adigehaber
  Rusya Federasyonu, Azınlıklar ve Çerkesler
 
 
Rusya Federasyonu, Azınlıklar ve Çerkesler

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Rusya Federasyonu (RF) içinde, ulusal yöre anlamında 22 cumhuriyet, 1 özerk oblast ve 4 özerk okrug bulunuyor. Bunlar dışında, Putin döneminde yapılan birleştirmeler sonucu statüleri düşürülmüş okruglar da bulunuyor. Örneğin, Doğu Sibirya'daki Koryak Özerk Okrugu 1 Temmuz 2007'de özerklik adı düşürülerek Kamçatka Kray içine alındı. 5 özerk okrug daha aynı uygulamaya tabi tutuldu.
Bu son yörelerde yerel diller de resmi dil statüleri taşıyorlar. Bunların dışında şu ya da bu ölçüde korunan ve eğitimde kullanılan küçük diller de var. Sayılarını bilemiyorum. Ancak bu dilleri konuşanların sayısı giderek azalıyor. Örneğin, 2010 yılında Koryak sayısı 8 bin idi ve Koryakların ancak 1700 kadarı anadilini biliyordu. Bu da tehlikenin boyutunu gösteriyor. Daha önce Koryakların ve yerli Sibirya halklarının çoğu istilâcı Rus Kazakları tarafından yok edilmişti. Bu da soykırıma uğrayanların sadece Çerkesler olmadığını bize gösteriyor.
RF'de sayılan ulusal yöreler dışında kray (büyük il), oblast (il) ve federal kent denilen yöreler de var. Bunlar genellikle Rus nüfuslu ve Moskova'dan yönetilen yörelerdir. Örneğin, kray için yanlış olarak "eyalet" denilebiliyor. Oysa, kray, oblast, federal kent ve okruglar eyalet (devlet, state) değil, değişik statüde birer il (vilayet) birimidir. Bu birimlerin parlamentolarının yasa çıkarma yetkileri yoktur, yetki sadece Moskova'daki RF Parlamentosu’na aittir.
Buna karşılık tamamı 21 (Kırım'la 22) olan cumhuriyetlerin kendi yasama (parlamento) ve yürütme (bakanlar kurulu) organları vardır. RF tamamında resmi dil Rusçadır. Cumhuriyetler kendi yerel dillerini Rusça ile birlikte resmi dil yapabiliyorlar. Ancak eşit düzeyde kullanamıyorlar.
Resmi dil uygulama örnekleri
Dil sorunu, tarihsel anlamda ve en mükemmel bir biçimde İsviçre'de çözülmüştür. İsviçre'de en küçük idari birim komün (Gemeinde/ bucak) adını taşır. Bazen tek köy bile komün olabilir. Dil kullanımında dayanak kanton ve komündür. Komünler birleşir kantonu (eyaleti, state) oluşturur. Kantonun tamamında tek dil konuşuluyorsa sorun yok, o tek dil kantonun resmi dili olur.
Bir kantonda birden çok dil konuşuluyorsa, resmi diller komün esasına göre belirlenir. Örneğin, Graubünden Kantonu'nda (Grisons) üç resmi dil yöresi bulunur: Almanca (% 74,6), Romanşça (% 15,2) ve İtalyanca (% 12). Resmi dil olmasına karşın Romanşça konuşanların oranı, son iki yüzyıl içinde yüzde 50'den yüzde 15'e düşmüş, Almanca konuşan oranı ise yüzde 30-40'lardan yüzde 74 üzerine çıkmıştır. İtalyanca ise konumunu aşağı yukarı korumuştur: https://en.wikipedia.org/wiki/Griso...
Bir komün’de tek dil konuşuluyorsa, - birden çok dilli komünler de vardır,- o dil resmi dil olarak kullanılır, okulda öğrenci o dilde öğrenim görür, ancak komşu komünün ya da kantonun dilini de öğrenmek zorundadır. Bu nedenle İsviçreliler iki ya da daha çok dilde konuşabilirler.
İsviçre’de sorun (dil asimilasyonu) şuradan doğuyor: Romanşça öğrenim gören öğrenci, duruma göre, ikinci dil olarak Almanca (% 63,5) ve varsa Fransızcayı (% 22,5), isterse ve o okulda varsa İtalyancayı (% 8,1) seçiyor, ancak o dillerde konuşanlar küçük bir azınlığın dili olan Romanşçayı (% 0,5) seçmiyor. İsviçre örneğinin sakıncalı yanı da bu. İsviçre’de de büyük dillere doğru doğal bir yönelme durumu var. Böylece, İsviçre'deki uygulamanın çoğunluktaki nüfus (Almanca ve Fransızca) lehine bir sonuç doğurduğunu, dahası Fransızca konuşanların bile Almancadan yakındıklarını görebiliyoruz.
***
İspanya'daki uygulama daha farklı, daha güvenceli. Özerk bölge okulunda her iki dilin de (İspanyolca ve yerel dil, Baskça, Katalanca, Galiçce) öğretilmesi zorunludur. Burada da okul tipini seçme hakkı var: Örneğin, Baskça temel eğitim veren okulda İspanyolcaya daha az yer verilir. Tersi durumda İspanyolca temel eğitim dilidir ama Baskça da öğretilir. Üçüncü okul örneğinde ise, her iki dil de eşit ölçüde, yani dengeli bir biçimde öğretilir, örneğin bazı dersler İspanyolca, bazı dersler de Baskça işlenir. Böylece İspanya’nın özerk bölgelerinde üç okul tipi bulunduğunu görüyoruz.
Ayrıca yerel dil, bazı uygulama ve hukuki dayanaklarla destekleniyor. Örneğin özerk bölgede çalışma izni almak için, o yerin dilini de (Katalan, Bask, Galiç) bilme zorunluluğu vardır. Aksi takdirde çalışma izni (ruhsat ya da lisans) verilmiyor. Bunlar, geçmişte baskı görmüş olan dilleri koruma önlemleridir. Olumlu sonuç doğurmuştur.
Birazdan değineceğimiz Rusya’ya oranla İspanya’daki özerk bölgeler ulusal anlamda daha fazla yetkilidirler.
***
Fransa'da ise Fransızca lehine bir kısıtlılık vardır. Fransa dil alanında Avrupa’nın en milliyetçi, en gerici uygulama örneği. Yerel dillere bazı kültürel olanaklar, seçmeli ders olanağı sağlanmakla yetinilmiştir. Bunda Fransız Anayasası'nın katı ve değiştirilmesi zor kuralları, katı Fransız milliyetçiliği belirleyicidir. Fransız Anayasa Mahkemesi azınlık dilleri ve yerel özerklikler lehine çıkarılan yasaları iptal ediyor. Bu nedenle ciddi bir mesafe alınamıyor, engeller aşılamıyor. Türk anayasaları da Fransa'dan esinlenme.
 
Rusya Federasyonu'nda durum
Yukarıda değindiğimiz gibi, RF'de asıl resmi dil Rusça. Diğer diller Rusçanın vesayeti (denetimi) altında. Bu da bir asimilasyon politikası bulunduğunu gösteriyor. Resmi işlemler Rusça yapılıyor. Eğitimin her alanında ve büyük oranda Rusça kullanılıyor. Sonuçta İsviçre'de Romanş dilinin başına gelen asimilasyon benzeri bir durum, RF'de de azınlık dillerinin başına geliyor. Fark, İsviçre'de bir zorlama, aleyhte bir planlama, kasıt olmaması. Romanş okulu Romanşçayı öğretmek zorunda ve dilediği ikinci bir İsviçre dilini de seçme özgürlüğüne sahip. Rusya’da ulusal okullar tasfiye süreci içinde. İsviçre'de yavaş işleyen doğal bir asimilasyon süreci var. Zaman Romanşça aleyhine işliyor.
İsviçre buna bir çözüm bulabilecek mi? Bilemiyoruz.
RF'de ise azınlık okulu Rusça okutmak zorunda ama başka bir dili, örneğin bir Çerkes kendi dilini Rusça ile eşit bir statüde kendi cumhuriyetinde okutma yetkisine sahip değil. Herkes Rusça okumak zorunda, isteyenler seçmeli ders biçiminde kendi anadilini de okuyabiliyor. Haftalık anadilinde seçmeli ders saati süresi de ilkokulda 3, ortaokulda 2, liselerde de 1 saate düşürülmüş. Öğrenci isterse kendi dilini hiç öğrenmeyebilir ama Rusçayı okumak, öğrenmek zorunda. Rusçayı öğrenmekten kaçınamaz. İsviçre ya da İspanya örneği ile çelişen temel fark da bu. Her ikisinde anadili eğitimi zorunlu. Rusya’da Rusça zorunlu, diğer diller isteğe bağlı.
RF'de nüfus sayımı her 10 yılda bir yapılıyor, bu durumda yeni sayım 2020 yılında yapılacak. Şu anda devam etmekte olan asimilasyon sürecinin durumu nedir, bilemiyoruz. Ancak küçük dillerin erimekte olduğunu Koryak ve diğer Sibirya dilleri örneklerinden tahmin edebiliyoruz.
***
Rusya köylülükten henüz tam kurtulamamış bir ülke. Ayrıca özerk cumhuriyet ve yörelerin bulunması da asimilasyonu bir ölçüde frenliyor, yavaşlatıyor. Köyden kente göç edenler aynı yöredeki (cumhuriyetteki ya da vilayetteki) yakın kentlere yerleşiyor ve köyle olan bağlarını koruyabiliyorlar. Örneğin, Türkiye’de Rize ve Artvin'den İstanbul’a göç eden Lazların çoğu bir daha geri dönmüyor. Sonunda bunların hemen hepsi asimile oluyor.
Rusya'da durum farklı, kente göçün önünde bazı kısıtlamalar var. Diyelim, Adıgey'den ya da Hakas Cumhuriyeti'nden bir kişi kalkıp Rusya'nın dilediği bir yerine, Türkiye'deki gibi serbestçe göç edemiyor ve yerleşemiyor. Çünkü yerleşmek için önce konut bulması, oturma ve çalışma izni alması gerekiyor. Evin yoksa oturma izni alamıyorsun. Konut alabilmek için de para gerekiyor. Paran varsa sorun yok.
Ancak yöre içi göçler için kısıtlama yok.
Dayanışma da olabiliyor. Yöre içinde arsa tahsis edilebiliyor, kişi konutunu kendi inşa edebiliyor. Yöre dışı göçler ise desteklenmiyor. Çünkü yöre dışı göçler teşvik edilecek olursa Sibirya ve Kuzeydoğu Kafkasya (İnguşetya, Çeçenya ve Dağıstan) gibi baskı ya da teşvikle ayakta tutulan yöreler boşalır, nüfus Moskova, St. Petersburg, Kaliningrad ve Vladivostok gibi gelişmiş/ sanayileşmiş yörelere akar.
Bu nedenle yöre içi göçle yetiniliyor.
Cumhuriyetlerin statüleri
22 cumhuriyet hukuken eşit haklıdır (Tataristan’ın statüsü biraz farklı deniyor). Ancak hukuki değil, fiili durumları gereği farklılıklar bulunuyor. Örneğin, iki etnili, 3 etnili ve daha fazla etnili cumhuriyetler vardır: Adıge Cumhuriyeti'nde 2 dil (Rusça ve Adıgece), Karaçay-Çerkes'te 5 dil ( Rus, Karaçay, Adıge, Abaza ve Nogay), Kabardey-Balkar'da 3 dil (Rus, Adıge ve Balkar), Dağıstan’da da 14 resmi dil vardır.
Radyo ve televizyonlar bu dillerde yayın yapabiliyor, gazete ve dergiler yayınlanabiliyor.
Söylediğimiz gibi Rusça dışı diller çok az kullanılabiliyor, cumhuriyetler parlamentolarında ise kullanılmıyorlar, sadece çıkarılan yasa ve kararlar yerel dillerde de yayınlanabiliyor. İsviçre ya da İspanya'dakinden farklı bir durum. Bunun değiştirilmesi olanaklı mıdır, RF Anayasası buna cevaz (izin) veriyor mu? Veriyor olabilir ama uygulanmıyor.
Örneğin, Adıge Cumhuriyeti "Egemen Devlet" (bağımsız devlet) statüsüyle Rusya Federasyonu'na katılmıştı. Hoş bir deyimdi. Ancak şimdiki gerçek durum nedir, değişim olmuşsa neler değişmiş? Bilemiyoruz, araştırmak gerekir. Mahallinden çok az bilgi akışı var. Sorunu anlamak için konunun uzmanı olman gerekiyor...
Önümüzde son bir somut örnek bulunuyor: Federal yasaya göre yörelerin, yani cumhuriyet, kray, oblast, federal kent ve okrugların başkan ve valilerinin halk tarafından seçilmesi gerekiyor. Seçim eylül ayında yapılacakmış. Söz konusu Federal yasanın bazı bölümleri Adıge Cumhuriyeti Parlamentosu- Khase tarafından iptal edildi, yani yürürlükten kaldırıldı. Yeni durumda, Moskova kabul etmişse tabii, Cumhuriyet başı (Łıŝha) “Adıge Parlamentosu-Khase” tarafından seçilecek. Ama bu seçimi RF Devlet Başkanının önerdiği üç aday arasından yapacak. Yetkisi kısıtlı. Ancak eskisine göre daha demokratik. Eskisine, yürürlükteki duruma göre RF Devlet Başkanı Adıge Parlamentosu-Khase’ye tek bir aday öneriyor, parlamento da onu seçiyordu. Seçmediğinde ikinci aday önerisi geliyor, o da seçilmezse parlamento seçimi yenileniyordu. Prosedür böyleydi.
Yeni duruma göre, Adıgey'deki partiler adaylarını RF Devlet Başkanına bildirecekler, Başkan da bunlardan 3 adayı belirleyerek Adıge Cumhuriyeti Parlamentosu- Khase'ye gönderecek, Adıge Cumhuriyeti Parlamentosu- Khase de bu üç adaydan birini seçecek. O kişi 5 yıllığına Cumhuriyet başı olacak.
Adıgeler açısından en uygunu ise Cumhuriyet başının (Łıŝha) doğrudan parlamento tarafından seçilmesi olabilir. O zaman Adıge ağırlığı (paritet) daha fazla korunabilir.
Böyle yapılmadığında, genel oya gidildiğinde yürütme (hükümet) erki Rus nüfus çoğunluğunun eline geçebilecek, cumhuriyet darbe almış olacaktır. Bu da hoşnutsuzluklara yol açabilecektir. Adıgey, Rus nüfusu adına değil, Adıge/Çerkes nüfusu adına kurulmuş olan bir devlettir. Egemenlik Adıgeler dışlanarak kullanılamaz, aleyhte kararlar alınamaz. En başta anayasa buna izin vermez. Devletin kuruluşu döneminde kabul edilmiş temel ilkeler, derogasyonlar vardır. Bunlar cumhuriyeti ve Adıge ulusunu ayakta tutmak için konmuştur. Bunlardan biri de nüfusun dörtte biri olan Adıgelerin yasama (parlamento) ve yürütme (hükümet) organlarında eşit oranda temsil edilmeleri. Federal yasa iptali ile bu ilke korunmak istenmiş olmalı. Çünkü Adıgey sıradan bir Rus ili değil, özellikleri olan bir etnik cumhuriyettir.
Daha önce Rusların Adıgey’i feshedip Krasnodar Kray’a katma gibi bir niyetleri, bir girişimi olmuştu.
Yerli nüfusun çoğunlukta olduğu Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri ile diğer bazı cumhuriyetlerde bir nüfus sorunu yok, oralarda halk oyu ile cumhuriyet başları seçilebilecek. Hakasya, Altay ve Buryatya gibi yerli halkın azınlıkta olduğu cumhuriyetlerde durum nedir? Oralarda ne yapılacak? Bilemiyorum. O cumhuriyetler halklarına Adıgelerde olduğu gibi koruyucu haklar (anayasal güvenceler ve derogasyonlar/ istisnalar) tanınmış mıdır? Onu da bilemiyorum.
Sonuç
Rusya'da sivilleşme ya da demokratikleşme güçlenecek olursa anayurda Çerkes dönüşü, mal mülk edinme ve can güvenliği gibi konular da güçlenmiş, anayasal güvencelere kavuşmuş olacaktır. Bunun için vakit, sanırım henüz erken. Aydınlarımızın bu gibi konularda bilgilendirme yazıları yazmaları, araştırma yapmaları yararlı olacaktır.
 
  Bugün 22 ziyaretçi (37 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol