adigehaber
  Adıge Cumhuriyeti 20 Yaşında
 
Adıg'e Cumhuriyeti 20 Yaşında

   
 
5 Ekim 2011
 
 

 

 

Hapi Cevdet Yıldız

 

 

 

5 Ekim 1990,Adıge Cumhuriyeti’nin  kuruluşunun ilân edildiği gün.O günden    bu yana    20 yıl geçmiş bulunuyor.

Cumhuriyetin 20’nci kuruluş yılı nedeniyle dizi yazımıza ara vermeyi gerekli gördük.

 

Adıgelerin kısa tarihçesi

 

Adıge/Çerkesler,sadece Adıgey,Şapsığ,Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar yörelerinin değil,tüm Kuzeybatı Kafkasya’nın,tarihsel adıyla Çerkesya’nın yerli halkıdır.Adıgeler o yerlerin aborojinidir.Bu bir iddia değil,arkeoloji bilimi tarafından da doğrulanan bir gerçektir.Örneğin,Adıgey ve Krasnodar Kray’da bulunan ve 6 bin yıl öncesine ait dolmenlerde (İsp evlerinde;ölü evlerinde) bugünkü Adıge aile işaretleri/damgalar (тамгъэхэр) bulunuyor.Çerkes izini silme amacıyla olmalı, 1960’larda 2 binin üzerinde olan dolmen sayısı,tahripler sonucu bu günlerde 100’e düşmüş bulunuyor.

Meot,Sind,Zih,Kerket,Kasog ve böyleleri Adıge ataları olarak bilinir.Adıgeler Kimmer,İskit,Sarmat,Got,Alan,4.yüzyılda Hun,6.yüzyılda Avar saldırılarına uğradılar.Tam toparlanmak üzereyken de,13.yüzyılda Moğol saldırıları başladı.Bunu Altınordu,ardından Timur’un (1295) ve Kırım Hanlığı’nın saldırıları izledi.Saldırıların bir amacı da kârlı  insan (esir) ticaretini ele geçirmek idi.Slaviyen,Kıpçak (Tatar),özellikle Çerkes çocukları esir pazarlarında para ediyordu.

Tatar yayılmasından gına getiren Kabardey beyleri (pşı;köy beyi) 16.yüzyılda,bir anlaşmayla Rus korumasını benimsediler (1557).Böylece Kırım yoluyla yapılan Çerkes esir ticareti yön değiştirdi ve güneye,Karadeniz kıyısındaki Türk limanlarına (Sohum,Poti,Batum,Trabzon) kaydı.

Daha sonra,1722’de Dağıstan prenslikleri/hanlıkları da  Rus korumasını benimsediler.18.yüzyıl sonlarında Kabardey,Osetya (1774) ve Kırım (1783) toprakları Rusya’ya ilhak edildi,Rusya Kuban’ın kuzeyindeki Nogay ve Adıgelere soykırım uyguladı (Bkz.Ç'ırğ Ahad,'Tehlike Kuzeyden Geliyordu',internet).1801-1813 yılları arasında Çerkesya dışında Kuzey Kafkasya’nın tamamı ile,şimdiki Gürcistan ve Kuzey Azerbaycan toprakları Rus yönetimine alındı.Güney Kafkasya’da tek prenslik olarak,Rusya korumasındaki Abhazya kaldı (1810).

 

****

 

Çerkes soykırımı ve sürgünü

 

1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda imzalanan 1829 Edirne Antlaşması ile,Osmanlılar Çerkesya üzerindeki “hükümranlık haklarını” Rusya’ya devrettiler.Ancak,Osmanlılara tâbi değil,müttefik olan Çerkesler hileli Edirne Antlaşmasını tanımadılar (1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı için Bkz.'Kafkasya ve Kafkayalılar-3',internet).

Çerkesler modern ulus olamamanın,daha doğru bir deyimle çağdaş gelişime ayak uyduramamanın gadrine uğramışlardı.Çerkesler,dünyaya inat,değişmemekte direniyorlardı.Yani zamana ayak uydurma gereğini yeterince kavrayamamışlardı.

1853-1856 Kırım Savaşı sırasında,Çerkesler tarafsız kaldılar,ancak bir Çerkes saldırısından çekinen Ruslar,askerlerinin önemli bir bölümünü Çerkeslerin karşısında,sınırda bağlı tuttular ve cepheye gönderemediler.Yani,uygulamada Rusların aleyhinde bir pozisyona düşmüş oldular.

Savaştan sonra büyük bir Rus dezenformasyonu başlatıldı.Dağlardaki bazı Çerkesler,kendilerinden zapt edilerek Rus yerleşimine  tahsis edilen yerlere,öç alma ve Rus  saldırılarına misilleme amacıyla  saldırılarda bulunuyorlardı.Örneğin Şeyh Şamil'in Abzahlar arasındaki naibi Muhammed Emin,Kırım Savaşı öncesinde,oluşturduğu birliklerle (murtazıklarla) Rus mevzilerine  101 saldırıda bulunmuştu.Bu tür Çerkes saldırıları abartılarak basına yansıtılıyordu.Tabii ki “suçlu” bulunan taraf Çerkesler oluyordu.

Ruslar,tek yanlı boyun eğmeleri dışında Çerkeslere seçenek bırakmıyorlardı.ABD’nde yerli kabilelere karşı yürütülen askeri politikanın benzeri Çerkeslere uygulanıyordu.

1860’da,Kafkasya’daki  Rus generalleri  Karadeniz kıyısındaki Çerkeslerin Türkiye’ye sürülmesini hükümete önerdiler.1860’da Çerkesya’nın doğuda kalan Kuban yöresi ile kuzey kıyısındaki Natuhay yöresi Rus yönetimine alınmıştı.Rus hükümeti generallerin  sürgün önerisini benimsedi ve  kapsamını genişletti.

Buna göre,Karadeniz kıyısındaki Çerkeslerin tamamı ile daha doğuda,Kuban yöresininin dağlarında yaşayan Çerkeslerin hepsi  Türkiye’ye göç ettirilecekti.Seçenek olarak da,bunlardan isteyenlerin,Kuban Irmağı ile Laba Irmağının solunda bulunan düzlüklere yerleşmelerine izin verilecekti.O zamanlar bu iki ırmak boyundaki düzlükler,sıtma yatağı olan  ölüm tarlaları niteliğinde idiler.Ayrıca bu yerler büyük bir nüfusu (ulusu)  alacak kapasitede (genişlikte) de değildiler.

Yani,ikinci şık bir aldatmacaydı ve gerçekleşmesi  olanaksızdı.Çünkü Karadeniz kıyısındaki Çerkesler,kıyı boyunca uzanan sıradağları  aşıp uzaktaki Kuban düzlüklerine yerleşemezlerdi.Maddi olanakları da yoktu.Ayrıca,karar vermeleri   ve toplanmaları için bu insanlara  20 gün,30 gün gibi çok kısa süreler tanınıyordu.Süre dolunca,askerler sivil nüfusu itirazsız kıyıya sürüyor ve  gemilere dolduruyorlardı.

Türkiye kıyılarında (Batum,Trabzon,Ordu,Samsun,Sinop,şimdiki Akçakoca,Varna,Köstence’de)  göçmenleri barındırmak üzere  kamplar hazırlanmıştı.Çerkes nüfus,1864 yılının nisan-haziran  ayları döneminde,yani çok kısa bir zaman diliminde  küme küme  Osmanlı  kıyılarına taşındı.Haziran ayı  sonlarına doğru da eski Çerkesya’nın Karadeniz kıyılarında tek bir Çerkes yerleşimi bile kalmadı,köyler bir bir yakıldı.

 ***

Direniş ve sömürge dönemi 

Çerkesler,25 Haziran 1861’de Soçi’de oluşturdukları Milli Meclis yönetiminde direnişe geçtiler.Meclis’in son toplantısının Mayıs 1864’te Kbaada’da (‘1эткъуадж’-‘Atkuac’;şimdi-Krasnaya Polyana) yapıldığı biliniyor (Bkz.Nıbe Anzor,‘Çerkes Meclisi’nin 150’nci Kuruluş Yılı…’,internet).

21 Mayıs 1864’te Ruslarca Kbaada’da yapılan  Hıristiyan Ortodoks ayini ve askeri geçit töreni,Milli Meclis’in Kbaada'daki son toplantısına Ruslarca verilmiş bir yanıt sayılabilir.Şimdi,Çerkes Meclisi’nin (Milli Meclis’in)   toplandığı bu son  yerde,Kbaada’da,Soçi 2014 Kış Olimpiyatları oynanacaktır.

Çerkes direnişi sırasında ne kadar insan ölmüştür?Bilinmiyor ancak 500 bin üzeri bir insanın ölmüş olabileceği tahmin ediliyor.Bu da  2 milyon olan Çerkes genel nüfusun dörtte biri anlamına gelir.

1864’te,Rusların Çerkelere gösterdiği yerlerde yerleşik olarak  oturan Adıge toplulukları vardı (Bjeduğ,K’emguy, Kabardey,vb).Bunların yakınına kıyıdan ve dağlardan sürülen bir kısım Çerkesler de   yerleştirildiler.Kuban ve Laba ırmakları sol yakasında,1864 yılında  50 bin ile 80 bin arasında bir Çerkes nüfusunun bulunduğu tahmin ediliyordu (Bkz.‘Adıge Cumhuriyeti’-Vikipedi).

1864-1897 yılları arası yaklaşık 30 yıllık bir dönemde Kuzey Kafkasya halklarının nüfusu iki kat ya da  üzeri artmıştır.Buna karşılık,1864'te Kuban ve Laba ırmakları solundaki düzlüklerde barınan 80 bin Adıge nüfusu,30 yıl içinde  160 bini aşacak yerde yarı yarıya (aslında yüzde 75 oranında ) azalmış,1897'de 40 binlere düşmüştür (120:160= % 75 kayıp).Çünkü Ruslar,bu Adıgeleri de aralıksız olarak Türkiye’ye göçe zorlamışlardı(Bkz.Tamara Polovinkina,‘Çerkesya Gönül Yaram’;Adıge Cumhuriyeti-Vikipedi).Örneğin,Kasım 1889'da,Rus hükümeti, bu yerlerden 24 bin Çerkes'in Türkiye'ye göç ettirilmesi  kararını almıştı.Ancak Osmanlı hükümeti,sayı  9 bini aşınca,gerisini kabul etmedi.Bugünkü Adıgey,bu kabul etmemenin bir sonucu olmalı.  

***

 

İç Savaş ve özerklik

 

1917 Ekim devrimi ile,Rusya’da sosyalist iktidar kuruldu.Çarlık taraftarları ile karşı devrimciler,Batılı ülkelerden destek alarak,sosyalist iktidara karşı  ayaklandılar.Üç yıl süren kanlı bir iç savaş yaşandı.Adıgeler iki cephe arasında kaldılar ve ağır kayıplara uğradılar.

Mart 1920’de karşı devrimciler Kuzey Kafkasya’dan çıkarıldılar.Devrimci iktidar ürünü olarak okullarda Adıgece eğitime başlandı.Devrimin lideri V.İ.Lenin (1870-1924), ‘azınlık uluslara daha fazla özerklik ve büyüğün aleyhine olacak biçimde  daha fazla hak verilmeli,böylece pratikte var olan ve azınlıklar aleyhine işleyen  eşitsizlik,bir ölçüde de olsa dengelenmiş olur’ diyordu.

1922’de Karaçay-Çerkes,Kabardey-Balkar ve Adıge özerk oblastları (il) ile,1924’te de Tuapse merkezli Şapsığ Ulusal Rayonu (özerk ilçe) kuruldu.Sadece Adıge/Çerkeslere değil,tüm Sovyet halklarına özerklikler ya da azınlık hakları tanındı.

Bu oluşum,yani Sovyetlerin getirdiği haklar, dünya halkları ya da insanlık tarihinde bir ilktir.

27 Temmuz 1922’de kurulan Adıge Özerk Oblastı’nın (il;xeku) yüzölçümü 2,660 km.kare,merkezi şimdiki Krasnodar kenti,nüfusu da 113,481 idi (1926).Nüfusun 50,821’i Adıge idi (yüzde 44,8).

Oblast ilkin doğrudan merkeze (Moskova’ya) bağlıydı.Daha sonra başka idari birimlere bağlandı:ilkin,2  ağustos 1924 ile  28 aralık 1934 arası ‘Kuzey Kafkasya Kray’ yönetimine, o tarihten 13 eylül 1937’ye değin de 'Azak-Karadeniz Kray’  yönetimine bağlı kaldı.

10 nisan 1936’da Adıgey’in merkezi Krasnodar kentinden Maykop’a taşındı,aradaki Cece ilçesi (Giaginski rayonu) de Adıgey’e eklendi,yüzölçümü 3,900 km.kareye ulaştı,özerk oblast (xeku) yeni oluşturulan Krasnodar Kray’a bağlandı (13 eylül 1937).

 

28 nisan 1962’de Krasnodar Kray’ın Tulski ilçesi de (şimdiki-‘Maykop rayonu’) Adıgey’e bağlandı ve yüzölçümü iki kat arttı- 7,800 km.kare oldu.Ama Adıge nüfus oranı yüzde 20’lere (beşte bire) düştü.

 

 

          

                     Adıgey’in Büyüme Süreçleri

 

***

 

Nagorno Karabağ:Özerk oblast’tan  özerk cumhuriyete

 

1979 nüfus sayımına göre Adıgey’de  86,388 Adıge (yüzde 21,4) ,buna karşılık 293,640 Rus (yüzde 68)  nüfus bulunuyordu.Rus nüfus Adıge nüfusun 3,4 katı idi.

Adıgeler bir azınlık ulus (нация) sayılıyorlardı ve bir tür erimeye (asimilasyona) terk edilmiş durumdaydılar.

Son Sovyet şefi L.Brejnev,gerisinde çökmüş bir ekonomi bırakarak öldü.Sovyetler otoriter ve kapalı bir ülke olduğundan dünya bu çöküşü fark edemedi.

1985’te M.Gorbaçov başa geçti ve reformları başlattı.Rus olmayan topluluklar üzerindeki baskılar gevşetildi.Örneğin,Gorbaçov’dan önce,Adıgey’de Adıgece isteğe bağlı olarak haftada tek bir ders saati olarak ‘okutulan’ yardımcı bir ders dili düzeyine düşürülmüştü.Adıgece  dersi,bilmeyenlere Rusça öğretme amaçlı olarak kullanılıyordu.Ulu orta Adıgece ya da azınlık dillerini konuşanlar Rus ırkçıları tarafından dövülebiliyor ve arabalardan atılabiliyordu.Tıpkı,generallerin   Türkiye’sinde olduğu gibi.

Gorbaçov döneminde uluslara yeniden değer verilmeye başlandı.Adıgece ve tüm yerel diller ilk dört sınıfta tüm derslerde okutulur olmuştu.5-11 sınıflarda da,haftada 4-5 saat Adıgece dersler okutuluyordu. “Ağabey ulus” sayıldığı için Ruslar diğer ulusları,bu arada Adıgeleri de “aşağı” görüyor,Adıgece ya da başka bir azınlık dilini öğrenmeye tenezzül etmiyorlardı.Oysa Lenin döneminde Ruslar da Adıgece öğreniyor,Adıge sınıflarına yazılıyor,Adıgece kamusal alanda da kullanılıyordu.Sıradan Ruslar Adıgelerle uyum içinde yaşıyorlardı.Lenin’den,kısmen de Stalin’den  sonra,Kruşçev ve Brejnev dönemlerinde  Rus milliyetçiliğine dönüş yapılmıştı.

Gorbaçov döneminde Adıge toplumu da,diğerleri gibi toparlanmaya, kendine gelmeye başlamıştı.

Böylesine bir ortamda,1988’de Nagorno Karabağ (Dağlık Karabağ) sorunu ve Azeri-Ermeni çatışmaları patlak verdi.

Sovyet hükümeti,Nagorno Karabağ’a ve diğer etnik sorunlara çözüm getirmek için,bir dizi önlem alma,bu arada deneme niteliğinde Adıgey’i özerk cumhuriyet yapma kararını aldı (Bkz. ‘İsrail’den Nepsev Yahya ile Eski Bir Görüşme’,internet).

Moskova’dan verilen direktifler doğrultusunda olmalı,1990'da,Adıge Halk Kongresi,Adıge Özerk Oblastı Parlamentosu’nun egemenlik ilân etmesini ve  cumhuriyet kurma kararı almasını istedi.Talep doğrultusunda  Adıgey Parlamentosu 5 ekim 1990’da karar aldı ve Adıgey’i  cumhuriyet olarak ilân etti.O zamanki Adıge Özerk Oblastı parti sekreteri olan  Carıme Aslan,herhalde Moskova’nın yeni tutumunu bilmediğinden olmalı,Rus çoğunluğun karşı çıkacağını düşünerek cumhuriyet kurma talebinin parlamento tarafından   oylanması önerilerine taraftar olmamıştı.Oysa, Moskova,Adıgey’in cumhuriyet olmasına karar vermişti,gerisi formalite idi.

Adıgey,önce Krasnodar Kray’dan ayrıldı ve doğrudan Moskova’ya bağlı bir özerk oblasta dönüştü.

Rus Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti Parlamentosu da,3 temmuz 1991’de Adıge,Karaçay –Çerkes,Altay ve Hakas oblastlarının özerk cumhuriyet olmaları için bir paket  yasa çıkardı.Amaç,demokratikleşme yoluyla Birliği (SSCB)

kurtarmaktı.Ancak,çok geç kalınmıştı.Sovyetlerin kötü sicili  temizlenir/bağışlanır cinsten değildi,Sovyetler,Çarlık gibi, ‘modern’ bir “Uluslar Hapishanesi’ne” dönüşmüştü.

Aralık 1991’de Sovyetler Birliği dağıldı,Adıgey,Rusya Federasyonu devlet yapısı içinde kaldı.

 

***

 

Çeçen Savaşı ve Sonrası

 

RF'de,önce bir ‘Federasyon Sözleşmesi’  imzalandı. Sözleşme, cumhuriyet, kray,oblast ve özerk okrugları,bu birimlerin tümünü temsilde eşit birimler olarak kabul ediyordu.Durumun daha kötüye gitmesi ise,Başkırdistan’ın itirazı ile önlenmişti.Çeçen-İnguş ve Tataristan cumhuriyetleri Sözleşme’yi imzalamadılar.Çeçenler 1991’de bağımsızlık ilânında bulunmuşlardı.Tataristan ise,bazı ‘ödünler kopararak’,daha sonra Sözleşme’yi imzaladı.

25 aralık 1993’te yürürlüğe giren RF anayasası,özgürlükler ve küçük uluslar açısından beklentileri karşılamıyordu.Acayip bir federasyondu bu,il (kray,oblast) ve cumhuriyet,temsilde  eşit sayılıyordu.Yine de cumhuriyetlere geniş sayılabilecek bazı hak ve yetkiler de tanınıyordu.

Örneğin,cumhuriyetler egemen devletler ve kendi isteğiyle federasyona katılmış birimler olarak kabul ediliyorlardı.

 

Çeçenya (Çeçen-İnguş),1 kasım 1991’de bağımsızlık kararını almıştı.RF Devlet Başkanı Boris Yeltsin,Cohar Dudayev (1944-1996) önderliğindeki Bağımsız Çeçen iktidarını içeriden yıktırmayı denedi.Başarısızlık üzerine Yeltsin, Çeçenya’ya saldırı emri verdi.Başarısızlığa uğrayan ve ağır kayıplar veren RF askerleri,Çeçen savaşçılar tarafından Grozni'de  kuşatma içine alındı.Grozni'de, büyük bir Rus sivil nüfusu ve askeri vardı,RF kentle birlikte bunları da yok etmeyi göze alamadı.31 ağustos 1996’da Hasavyurt Barış Antlaşması imzalandı ve savaşa son verildi.Rus askerleri Çeçenya’yı boşalttılar.Çeçenya 5 yıllık bir geçiş süreci sonunda referandum yoluyla geleceğini belirleyecekti.

***

 

Çeçenya’da serbest  seçimler yapıldı.Devlet başkanlığına,o zamanki Çeçenya  Genelkurmay Başkanı olan Albay Aslan Maşodov (1951-2005) seçildi.Ancak ekonomik güçlük baş gösterdi,Rusya,anlaşma gereği taahhüt ettiği para ve yardımları vermedi. Ülke anarşi ve iç çatışma içine düştü.Kargaşalı bir ortam sürerken,Şamil Basayev (1965-2006) ve Hattab komutasındaki dinci militanlar Aslan Maşadov yönetiminin uyarılarına  kulak asmadılar,kendilerinden emin bir pozisyonda, RF’ye bağlı Dağıstan’a girdiler ve oradaki dinci çevrelerle birleştiler.Bunu gerekçe gösteren RF güçleri de Yeltsin’in emriyle Çeçenya’ya girdiler,böylece İkinci Çeçen Savaşı başlamış oldu (Ekim 1999).Çeçenya,birkaç ay içinde  RF güçlerince kontrol altına alındı.

 

***

 

Haklarda budama

 

Çeçen Savaşı ve  süreç, beraberinde etnik hakları budamayı da getirdi:

 

-Cumhuriyetlerin egemenlik hakları kaldırıldı.Cumhuriyetler anayasaları yeniden düzenlendi.

-Adıge Cumhuriyeti’ndeki Adıgece tanıtma yazıları  kaldırıldı,tanıtma yazıları şimdilerde Rusça,diğer RF cumhuriyetlerinde de öyle olduğu söyleniyor.

-Adıgece eğitim daraltıldı,haftada 1-2  saatlik seçimlik ders düzeyine düşürüldü (tam bir belirlilik de yok).Adıgece,kentlerde Rusça üzerinden,Rus ve Adıge karma sınıflarda ‘öğretiliyor’.

-Devlet başkanı seçilmek için,başlarda  Adıgece’yi bilmek zorunluydu, kaldırıldı, Rusça’yı bilmek yeterli sayılıyor.

-Cumhuriyetlerde kullanılan devlet başkanı (Prezident) ünvanı kaldırıldı, 'cumhuriyetin başı’ anlamında ‘lışha’ (л1ышъхьа;Kabardey’de ‘1эшъхьатет’-‘1эщхьэтет’) adı kabul edildi, 'lışhalar’,valiler gibi Moskova’dan atanır oldu.

 -Parlamentoda ve hükümet toplantılarında  Rusça konuşuluyor.

-İlkin RF ve cumhuriyetler yurttaşlığı vardı,şimdi sadece RF yurttaşlığı var.

-Cumhuriyetler diasporadaki soydaşlarına sınırsız oturma izni,cumhuriyet yurttaşlığı veriyorlardı.Şimdi tüm  yetki federal merkezde,süreç zorlaştırılmış durumda.

-Cumhuriyetler dış temsilcilikler açabiliyorlardı,şimdi bu da yok…

Listeyi uzatmak olanaklı.

 

Genel ekonomik ve sosyal  çöküşü,durgunluğu,yoksulluğu,yarım gün ya da çeyrek gün çalışma gibi konuları sözkonusu etmiyoruz.O konular genel bir sorun.Zengin azınlık ile yoksul kitleler arasındaki makas da gittikçe açılıyor,büyüyor.

 

***

 

Olumlu yanlar

 

-Adıge Cumhuriyeti ve tüm cumhuriyetler (hepsi 21 cumhuriyet)  firesiz ayaktalar,fire özerk okruglarda yaşandı.Özerk  okrug  sayısı 10’dan  4’e düştü.

-Cumhuriyetler anayasal olarak varlıklarını koruyorlar.Cumhuriyet başı (lışha),parlamento ve hükümet kurumları varlar.

-Adıge Cumhuriyeti yasa ve kararnameleri iki dilde,Rusça ve Adıgece olarak yayınlanıyor.

-Adıgece minik bir medya da var (Gazete,dergi,kitap,radyo ve televizyon yayını,vb).

-Kültürel kurumlar var:

Adıge Devlet Üniversitesi,Maykop Devlet Teknoloji Üniversitesi,yüksek lisans ve doktora olanağı,Öğretmen İhtisas Okulu,AC Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü,Adıge Cumhuriyeti Ulusal Müzesi,Doğu Ulusları Müzesi Adıgey Kolu ya da toplam 8 üst (devlet) ve 23 yerel müze (belediye ya da köy müzesi).Adıge Ulusal Müzesi,eşsiz ya da değeri yüksek arkeolojik,etnografik ve doğal koleksiyona (70 bin üzeri müze eşyasına) sahiptir (Bkz.Mamırıko Nuriyet,’Adıgey Ulusal Müzesi’,internet).Arkeolojik kazı çalışmaları sürdürülüyor,ama yoğun bir kaçakçılık ve dolmenler örneğinde olduğu gibi korkunç bir tahribat da var.

-Adıge Ulusal Tiyatrosu,Adıge Senfonisi,vb.

-Dans ve şarkı toplulukları, ‘İslamıy’, ‘Nalmes’, ‘Nef’,vb cumhuriyetin  artı hanesine yazılabilecek şeylerdendir.

 

***

 

Gelecek

 

Adıgey’de,şimdilerde yüzde 25 oranında bir Adıge nüfus var:440 bin nüfusun 110 bin kadarı Adıge.30 bin Adıge Krasnodar Kray’da,50 bini Karaçay-Çerkes,500 bin Adıge de Kabardey-Balkar’da.Adıgelerin çoğunluğu ise soykırım ve sürgün politikaları sonucu olarak diasporada bulunuyor.

 

Adıgeler arasında,genel anlamda bir araya gelme,anayurtta yeniden toplanma gibi görüşler var,gittikçe de taraftar topluyor.

 

Ancak koşullar elverişli değil.RF makamları Adıge/Çerkeslere soykırım,etnik temizlik  ve toplu sürgün uygulandığını yadsıyorlar.Bu son iki suç da (etnik temizlik ve toplu sürgün),şimdi soykırım kapsamına giriyor.

Buna karşılık bazı yakınlaşma belirtileri de var.RF Parlamentosunun  bazı yetkili üyeleri ile diasporadan bazı temsilciler arasında yapılan görüşmeler örneğinde olduğu gibi.

 

Gerek anayurtta ve gerekse diasporada RF politikalarına karşı aktif politikalar gelişme eğiliminde.Türkiye’de binlerce genç,anayurduna karşı daha duyarlı hale gelmiş durumda.Ankara ve İstanbul'daki kınama yürüyüşleri  ve etkinlikler bunun göstergelerinden.

 

Bize göre yakın bir gelecekte RF ve diaspora ilişkilerinin olumlu yönde gelişmesi,RF’nin demokratikleşmesine ve Çerkes Soykırımı’nı tanımasına bağlı olarak biçimlenebilir. 

RF’de yakın bir gelecekte bir demokratikleşme olabilir mi?Bilemiyorum.

 

 Her halükârda Çerkeslerin barışçı yöntemler dışına çıkmamaları,sorumlu davranmaları,kendilerini harcatmamaları ve RF’deki demokratik gelişmelere destekçi olmaları akılcı olacaktır.

 

Bu gibi düşünceler eşliğinde Adıge Cumhuriyeti’nin 20’nci kuruluş yılı kutlu olsun diyorum…

***

   

Not:Yazı ve çevirilerimin bazılarını Kafkas Diasporası,Cherkessia.net,adigehaber  internet sitelerinden ve 'Jıneps' gazetesinden,güncellemeleri facebok hesabımdan   izleyebilirsiniz.

   

                     

 

 
  Bugün 8 ziyaretçi (34 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol