adigehaber
  Bandırma Kafkas gecesi
 
 Bandırma Kafkas Gecesi ve Düşündürdükleri

05 Nisan 2011
Hapi Cevdet Yıldız

Bandırma, 100 bin üzeri nüfuslu bir liman, sanayi ve ticaret merkezi, bir ilçe. Adıg’e köyü olarak Yeni Sığırcı (Kabardey), Yeni Ziraraatlı ve Karaçalılık (Şapsığ) kalmış. Bursa Mustafakemalpaşa (Kirmasti) ve Karacabey ilçelerinden Bandırma, Susurluk ve Manyas'a uzanan bir kuşak üzerinde çok sayıda eski Adıg’e köy yerleşimi var. Bu tür çökmüş köylerin her birinde, 60-100 ve üzeri hane içinde 3, 5, 10 diyeceğimiz kalıntı Adıg’e haneleri de var:Danişmend, Yeniyenice,vb gibi.
Yöre Adıg’eleri, çoğunlukla Şapsığ ve Abzax, Manyas'ta bunlara Wıbıh köyleri de ekleniyor,. Köy diyoruz, ancak bu sözcük bir anı/nostalji olmalı. Dediğimiz gibi Adıg’eler ismen varlar, fiilen yoklar sayılırlar,.
Ulusal duyarlık zayıf, asimilasyon mesafe almış. Örneğin Düzce'deki ya da Sakarya ilindeki gibi bir kimlik duyarlılığı da yok gibi. Yoğun bir ruhsal çöküş yaşanıyor. Düzce'de Adıg’e olmayan bir köye gelin gitmiş Adıg’e kızı duyulmuş olan bir şey değil. Böyle birşey, attan inip eşeğe binmek gibi karşılanır.
Bir aidiyet duygusu var,.
Dahası kız erkek, her iki tarafı Adıg’e olmayan düğünleri Adıg’e gençlerinin boykot ettikleri görülür. Bu, asimilasyona karşı bir tepki ve savunma biçimidir.
Buralarda öyle şeyler yok, Adıg’e kızı Adıg’e gegusu (Adıg'e düğün eğlencesi) de yapılarak Manav ya da Macir köyüne, evine gelin olarak gönderilir.
Yöre Adıg’eleri 1778 (93 Harbi) sonrasında Balkanlardan buralara tehcir edilmiş, devlet tarafından Manav ailelerinin yanına dağıtılmış, birkaç yıl boğaz tokluğuna Manavlara ırgatlık yapmışlardı. Kuşkusuz bunun da olumsuz yansımaları kalmış olmalı.
***
Bandırma kenti içinde çok sayıda Adıg’e var, bu belli, ama bu kişiler görünmez kişiler gibiler. Birçok kahvehane Adıg’e dolu, çoğu Adıg’ece'yi bilmez, ismen Adıg’e/Çerkes. Belediye başkanı Sedat Pekel de bir Adıg’e'dir, ama Adıg’ece bilmez, yine de Adıg’elere karşı duyarlığı olan ve derneğe destek vermekten kaçınmayan biri. Gecelere ve şölenlere katılır. İki Başkan yardımcısı da yabancı değil, Kafkas kökenli.
Yörede Adıg’eler, Manav, Yörük, Macir gibi 'Türk'ten sayılmaya' başlanmış, bu nedenle olmalı eski husumet, eski Adıg’e düşmanlığı ve Adıg’eleri kıskanma gibi şeyler kalmamış, artık bir etnik sorun da 'kalmamış'... Dahası birçok Adıg’e özelliği genellikle ve başkalarınca da benimsenmiş durumda.Örneğin cenazelere yoğun katılım var, düğün ve sünnet törenlerine hediye götürme de var. Birçok Türk, konuğu ayağa kalkarak karşılıyor ve saygıyla uğurluyor. Eskiden sadece köy ağaları/beyleri için ayağa kalkılırdı.
Bu yakın zamanlarda husumet Kürtlere karşı idi, Apo/Abdullah Öcalan Kenya'dan getirildiğinde esnaf bayrak ve arabalarla sokaklara dökülmüş, bayram yapmış,milliyetçi/Türkçü sloganlar eşliğinde Kürtler aleyhine gösteriler düzenlemişti. Gösteriler bir hafta sürmüştü, şimdi o da kırılmış gibi. Sanırım 1999 seçiminde DEHAP'a, bu kapatılan Kürt partisine az oy çıkmış, yüzde 10 barajını aşamamış olması, Türkçülerin bölünme paranoyasının yersizliğini göstermiş ve husumeti de zayıflatmış olmalı.
Ancak, yine de kabarmaya hazır bir Türkçü damarın varolduğu unutulmamalı,.
***
Gelelim Bandırma derneğimize, dernek sıkı sıkıya Kaffed'e bağlı, üye sayısı fazla değil, ama geliri var. Bunu da özellikle kadınlara ve gençlere borçlu. 15 günde bir cuma günleri Adıg’e yiyecekleri (metaz, halıju, vb) hazırlanır, tabldot usulü konuklara sunulur. Buradan bir gelir elde edilir. Yiyecek malzemeleri bazen, ücretsiz olarak Adıg’e esnafı ve dost işyerleri tarafından da karşılanır.
Bir ikinci gelir de gece ve gösterilerden elde edilen gelirdir. 2 Nisan 2011 Cumartesi akşamı, saat 20'00'den 23,30'a değin, Bandırma Belediye Sineması salonunda bir gece düzenlendi. Alt ve üst salon doluydu. En az 500 üzeri kişi gelmiş olmalı. Davetiyeler 10 TL'den başladığına göre, fena bir gelir sayılmaz. Önümüzdeki günlerde bir düğün salonunda, geniş katılımlı bir program daha sunulacak.
Danişment köylü genç kızlarımızdan Betül Demirci bir dansçı, tiyatro yönetmeni ve senaryo yazarı. Güzel bir kız. "Kül Kedisi" oyunu uyarlamasını yaptı ve sahneledi. Bu örnek bile, Adıg’e tiyatrosu üzerine Türkçe yayınımız olmadığını belli ediyor. "Koç'as" piyesi rahmetli Mefevıd Mevlüt Kazbek tarafından Türkçe'ye çevrilmiş, bir bölüm düzeltmesi de tarafımdan yapılmıştı. Onu yeniden redakte ederek daktiloya çekmiştim. Ancak Koç'as "Kafkasya Kültürel Dergi" sayfalarında kaldı. Bu arada, kültürle ilgilenen gençlerimiz, anayurtta birçok Adıg’ece piyesimizin bulunduğunun farkında değiller mi?
Külkedisi uyarlamasında köy zengini Adıg’e baba ile oğlu, görmek, pselıho yapmak (псэлъыхъон/konuşmak) için, birlikte kızı görmeye gidiyorlar. Yani kaç -göç diye birşey yok. Betül Hanım ve dernek ilgilileri hiç kusura bakmasınlar, olacak şey midir bu?.. Ne hallere düşmüşüz?..
Manav ve Macir (göçmen) adetinde böyle şeyler olabilir, baba oğul birlikte kız aramaya çıkarlar. Adıg’e geleneğinde böyle şeyler yoktur, buna izin de verilmez.
Bu da asimilasyonun derecesini belli eden göstergelerden biri olmalı.
***
Gecede ışıklandırma ve müzik düzenlemesi iyiydi ama Adıg’ece hiçbir şarkı söylenmemiş olması kötüydü. Birilerinden korkuluyor ya da birilerine mesaj mı verilmek isteniyordu? L'ışe Abdülkadir Şeker'in başkan,benim de başkan yardımcısı olduğum dönemde Adıg’ece bir şarkı programı da sunulmuş, büyük bir beğeni ile karşılanmış, çocuklar bunu örnek almaya ve Adıg’ece şarkılar söylemeye başlamışlardı.
İnsanın aklına geliyor:'Nazar mı yoksa görünmez bir el mi değdi bize?' demeden de edemiyoruz.
Bu hep böyle oluyor. Yazık.
Genç Abz’ex kadını Çetave Hamiyet Öner, Adıg’e kostümlerini dikmekte usta olan bir terzi. Derneğin müdavimlerinden. Sonuç, Bandırma derneği, zengin kostüm koleksiyonuna sahip olmuş. Ama sırf kostümle, dansla işler yürür mü?Hiçbir kültürel çalışma, konferans, açık oturum, panel, bilgi yarışması gibi kitleyi harekete geçirecek bir etkinlik yok, kelimenin tam anlamıyla edilgen bir dernek. Bandırma'dan 12 Mart Ankara Adıg’e Mitingi'ne katılan tek bir kişi bile yoktu, çevre yörelerden de katılan yoktu, Kaffed katılmayın demişti. Düzce derneği bile Adıg’e Mitingi'ne katılmadı. Bu noktada da gizli bir el mi dokunuyor bize?..
Duyarsız bir topluluğa dönüşmüşüz.
***
Gençler ve minikler biçiminde Bandırma derneğinin iki dans ekibi var. İkisi de mükemmel. Kızlar güzel, delikanlılar yakışıklı, çocuklar şirin. Ancak oyunlar ithal, Kafkasya'dan, taklit. Bilindiği gibi bu oyunlar saf Adıg’e dansları değil, Sovyetik katkıları da olan, yani 'genetiği üzerinde oynanmış' olan danslar. Bu dansları diğer Kuzey Kafkasyalı kardeş halklar dışında, Kazaklar, Azeriler, vb de oynuyorlar. Bu tür oyunlara karşı değiliz. Karşı olduğumuz şey, yereli ihmal etme durumu, yerel Adıg’e dansları yok olursa, ithal danslar ulusal ruhu köreltebilir, halk o dansları yerel danslar ölçüsünde benimsemiş değil,o tür danslar ekip/topluluk dansları.Kafkasya'da halk dansı olabilirler,ama biz de öyle değil. Ayrıca sanatsal bir geliştirme de yok. Bizim Kaffed'imiz geliştirme işlerini becerebilir mi?Bilemiyorum, pek de sanmıyorum.
En azından ithal dansların yerel/mahalli dansları öldürmesine fırsat verilmemeli. Mahalli danslarımız, en azından genetiği üzerinde oynanmış ithal danslar kadar mükemmeldirler. Ayrıca çok daha ulusaldırlar, geliştirilmeleri gerekir. Yerel danslar yüzyılların birikimidir, duruma göre, ciddiyet, saygı, içtenilik ve espri anlayışlarını yansıtırlar. Onlar her yönleriyle ulusaldırlar.
 
  Bugün 32 ziyaretçi (44 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol