı ve sempatizanı olan kişiler dışında, düşmanları arasında da saygı uyandırıyordu. Kızbeç’in yiğitliği ve başardıkları, günümüzün  kahramanlık örnekleri arasında da değer yaratıyor ve bütün bunlar giderek daha  da bir anlam kazanıyorlar.

 

J. S. Bell, 19 Temmuz 1837 tarihli notunda şunları yazıyor: “…İkinci gün yanımıza gelenler arasında Pşada köyünde tanışmış olduğum Hacı Kızbeç de vardı. O yaman ve  yetenekli bir  savaşçı, 60 yaşında biri. Yiğitliği ve akınları  ile Ruslar arasında  korku yaratmış olan biri.  Yakın, sınır yörelerde yaşayan Rus kadınları, ağlayan çocuklarını onun adını söyleyip  korkutuyor ve susturuyorlar, Rus generalleri Rus  otoritesini tanıması ya da barışa yanaşması durumunda, onun tüm isteklerini kabul edeceklerini defalarca Kızbeç’e bildirmiş bulunuyorlar. İmparator (Çar), kendisine  bir resmini göndermesi halinde, kendisine  büyük bir hediye vereceğini söyledi, ama Kızbeç bunların hepsini elinin tersiyle itmiş olan biridir”.

 

28 Kasım 1824’de casus  ve muhbirlerin getirdiği  bilgileri  Karadeniz Ordusu (Çenemor) Atamanı  Albay Matveyev’e bildiren gizli yazısında Tümgeneral Vlasov şöyle diyor: “ Ünlü yağmacı Kızbeç, muhbirlerimizin bildirdiklerine göre, 200 Şapsığ süvarisi toplamış durumda, Orehova Adası ya da Elizavetinskaya köyü (Orta Kuban Irmağı’nın Rus tarafında-) taraflarına doğru  bir  saldırıya geçme  niyetindeymiş”.  Vlasov, bu  bilgiler doğrultusunda, her bir mıntıka   komutanın, ne yapmaları gerektiğini bildiriyor…Vlasov, muhbirlerin bildirdiği bilgilere dayanarak, Matveyev’e gönderdiği 8 Kasım 1824 tarihli yazısında da şunları söylüyor: “31 Ekim günü Abzahlar Cebi Irmağı (Джеби) kıyısında bir toplantı yaptılar. Toplantıya ünlü ve soylu Şapsığ  soyguncusu (оркъ хъункIакIо) Kızbeç de  katıldı. Toplantıda bize saldırma kararı alındı. Kararı uygulamak için, Kızbeç, Afıps Irmağı yukarı  yörelerinden başlayarak Şebj Irmağına değin uzanan bir alandaki arkadaşlarına toplanmaları için  haber duyurmuş  durumda. Tsafe, Cebi, Akobıj ve Sups ırmakları boylarında yaşayan Abzahlar savaşa hazırlar. Bu kişiler Şapsığlara katılıp Kızbeç komutasında yakında bize saldıracaklardır. Sayıları 1000’i buluyor ve birçok yere eş zamanlı  saldırma gibi bir karar almış bulunuyorlar…”  (**)

 

Habejko Canbek’in “Adıgey’in Batı Yöresi Kahramanları” (Адыгеим и ТыгъэкъохьэпIэ лъэныкъо илIыхъужъхэр) adlı kitabında şöyle deniyor: “ Ahcaguko Pşıkuy  dışında, Batı Adıgey’de en fazla kahramanlık gösteren kişi “Çerkesya Aslanı” diye adlandırılan Hacı Kızbeç (Tığujıko Kızbeç) idi. Hacı Kızbeç ünlü bir süvari birliği komutanıydı ve düşman topraklarının içlerine dalmaktan kaçınmıyordu. Kazandığı başarılar,  Dağıstan- Çeçenya yöresinde savaşmış olan Hacı Murat’ın başarılarından geride kalır  değildir. En büyük başarısı, 1834 yılında Abın Irmağı boyunda yapılan savaşta 700 Adıge atlısı ile 12 000 kişilik koca bir Rus ordusunu dağıtmış olmasıdır. “Çerkeslerin Aslanı”  o sıralar 60 yaşındaydı”. Kızbeç,  önüne geçilemeyen  bir Azrail gibi 40 yılı aşkın bir süre düşmana korku salmaya devam etti, sonunda,  24 Şubat 1840’da altı yerinden yaralı bir vaziyette yaşama veda etti.

 

Hazırlayan: Ç’are Fatim

Adıge maq, 3 Şubat 2012

Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız

(*)- Hangerıye- Adıge asıllı Rus albayı. Bazı yazıları günümüze kalmıştır.- hcy.

 (**)- 1824 yılında Adıgey (Çerkesya) bağımsızdı. Anapa'da bir Osmanlı paşası bulunuyordu. Buna karşın karşılıklı akınlar olduğu anlaşılıyor. Rusların Çerkesya'ya yönelik istila niyet ve hazırlıklarının  bulunduğunu anlıyoruz.- hcy.

Not: Tığujıko Şerel'ıko Kızbeç'in mücadeleleri ve Satruk Zaferi için bkz. Ç'ırğ Ashad, "Kafkas Savaşı Tarihinden Bir Sayfa", Cherkessia.net; adigehaber.

 
  Bugün 30 ziyaretçi (38 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol