adigehaber
  Çerkeslerin de Azınlıkları
 
 
 Çerkeslerin de Azınlıkları Var-3

KÜRTLER: Adıgey'de Konuklar mı Yoksa Adıgeyli mi Oldular?
 15 Nisan 2011
Hapi Cevdet Yıldız

Kürt Sivil örgütü “AGRI” merkezi
Kürdistan denen Kürtlerin ülkesi İran, Türkiye, Irak ve Suriye sınırlarının birleştiği bir yerde bulunuyor.
19.yüzyılda Rusya İmparatorluğu topraklarını genişletiyordu, bu bağlamda Kürtlerin yaşadığı bir bölüm Osmanlı toprağı da Rusya'ya eklenmişti. Böylece, Kürtlerin bir bölümü Rusya yurttaşı olmuş ve Büyük Rus ulusu ile tanışmış oldu. Rusya, ele geçirdiği toprakların bir kısmından daha sonra geri çekildi, ancak yine de, büyük bir Kürt nüfusu Rusya'da kalmış oldu. Kürtler, o zamanlar Rusya'da kalan Kürt nüfusunun 800 bin dolayında olduğunu söylüyorlar.
Sovyetler Birliği'nin ilk döneminde, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki bir yörede, “Kızıl Kürdistan” adlı özerk bir Kürt yönetiminin bulunduğunu da anımsatalım. 1920'li yıllarda Ermenistan Cumhuriyeti nüfusunun yüzde 35'i Kürt'tü. 1937'de, diğer azınlıklar/küçük uluslar gibi, Kürtler de topluca Orta Asya'ya göç ettirildiler. 1940'lı yıllarda bu Kürtlerden bazılarının yavaş yavaş, sessizce ve kendiliğinden Ermenistan'a döndüğü görüldü. Şu sıralar Adıge Cumhuriyeti'nde (AC), özellikle -cumhuriyetin kuzeyinde- Krasnogvardeyski rayonunda (ilçe) yaşayan Kürtler işte bu son gruptandır.
Kürtler niye böyle darmadağın oldular? Özellikle niçin Adıgey'i bir yerleşim yeri olarak seçtiler? -1988 yılında- Karabağ sorunu patlak verince Kürtler, savaşan Azeriler ile Ermenilerin arasında kaldılar. Kürtler de, Azeriler gibi Müslüman olduklarından Ermeniler tarafından hedef alındılar ve acımasızca katledilmeye başlandılar, öldürülen Kürt sayısı da az değil. Bu olay üzerine Kürtler Orta Asya cumhuriyetlerine, en çok da Krasnodar Kray ve Adıgey'e taşınmaya ve yerleşmeye başladılar.
Rusya Federasyonu (RF) topraklarında yaşayan Kürt sayısı tam belli değil, Kürtler, şu sıralar kendi sayılarının 200 bin ile 300 bin arasında değişebileceğini söylüyorlar.
Kürtler Adıgey'e 1980'li yılların sonlarında gelip yerleştiler. 20 yılı aşkın bir süreden beri AC'nin Krasnogvardeyski rayonunda yaşıyorlar, sayıları 4 bini aşmıştı. Hepsinin evi var. İlk geldiklerinde harap ve küçük evler satın almışlardı, şimdi yeni evler yaptılar, çok sayıda kişi de satın aldığı eski evine yeni odalar eklemiş durumda.
Çalışkan ve eli işe yatkın kişiler olan Kürtler, emekleriyle geçiniyorlar. Mükemmel serası olmayan, sebze yetiştirmeyen hiçbir Kürt ailesi yok. Çok sayıda koyun ve inek besliyor, sütü evlerinin kapısına kadar gelen alıcılara teslim ediyor, sütün litresini 13 rubleden satıyorlar.
-Adıgey'e - ilk gelen Kürt kafilesi 30 haneden oluşuyordu, kolhozlar henüz dağılmamıştı, kolhozlarda iş buldular, süt sağımı, hayvan bakımı, marangozluk ve şoförlük gibi işlerde çalıştılar. Şu sıralar bürokraside ya da kendi özel işinde -kentte- çalışan Kürt sayısı çok az.
Yaşam düzeyleri, bu son yıllarda gözle görülür bir biçimde iyileşti. Girdiğimiz hiçbir Kürt evinde hiçbir eksiklik gözümüze çarpmadı. Yerler ve duvarlar halılarla kaplı, kapılarında özel arabaları/otomobilleri, bilgisayarları ve evlerin çatılarında çanak antenleri var.
Yerleşim yerleri/köyleri
Adıge Cumhuriyeti'nde şu sıralar toplam 4,154 Kürt yaşıyor. Adıgey'in Beloselski, Yelenovski, Sadova, Bele, Bjeduğhabl ve Verhnenazarovski köylerinde, birbirleriyle dayanışma içinde ve toplu gruplar halinde yaşıyorlar.
Kürtlerin Adıgey'i yeğlemesi, toprağının verimli, ikliminin mükemmel olması yanında, konut fiyatlarının diğer yerlere göre Krasnogvardeyski ilçesinde daha ucuz olmasına dayanıyor. Adıgelerin (Çerkeslerin) de kendileri gibi Müslüman olmaları, yeryüzüne dağıtılmış ve zor bir durumda bulunmaları da etkenler arasında sayılıyor. Kürtler, kendi zor durumlarının Çerkesler tarafından daha iyi anlaşılacağını düşündüklerini söylüyorlar.
Bu son yıllarda başka ülkelerden gelip Adıgey'e yerleşmekte olan Kürt sayısında bir azalma var, ancak Rusya'nın diğer yörelerinden gelen tek tük kişileri, asıl kendi yüksek doğum oranlarını hesaba katarsak, Kürt sayısının azalmadığını, aksine çoğaldığını söyleyebiliriz.
Beloselski, Yelenovski ve Sadova köyleri okullarında, geçtiğimiz yıl öğrenim görmüş olan 1522 öğrencinin 808'i (yüzde 53'ü) Kürt idi. Peki bu köylerde Kürt olmayan nüfus çoğunlukta mıdır? Değilse bile, Kürt ailelerinde doğan çocuk sayısının diğerlerini çoktan aşmış olduğu anlaşılıyor.
Kürtlerden bir zarar görüyor muyuz?
Bu soruya verilecek yanıt, kişinin yaklaşımına göre değişebilir. Sözü edilen köylerde en çok Ruslar barınıyorlar, oralarda Ermeni, Grek (Rum) ve Adıge aileleri de var. Bu son 20 yıl içinde bu insanların küs oldukları ya da dostça ilişkiler kurdukları dönemler de yaşandı. Karşılıklı ilişkiler şimdilerde de pek iyi sayılmaz.
Köy yöneticilerinin (muhtarların) söylediklerine göre, 'kutır' (1) denilen bu köylerin eski sakinlerinden gelen şikayet sayısı az da değil. Böyle bir sorunu görüşüp gelmiş olan Preobrajenski beldesi Başkan yardımcısı Mihail Helovsko ile karşılaştık. Söylediğine göre, Kürtler koyunlarını başıboş yola salıyorlar, peşini aramıyorlar, koyunlar da bahçelere girip zarar veriyorlar, şikayet bundandı. Kürtlerden hayvanlarına sahip çıkmaları isteniyor, onlar da “olur” diyorlar, ardından verdikleri sözü unutuyorlar (ya da unutmuş gibi yapıyorlar), kurallara uymuyorlar. Bu gibi durumlardan bıkıp usanmış olan kişiler de haklı olarak şikayetlerde bulunuyorlar.
-Hayvanını başıboş bırakıp zarara yol açan kişilerle konuşup ceza kesiyoruz, verilen zararın bedelini alıyoruz. Zorluk çıkarmadan para cezalarını ödüyorlar, buna karşın koyunlarını yine başıboş dışarı salıyorlar. Bahçelere ve tarlalara verilen zararlar nedeniyle şikayetler alıyoruz, -diyor Mihail Helovsko. -Onları sürekli gözetiyor, yardımcı olmaya ve kurallara uymalarını sağlamaya çalışıyoruz. Kısa sürede bizi anlayan ve kurallara uyan Kürtler de var, onlar bize yardımcı oluyorlar, ancak eski alışkanlıklarını sürdürmekte ısrar edenler de az değil.
İlçe (rayon) merkezinde, Krasnogvardeyski'de çok kişiyle konuştuk. Konuştuklarımız içinde bu yeni gelenlerden (-Kürtlerden-) memnun olmadıklarını söyleyenler de vardı. Örneğin Kürt çocuklarının sünnet edilmeleri sırasında yoldan geçmek zorlaşıyormuş. Kürtler sünnet gününü bir şenlik havasında ve gürültülü bir biçimde kutluyorlar, kendileri dışında kimse, bir başkaları yokmuş gibi hareket ediyorlar, bizi dikkate almıyorlar. Böyle bir gelenekleri var. Şimdi onlara özel bir toplanma, şölen yapma yeri gösterildi ve eğlentilere gece saat 23.00'te son vermeleri gerektiği de söylendi. Şimdi komşular giderek daha fazla birbirlerine ısınmaya ve yakınlaşmaya başladılar, diyorlar.
“Agrı”
Krasnogvardeyski ilçesinde yaşayan Kürtlerin kurduğu toplumsal örgütlerinin adıdır 'Ağrı'. Merkezi Preobrajenski beldesinde, örgütün seçilmiş yöneticileri var, başkanları Hodeda Kalaşov'dur. Yardımcısı da Fayzo Abdulov'dur, Fayzo eğitimli bir genç, tarım uzmanı, mühendis, birkaç yıl kolhozda da çalışmış. Her ikisi de yönetimde, soydaşlarının işleri ve sorunlarıyla ilgileniyor, herkese yardımcı olmaya çalışıyorlar. Toplantılara gençleri de çağırıyor, yasalara uymaları ve sorun yaratmamaları gibi konularda onları uyarılıyorlar.
Adıge ülkesine ilk yerleşen Kürtlerle görüşmek istediğimizi söyledik, bizi karşılayanlardan üçünün ilk yerleşiklerden olduğunu söylediler. Biz de en çok merak ettğimiz bir soruyu öncelk vererek sorduk:
-Onca boş yer varken- Adıge Cumhuriyeti topraklarına yerleşme fikri nereden aklınıza geldi?
-Kendi adıma şu kadarını söyleyebilirim, ben buraya Yelenovski köyünde yaşayan kardeşimin yardımıyla geldim, -diyor “Agrı” adlı Kürt örgütünün Başkanı Hodeda Kalaşov. -Kardeşimin arkadaşı olan bir Ermeni genci 1986 yılında Yelenovski köyüne yerleşmişti. Karabağ şavaşı başlayınca Ermenilerle Azerbaycanlılar arasında kaldık, çok sıkıntı çektik. Krasnodar Kray'a gelmiştik, nereye gideceğimizi bilmiyor, karar veremiyorduk. Kardeşim şimdi yerleşmiş olduğumuz bu köyü görmemizi istedi. Toplam 30 hane idik, çoluk çocuk hep birlikte Adıgey'e geldik. Herkesten önce anne ve babalarımız bu gideceğimiz yerde kimlerin yaşamakta olduklarını sordular. O yerler ana halkının Müslüman -Çerkes- olduğunu öğrenince çok sevindiler.
-Karabağ Savaşı başladığında ben Ermenistan'da Tarım Enstitüsü'nde okuyordum, -diyor Fayzo Abdulov. -Enstitü'yü bırakıp ailemle birlikte buraya geldim. Ermenistan'daki Enstitü Müdürümüz, Krasnodar'daki Tarım Enstitüsü Müdürü İ.Trublin'e telefon etti, beni enstitüye almasını ve öğrenimimi tamamlamama yardımcı olmasını istedi, bu iyiliğini ömrüm boyunca unutamam. Nasıl unutabilirim ki? Yerleştiğimiz bu yerdeki insanların bize yaptıkları yardımları, iyilikleri de unutamayız. Adıgey'de bize çalışma, öğrenim görme ve barınma izni verildi. Bunun bizim için taşıdığı değerin farkındayız.
Osman Tagir Bjeduğhable köyü Kürtlerinin temsilcisi. “Kürtlerin elindeki toprakların geri alınacağı söyleniyor”, “Önümüzü göremiyoruz”, -diyor Osman Tagir. -“Ancak buralarda barındığımız sürece Rusya Federasyonu ve Adıge Cumhuriyeti yasalarına saygı göstereceğiz”.
Eğitilmemiş kişi kördür (gerçekleri görmez)
Abdulayev Adam 11'inci sınıf öğrencisi. Çalışkan öğrencilerden imiş. Sadece onun değil, tüm Kürt öğrencilerin eğitime önem verdiklerini İlçe Eğitim Müdürü Hajmeko Tevçoj'dan öğreniyoruz. Pekiyi dereceyle liseyi bitiren Kürt öğrencilerin bulunduğunu da söylüyor müdür.
Abdulayev Adam'ın derste yazdığı bir kompozisyon yazısını bize gösteriyor: “Ben Adıge Cumhuriyeti'nde doğdum ve bu cumhuriyette yaşıyorum. Babam bana bir Kürt ülkesi olduğunu söyledi. Uzaklarda imiş, uzakta da olsa orasını görmek, soydaşlarımın yanında yaşamak istiyorum. Adıgey benim ikinci vatanım. Buradaki insanların bize karşı gösterdikleri sevgi ve yardımlar nedeniyle Adıgey daima benim kalbimde yaşayacak”. Abdulayev Adamdört dil biliyor: Kürtçe, Rusça, Çerkesçe (Adıgece) ve İngilizce. Kürtçe'yibüyük küçük bütün Kürtler çok iyi bir derecede biliyorlar.
Bu arada belirtmemiz gereken bir durum daha var, uzunca bir süre Kürt çocukların okula gönderilmemeleri sorunu yaşandı, Krasnogvardeyski ilçe yönetimi ile değişik makamlar, çocukların eğitim almalarına izin vermeleri için ailelerle sık sık görüştüler. Başlarda velilerin çoğu çocuğunu okula vermedi,okula kendi gelmek istemeyen çocuk sayısı da çoğunluktaydı. Daha sonra Rusça'yı sökenler çoğaldı, ardından ağabeyler kardeşlerine Rusça öğretmeye başladılar, ana-babalar da giderek Rusça'yı öğrenmeye başladılar.
Bugün 6-7 yaşından başlayarak bütün Kürt öğrenciler okula devam ediyorlar, ancak kız çocukları adına üzücü bazı durumlar da yaşanıyor. Beşinci ya da altıncı sınıfı bitiren kız çocukları okuldan alınıyor ve evde çalıştırılmaya başlanıyor. Kız çocuklarının çoğu yaşı dolmadan evlendiriliyor.
Preobrajenski beldesinde Kürt kızları,daha okulu bitirmeden kaçırılabiliyorlar. Ana babalara kızlarını erken evlendirmemeleri, onları okutmaları, okumuş kızların daha güçlü ve daha kalıcı bir yuva kuracakları söyleniyor, bu gibi konularda hayli bilgilendirme yapılmış bulunuyor.
Kürt çocukları okula ilk alındıklarında Rusça ile Çerkesçe'yi (2) bilmiyorlardı, bu yüzden öğretmenler çok zorluk çektiler. Rusça'yı bilenlere okuma yazma öğretmek çok daha kolay, ancak bilmeyenler için sıkıntıyı göğüslemek gerekiyordu. Kızlar artık okula gidiyorlar, 9'uncu sınıfı (-orta okulu-) bitiriyorlar, bir meslek sahibi olmak için liseye ve değişik okullara gidenler, artık üniversite eğitimi gören Kürt kızları bile var.
Şimdiki çocuk sayısı dört mü?
Bir Kürt ailesinin 10 ve üzeri çocuğunun olduğu söylenir. Kürtler ise, ailelerin çoğunda sadece üç dört çocuk bulunduğunu söylüyorlar. Bir yönüyle fena değil, ama işin bazı sakıncalı yönleri de var, sakınca daha çok genç kızlar adına sözkonusu. Kadınlar aile içi ile sınırlı kapalı bir yaşam sürdürüyorlar, evin dışına da taşmış bir yaşamın olmazsa, dünyadan kopmuş olmaz mısın? Toplum bilincini ve toplum içi yaşamı geliştirebilir, dünyadaki değişimi yakalayabilir misin? Toplumsal yaşama katılmazsan ve buna değer vermezsen, kendine de değer vermiyor olmaz mısın? Bu tür soruları toplumbilimciler, işin uzmanları ve kendi yaşamını kendi kurmuş olan insanlar yanıtlarlarsa, sorun daha anlaşılır ve daha anlamlı bir hale gelmiş olur.
Kürt kadını evde, bahçede çalışan bir kadın, çocuk büyütür, evin tüm işlerini görür. Çok çalışkandır. Bahçesinden ve ineğinden elde ettikleri ile ailesini doyurur. Bu kadarlık bir dünyayı yeterli bulur, yakınmaz, şükreder ve mutlu olur. Okumak ve bir meslek edinmek gibi bir derdi de yoktur. Müslüman olduğu için, çocukluğundan başlayarak, çocuğun bir Allah vergisi olduğuna inandırılmıştır. Böyle bir atmosfer içinde çocuk sayısının fazlalığı kınanabilir mi? Şu da bilinmeli, hangi ulus adına olursa olsun, ana baba dışında, hiçbir kimse çocuk sayısını belirleme yetisine sahip değildir, öyle bir yasa da yok. Ama Kürtler kendi bildiklerinden şaşmıyorlar gibi.
Şimdiki -modern- ailelerin bir ya da iki çocuğu var, fazlası istenmiyor. Çocukların yükünü çeken, onları büyüten de anne ve baba, bu ikisi. Peki ulusun nüfus sorununu, nüfusun düşüşünü ne zaman düşüneceğiz ve ele alacağız? Ninemden çok kez duymuştum: “İki olursan bire düşersin,bire düşersen yok olursun” (yтIумэ уз, узымэ ущымыIэжь пIалъ). Durum tam da böyle, karı koca ikiden fazla çocuk istemiyor, iki çocuk sadece anne babanın yerini doldurur. Peki ulusun nüfusunu, aileye bir çocuk daha ekleyerek çoğaltmak gerekmez mi? (3).
Preobrajenski kasabasına gittiğimizde, bir yıl içinde bize söylendiğine göre, aile yardımı almak için başvuruda bulunan 420 ailenin 300'ü Kürt.
-Onca aile ne diye başvuruyor ki?diye sorduk.
-Yasaya göre, çok çocuklu ailelere çocuk başına para yardımı yapılıyor, anneler bu yardımdan yararlanmak istiyorlar, -dediler bize. Bir yandan da o tür -çok çocuklu- ailelere imrendik.
Kimliksiz yaşayabilir misin?
Genç yaşta evlenenlerin hepsine evlilik cüzdanı verilemiyor. Neden olarak, kız 16 yaşına basmamış ya da delikanlı pasaportsuz (kimliksiz) çıkıyor. Yine de doğum olduğunda kendilerine doğum belgesi veriliyor. Ancak boşanma durumunda, çocukların babası nafaka vermekten kurtulabiliyor ve anne bir başına çocuklarla baş başa kalıyor ve bir başına çocuk büyüten anne kapsamına alınıyor, yasa gereği o tür annelere para yardımı yapılıyor. Bu konuda da hayli sorun yaşanıyor.
Krasnogvardeyski ilçesinde pasaportsuz yaşayan Kürt sayısı 100'ün üzerinde.İçlerinde bahanesi olanlar ya da ihmalkar olanlar da var. “Agrı” yöneticilerinin bize söylediklerine göre, şu sıralar, Kürtler pasaport sahibi olmanın önemini anlamış bulunuyorlar ve ne yapmaları gerektiğini soruyorlar.
Delikanlılar artık pasaportsuz kızları almamaya başlamışlar. Çünkü pasaportsuz kızlarla resmi nikah kıydıramıyorlar, doğan çocukları da kendi üzerlerine alamıyorlar. Boşanma durumunda çocuklar anneye kalıyor, çocuk evlilik sırasında doğmuş olsa bile, kadın çocuğunu bir başına büyüten anne statüsünü ve yardım belgesini alıyor. Kısacası, pasaportsuzluk birçok soruna yol açıyor, pasaportsuz -kaçak- olarak buraya gelenler, yeni geldikleri yerlerde yasal engellerle karşılaşmış, sonunda yasalara uymanın gereğini daha iyi anlamış durumdalar.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, birlik üyesi olan cumhuriyetlerde yaşayan tüm yurttaşların RF pasaportu alabileceklerini içeren süreli bir Federal yasa çıkarılmıştı. Ancak elini çabuk tutmayanlar süreyi kaçırıp pasaportsuz kalmış oldular. Şimdi eski Sovyet cumhuriyetlerinin kendi yasaları var. Bu nedenle Rusya Federasyonu pasaportu almak isteyen bir kişi, hiçbir cumhuriyetin yurttaşı olmadığını kanıtlamak zorunda. Peki, pasaportu olmayan kişi nereye gidebilir ve sorunlarını nasıl çözebilir?
Hastaneye kabul edilmek, bir işe girmek, emekli olmak ya da sürücü belgesi almak için pasaport/kimlik kartı gerekiyor. Pasaportları olmadığı için Kürtler birçok sorunla baş başa kalıyorlar, örneğin, ücretini peşin ödemeden hastanelerden sağlık hizmeti alamıyorlar.
Komşu ve pantalon
Her Kürt ailesi her yıl bahçesinde dolmalık kabak (къэбжъые), salatalık, lahana ve biber gibi sebzeler yetiştirir. Yıl boyunca bunları satar, satışı en çok Krasnodar ya da Karadeniz kıyısına giden yollar üzerinde kurulu küçük pazarlarda yaparlar. Bazen birkaç aile birleşip mallarını arabaya yükleyip değişik kentlere götürür ve oralarda satarlar.
Kürtlerin yerleştiği küçük köylerin eski sakinleri de yavaş yavaş sebze üretimine dönüş yapmış bulunuyorlar.
-Yardımlaşıyoruz, -diyor Osman Tagir. -Tohumu olmayana ya da fidesi yetmeyene, ısıtma tesisatı kurmak isteyene yardımcı oluyoruz, Kürtler olarak diğer komşularımızdan da yardım alıyoruz.
Kürtler, Kürt olmayan kendi köylülerinden ve devletten yardım gördüklerini söylüyorlar. Kendileri de “Agrı” örgütü ile birlikte bir yardımlaşma fonu oluşturmayı düşünüyorlar. Her bir Kürt ailesi gücü oranında fona katkıda bulunacak. Çocuk kreşlerine, dara düşmüş olanlara ve yardıma muhtaç olanlara yardım edilecek. 2002'de büyük bir sel afeti yaşandı. Bunun üzerine Krasnogvardeyski rayonunda yaşayan Kürtler 50 bin ruble topladılar, bu parayı, üstüne elbise ve yiyecek maddeleri de ekleyerek, selden zarar gören Hatikuaye köyüne (4) götürmüşlerdi.
Kürt nüfusu artmaya devam edecek mi?
Adıge Cumhuriyeti İstatistik Merkezi'nden verilen bilgiye göre, geçici bir süre için Adıgey'e yerleşmiş olan Kürtlerin birçoğu hiçbir ülkenin yurttaşı değil. Bunların bir statüleri (pasaportları) yok. Adıgey'e yerleşmiş olan kişiler Adıgey'in demografik (nüfus) yapısında değişikliğe yol açtıklarını ve her isteyenin burada, Adıgey'de sürekli olarak kalmayacağını biliyorlar (5).
Adıge Cumhuriyeti İstatistik Merkezi ile bu Merkez'in Krasnogvardeyski ilçesindeki şubesi görevlileri 2000-2001 yıllarında Adıgey'e yerleşmiş olan insanların kayda geçirilip geçirilmediklerini incelediler. Ardından Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan ve diğer ülkelerden gelenler için, o ülkelerin büyükelçiliklerine yazı yazıp adı sorulan kişilerin kendi vatandaşları olup olmadıklarını sordular. Hiçbir ülke pasaportu taşımayan kişilerin de Adıgey'e gelmiş oldukları saptandı. Şimdi bu gibi kişiler, Rusya da dahil hiçbir ülkenin yurttaşı sayılmıyorlar. Sadece Adıgey'de değil, Rusya Federasyonu tamamında aynı durumda olan 4 milyonun üzerinde bir nüfus bulunduğu biliniyor. Sorunu çözmek için yapılmış herhangi bir çalışma da yok, sıkıntı buradan kaynaklanıyor.
Göç sorunu ile ilgilenen Hükümet Komisyonu'nun,uzun bir süreden beri bir yerde ikamet etmekte olan kişilere bir statü verilmesine ilişkin bir kararı var, buna dayanılarak, vatansız kalmış olan kişilere statü verilmesi için çalışılıyor.
Göçmenlik durumunun ihlal edilip edilmediğini öğrenmek üzere Hükümet Komisyonu görevlileri her yıl Krasnogvardeyski rayonunda denetlemelerde bulunuyorlar. Geçtiğimiz yıl 1044 kişi denetlendi. Rayonda göçmenlik yasasının 482 kez ihlal edildiğini, 211 ihlalin de Kürtlerden geldiği saptandı. Kürtlerin Adıgey'den çıkartılmaları için alınmış bazı mahkeme kararları var, itirazlar üzerine bu kararlar iptal edildi. Vatandaş olmadan, pasaport taşımadan burada ikamet etmekte olmaları tamamen temelsiz sayılamaz. Yasal mevzuata göre, kişinin ergen olmayan çocukları varsa ve bu çocuklar ikamet edilen yerde doğmuşlarsa, akraba ve yakınları buralarda yaşıyorlarsa, o gibi kişilerin taşınmaz malları da varsa, o gibi kişiler sınırdışı edilemiyorlar (-Adıgey'den çıkartılamıyorlar-). Değişik resmi makamlar ne denli uğraşırlarsa uğraşsınlar, Kürtleri Adıgey'den göndermenin/sürmenin bir yasal yolu/zemini yok, hepimizin uymak zorunda olduğumuz yasalar öyle buyuruyor.
20 üzeri yıldan beri aramızda barınan bu insanların sorun yaratmamaları için sadece federal devlet makamlarının değil, cumhuriyetimizin ve cumhuriyetimize bağlı yerel organların da işe el atmaları ve olumlu çalışmalarda bulunmaları gerekiyor.
Krasnogvardeyski ilçe mahkemesi başkanı Bayan Anna Vıstavkina anlatıyor:
-Kürtler ilçemizde 20 yılı aşkın bir süreden beri yaşıyorlar. Kürtler arasında da, diğer halklarda olduğu gibi suç işleyenler çıkıyor. En çok da yaşı tutmayan kızlarla evlendikleri için yargı önüne geliyorlar. Erkekler için dava açılıyor, ancak duruşma öncesinde kız ve erkek tarafı uzlaşıp akraba oluyor, şikayet de geri alınıyor. Biz de hukuka göre hareket etmek zorundayız, taraflar uzlaştığı için dava düşüyor.
Başka nedenlerle yargılanıp ceza alan, çalışma cezalarına çarptırılanlar ve çalışma cezalarını çekmek üzere gitmeleri gereken yerlere gönderilen Kürtler de oluyor. Çalıştırdıkları Kürt ailelere ücretlerini ödemeyenler de oluyor, onları da cezalandırıyoruz, ödemeleri gereken ücretler de mahkemece tahsil edilip hak sahiplerine -Kürtlere- veriliyor. Anna Vıstavkina, Kürtlerin genellikle barış içinde yaşayan ve eli işe yatkın olan kişiler olduklarını, çalışarak geçimlerini sağladıklarını söyledi.
Krasnogvardeyski ilçesi başkanı (kaymakamı) Thatlene Vyaçeslav'ın söylediğine göre, yıllardan beri ilçemizde yaşayan bu insanlar tek bir kişinin olsun kalbini kırmış kişiler değiller, onlara karşı adil davranıyoruz, diğer etnik topluluklara oranla onlara daha da toleranslı davrandığımızı söyleyebiliriz.
-Çocuklarının okumaları,hepsinin kimlik (pasaport) sahibi olmaları için çok uğraştık, bunu başardık sayılır. Kendileri de, sanırım bizim yasalarımıza ayak uydurmanın daha iyi olduğunu kavramış bulunuyorlar.
Bizler Kürtleri küçümsüyor ve aşağılıyor değiliz. Diğerleri gibi Kürtlere de yasalara göre eşit yaklaşımda bulunuyoruz. Geldikleri yerlerdeki eski yaşamlarına göre, buradaki yaşamları Cennet yaşamı gibi olmalı. Bunu anladıklarını ve yeni yaşamlarından hoşnut olduklarını sanıyorum.
Ş'avko Aslanguaş
Adıge maq,11.04.2011
Çeviri:Hapi Cevdet Yıldız
(1)-Kutır,biraç evlik küçük köy,mezra.-hcy
(2)-Rusça ve Çerkesçe (Adıgece) Adıge Cumhuriyeti'ndeki resmi dillerdir.-hcy.
(3)-Adıge Cumhuriyeti Adıge/Çerkeslerinin nüfusu,Ruslar gibi pek artmıyor.Yanı Adıge etniğinin bir demografik (nüfus) sorunu var.-hcy
(4)-Hatikuaye,Kuban ve Laba ırmaklarının birleştiği bir yerde bulunan bir Adıge (Çerkes) köyü.Ünlü Adıge yazarı va Nartolog Hadeğal'e Asker (1922-2009) bu köyde doğmuştur.Mezarı oradadır,toprağı bol olsun.-hcy
(5)-Adıgey,Rusya Federasyonu içinde bir etnik cumhuriyettir,statü Rus illerindeki durumdan farklıdır.Demografik yapının yerli halk aleyhine bozulmaması için,cumhuriyetin etnik halkından olmayanların,yani başka etnik gruplardan olanların cumhuriyete yerleşmeleri izne bağlıdır.-hcy
 
  Bugün 9 ziyaretçi (43 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol