Ulusumuz Adına Kaygılanıyor
20 Aralık 2011

Perenıko Feridun,kelimenin tam anlamıyla aradığımız biri çıktı. Geçen yaz “Nef” dans topluluğunun Türkiye turnesi sırasında kendisiyle tanıştık. Toplum hizmetinde koşan çağdaş bir insan, iyi Adıgece biliyor. Adıgey’den Bursa’ya giden soydaşları karşılayan, yalnız bırakmayan ve onlarla sürekli ilgilenen biri. Feridun Bursa’da Çerkes sivil toplum örgütü olarak Kafkas Derneği’nin kuruluşu çalışmalarına katılmış ve görev almış biri.
- Bursa’da 60 bin kadar Çerkes yaşıyor, - dedi bize Perenıko Feridun. – Ayrıca değişik kökenli Kafkasyalılar da kentimizde yaşıyorlar. Soydaşların sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm yolları bulmak amacıyla 1963 yılında bir Kafkas Kültür Merkezi (кавказ культурэм и Гупчэ) kurduk. Böylece Kafkas kökenli insanların buluştuğu bir merkezimiz oluşmuş oldu. 1990 yılında ise, Kafkas Kültür Derneği’ni kurduk, ama tüm Adıgeleri buraya getirmeyi başaramadık. Şu sıralar soruna bilinçli ilgi duyan 500 kadar kişiyiz, ancak kutlama günlerinde 3 bin kadar kişi toplanıyor.
İki yıl önce Bursa Kafkas Derneği’nin adını Çerkes Derneği olarak değiştirdik. Bu girişimimiz Türkiye’nin başka yörelerinde yaşayan Çerkesler için de bir örnek oldu.
Türkiye’de yaşayan değişik kökenli Kafkasyalılar, sözgelişi Çeçenlerin, Dağıstanlı ve Osetlerin sorunları bizimkilerden farklı hale geldi, o insanların sorunlarını çözme yolları da değişti ve farklılaştı. Bu gibi halkların sorunları ile ilgilenme sonucu uzun bir zaman kaybına uğradık, Çerkesler böyle demeye başladılar, bu nedenle, şimdi, Çerkes sorunu ile ilgilenme ve ona öncelik verme vakti gelmiş bulunuyor.
Çerkes Derneği binası kiraladığımız bir yer. Bu yerde bir toplantı salonu, kütüphane, dans pisti ve mutfak bölümü bulunuyor. Bize bir arsa temin edilirse yeni bir Çerkes Derneği binası kurabiliriz.
- Ulusal kültürü yitirmemek ve korumak amacıyla kurduğumuz “Blane” dans topluluğunda yüzlerce çocuk danslarımızı öğrendi ve dans etti. Bu çocuklardan bazıları anayurda, Maykop’a giderek Adıge kültür festivaline de katıldılar.
Dernek kurucularından Feridun ninesi Mıuminet’i (МыIуминэт) anımsıyor, Türkiye’ye getirildiğinde ninesi henüz küçük bir çocuktu. Türkiye’ye ilk yerleşmiş olan yaşlıların karşılaştıkları sıkıntılar ve anıları hâlâ Feridun’un belleğinden silinmiş değil.
- Ben Savaş (*) köyünde doğdum, - diyor Feridun. On kadar komşu Çerkes (Adıge) köyümüz var. Köylerin adları Türkçe kayda alınmış, tanıtım levhaları da Türkçe yazılı, ama köylerin Şıncıyeç’e (Yeni Şıncıye), Weçepşıyeç’e, Tehutemıkuayeç’e, Hatikuayeç’e, Tığujkuayeç’e biçiminde Adıgece adları da var (**).
O köylerde yaşayan Çerkesler tarımla uğraşıyorlar. Ancak dönem değişiyor. Sanayileşme hareketi var. Çerkes gençleri de yerleşmek, okumak ve iş kurmak amacıyla köylerinden ayrılıp kentlere taşınıyorlar.
Feridun çocukluğundan beri Çerkesçe konuştuğunu ve dilini koruduğunu söyledi. Ancak, ne denli üzülse de, kendi ve eşi, çocuklarına gereğince Adıgece’yi öğretememiş bulunuyorlar. ‘Çocuklar söylediklerimizi anlıyorlar, ama Çerkesçe yanıt veremiyorlar’ diyor.
Bu eksikliği, bu yanlışı gidermek için, tatilde çocuğunu Adıge Cumhuriyeti’ne götürmeyi ve anadili eksiğini orada tamamlatmayı düşünüyor.
Nıbe Anzor, Şapsığ gazetesi muhabiri.
Soçi – Bursa – İnegöl – Soçi
Adıge maq, 20 Aralık 2011
Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız
***
(*) – Savaş, Çanakkale Biga’nın Savaştepe köyü olmalı. – hcy.
(**) – Kafkasya’dan gelen Adıgeler, terk ettikleri Adıgey’deki köylerinin adını, “yeni” (ç’e) eki takarak burada yaşatmış oldular. -hcy