Adıgey'in başkenti Maykop'tan gelen Şığıjıy (Щыгъыжъый) çocuk teatral gösteri ekibi, Kayseri ve değişik yerlerde, son olarak Balıkesir ilçeleri ve bu arada Gönen ve Bandırma'da da teatral gösteriler sundu. Çocuklar ve yöneticileri ile 23 Ağustos 2019 Cuma günü Bandırma Derneğimizde kısa bir görüşme yaptım.
Adıge Ulusal Tiyatrosu'nun 25 yıllık sanatçısı Vıcıĥu Maryet'in titiz düzenlemesi sonucu olmalı, çocukların hepsi Adıgece bilenlerden seçilmişti. Ayrıca çocuklar, eski Adıge geleneği uyarınca büyüklerin "ĥoĥu" (hitap) konuşmalarını ayağa kalkıp dinliyorlardı. Bu da Maryet'in eğitimi sonucu olmalı. Daha önce, Enem'den gelen Nef çocuk ekibinde Adıgece bilmeyen hayli Adıge çocuğu vardı. Bu da yadırganabiliyordu. Nedeni de Enem ve Yablonovski gibi yerleşimlerde çoğunluğun Rus olması ve çocukların Adıgece konuşmuyor olmalarıydı. Sorun genel yapıdan, devletten ve aileden, tabii ki asimilasyon politikalarından kaynaklanıyordu. Yahudi olmayanlara İsrail’de asimilasyon politikaları, Yahudileştirme programı uygulanmıyor, bu gibi nedenlerle Adıgece konuşan İsrail Çerkesleri, devlet baskısı olmadığında anadilinin yaşatılabileceğinin açık bir kanıtı. Okul eğitimi önemli. Ama Maykop’ta Rus eğitim sistemi uygulanıyor. Türkiye’de Türk, Arap ülkelerinde de Arap sistemleri dayatıldığı gibi. Maykop'taki durum, Adıge başkenti olmasına karşın, Adıgey’in Yablonovski ve Enem beldelerindeki durumdan farklı değil.
Şığıjıy yöneticileri, Adıge Cumhuriyeti Başı (Łışha) Kumpıl Murat'ın manevi desteğinde Türkiye'ye gidecek olan ekip çocuklarını Adıgece bilenlerden seçmişler. Şığıjıy boncuk, küçük boncuk dizisi anlamında. Çocuklar arasında birkaç Türkçe bilen de vardı. Örneğin, Hatay Reyhanlı’dan Dr. Necdet Hatam'ın kız yeğeni, Düzce'den aynı sınıfta okuyan bir kız arkadaşı, Sinoplu Çetave İbrahim'in torunu bir kız, vb vardı. Ayrıca Mamhığ ve Hakurınehable’den gelme öğrencilerle de tanıştım. Hatam bir süre önce evlat acısı yaşamış, kızını yitirmişti. Yeğenine sordum: “Amcan nasıl, toparlandı mı?” dedim. “Daha iyi” dedi kız yeğeni. Hatam ve İbrahim, her ikisi de dönüş yapmış birer idealist ve yazar aynı zamanda. Hatam'ın yeğenine "Maykop'ta Adıgeceyi nasıl öğrenebildin?" diye sordum, "Amcam öğretti" yanıtını aldım. Diğeri, Düzceli kız “Annem öğretti” dedi. İstenirse olabiliyor anlaşılan.
Demek ki aile içinde de dil öğrenmek olanaklı. Yeğenimin hanımı, “Ninem ablalarıma Çerkesçe öğretti, ben yetişemedim, o nedenle Çerkeçe öğrenemedim” demişti. Maykop’ta aileyi kısmen de olsa okul takviye edebiliyor. Bunun dışında kent toplumu artık Adıgece öğretemiyor, üretemiyor; Adıgeceyi şimdilik köyler üretebiliyor; kent dili yabancı dil olmuş, kent yerine göre, sadece Rusça, Türkçe ya da Arapça üretiyor. En önemli sorunlardan biri de bu. Sorun kentte de üretim yarışına katılabilmek...
Düzce’de köyümüzde - mahalle oldu tabii - artık Çerkesçe üretilemiyor, çocukların hiçbiri Çerkesçe bilmiyor, ama bir Rus gelin çocuklarına Rusça öğretmiş. Bunu söylediler. Köydeki baba evi ve arsasını bu yaz kardeşlerimden satın alıp bahçeyi ve harap konutu restore ettirmiştim. Bu gibi nedenlerle iki ay kadar köyde kaldım. Sordum, Rus gelin çocuklarını alıp Ukrayna’ya dönmüş, kocası da ara sıra Ukrayna’ya gidiyormuş. Köyde üç Özbek kadın bakıcı var. Biri ile konuştum, “Özbekistan’da şimdi okullarda daha temiz bir Rusça okutuluyor ve öğretiliyor” dedi.
Türkçe bilen çocukların ekibe alınması isabetli olmuş. Tercüman sorunu duymamışlar. Çocuklardan ve eğitim durumundan daha aşağıda söz edeceğim.
Vıcıhu Mariyet ile söyleşi
Mariyet yetenekli bir sanatçı. Formunda, güzel ve kibar bir kadın, bir anne. Daha önce, birkaç yıl önce, Gönen'de "Abzaheme yan" (Abzahların Annesi) adlı tek kişilik bir dram oyununu izlemiştim. Dramın bir varyasyonunu rahmetli Hadeğale Asker de “Batmet ve Oğulları” (Батмэткъохэр) biçiminde şiirleştirerek yazmış, ben de özet çevirisini rahmetli İzzet Aydemir'in "Kafkasya Kültürel Dergi" sinde yayınlamıştım: Bir annenin eşi olan Batmet ve oğulları yurt savunması için gönüllü olarak cepheye koşarlar, hepsi de şehit düşer. Âdet gereği şehitler arabalarla köy mezarlığına getirilir, anneye acı haber iletilir. Anne, eşi ile çocuklarının cenazelerini görmeye mezarlığa gelir. İzin alır ve hepsinin başında birer konuşma yapar. Sıra en küçüğüne gelir: "Bu yavrucuk daha pek küçük. Babası onu yanından ayırmaz, çoğu yere beraberinde götürür, yatmadan önce de gelip boynuma sarılır, kucaklar, ardından uysal bir kedi yavrusu gibi ayak ucuma uzanırdı. İzin verin yatmadan önce beni son kez kucaklasın" der.
Vıcıhu Maryet ayrıca kadınları konu alan bir temsilde de başrolü oynamıştı.
Kendisine Adıgey'de dil ve anadilinde eğitim durumunu sordum. "Şimdiki cumhuriyet başı/ Łışha Kumpıl Murat anadili eğitimini destekliyor" dedi. "Peki tek ders değil birçok dersi Adıgece okutmaya mevzuat izin veriyor mu?" dedim. "Adıge Cumhuriyeti isterse kendi de bir eğitim sistemi uygulayabilir, yasal engel yok. Ancak bunun için Adıgelerin mutabakatı gerekir. Birçok veli ve çocuk, bana Adıgeceden önce İngilizce, Fransızca ve Almanca gibi diller gerekli, diyor. Engel bu. Bu engel aşılamıyor" dedi. "Peki, dedim, Adıgeceden bu kaçış bir yabancı, bir dış dayatma, bir Rus görüşü ve politikası olmuyor mu?" dedim. "Elbette öyle, ama bunu anlatamıyoruz" dedi Mariyet.
Türkiye’de de dil asimilasyonu öncesi çoğu ailenin görüşü günümüz Adıgey’indekinin benzeri idi. Adıgece konuşuyor olmaktan utananlar vardı. Türkçe konuşmak kibarlık, üst sınıfa bir geçiş sayılıyor, Adıgece ilkel bir köylü dili imiş gibi algılanıyordu. Ayrıca antikomünist ya da faşist, ırkçı bir devlet politikası da söz konusuydu. Kuşkusuz topluma Türkçe dayatması dış, ırkçı ve faşist bir empoze idi, baskı ve yasaklamalarla sürdürülüyordu. Bu durum sona ermiş midir? Şimdi de Karadeniz kıyısındaki Lazların Mohtice (Lazca) konuşmaktan utandıkları, benzeri bir aşağılık duygusu içinde oldukları medyaya yansımaktadır.
Bandırma Derneğinde Adıgece dil kursu veren Bram Alaudin, "Önümüzdeki yıl Rusya'da nüfus sayımı yapılacak. Adıgeler, daha önceki sayımlarda kendilerini Adıge, Şapsığ, Çerkes ve Kabardey diye dört ayrı etnik ad altında yazdırmışlardı. Şimdi hepsi Çerkes adı altında yazılamazlar mı? " diye sordu. Vıcıhu Mariyet: "Dört yörede yaşayan Adıgeler tek bir etnik ad altında yazılabilirler, yasal engel olduğunu sanmıyorum. Adıge adı altında yazılacak olduklarında Adıge-Çerkeslerin sayısı 800 bini geçecek, belki 1 milyonu bulacak. O zaman, Adıgeler olarak daha görünür ve daha dikkate alınır oluruz. Ama Kabardeylerden bir kesim kendilerini Kabardey diye yazdırmakta ısrarcı. “Biz Kabardeyiz” diyorlar. Önce bunu aşmak gerekir. Şimdilerde, en doğuda Balkar ekli bir Kabardey yöresi, batıya doğru arada Stavropol Rus yöresi, daha sonra Karaçay’a ekli bir Çerkes yöresi, arada Stavropol ve Rus Krasnodar Kray toprakları var, daha batıda Adıgey yöresi, kıyıda da Şapsığlar bulunuyor. Bir parçalanmışlık durumu var. Sayı da az, dışarıdan nüfus takviyesi gerekiyor. İsim konusunda bana göre şöyle de yapılabilir: Yörelere göre Adıgeler kendilerini Adıge-Adıgey, Adıge-Çerkes, Adıge-Şapsığ, Adıge-Kabardey diye yazdırabilirler. Böylece Adıgelerin gerçek sayısı Adıge adı altında bir biçimde ortaya çıkmış olur. Ama dediğim gibi, önce Kabardeylerin bunu kabul etmeleri gerekir".
"Adıgelere destek çıkan devlet adamları yok mu?” dedim. “Eski Krasnodar Kray Valisi Nikolay Kondratenko Adıgeleri destekleyen biriydi, adil bir Rus yönetici idi. Yeni Łışha Kumpıl Murat da cumhuriyetin gelişmesi, ilerlemesi, dönüş ve Adıgeceyi koruma bağlamında elinden gelen desteği sağlıyor, ekibi ile de uyumlu çalışıyor" dedi.
Çocuklarla söyleşi
Lise 1'e bu yıl başlayacak olan iki kız çocuğuyla birlikte konuştum. Dediğim gibi biri Dr. Necdet Hatam'ın yeğeni, biri de Düzceli bir ailenin kızı. İkisi de dönüş yapmış ailelerin çocukları. Adıgece, Türkçe ve Rusça biliyorlar. Maykop'ta doğmuşlar. Söyledikleri özetle şöyle: "Televizyon izlemiyoruz, ama Adıgece tv yayını var. Amcam (Necdet) çanak anten taktırdı, Türkçe haberleri dinliyor, ben izlemiyorum. Türkçe, Rusça ve Adıgece (Çerkesçe) şarkılar dinliyoruz. Okulumuza daha çok Adıge öğrenciler devam ediyor. Sınıfımızda sadece 1 Rus öğrenci var. Bu nedenle öğrencilerin hepsi Adıgece ders okuyor. Adıgece dersi ‘zorunlu’ ders. Daha önceki sınıflarımızda, ortaokulda da ‘zorunlu olarak’ Adıgece okuduk".
Tabii bu zorunluluk da tartışılabilir. Geçtiğimiz yıl ders planlarında değişiklik yapıldı, Moskova, federal bakanlık Adıgece dersleri resmen seçimlik derslere kattı. Çocuklar bunu bilemezler, kafalarını karıştırmayayım diye ayrıca sormadım.
"Sınıfımızda öğrenciler Adıgece dersi sırasında ikiye ayrılıyor, Adıgeceyi iyi bilenleri bir öğretmen ayrı bir derslikte okutuyor, Adıgecesi zayıf olanları da başka bir derslikte daha başka bir öğretmen okutuyor. Maykop'ta Adıgecenin seçmeli ders olarak okutulduğu ya da hiç okutulmadığı okullar da var" dediler. "Peki sizin okulunuzdan, diyelim Adıgecenin seçmeli ders olarak okutulduğu ya da hiç okutulmadığı bir okula geçiş yapılabiliyor mu?" dedim. "Yapılabiliyor" yanıtını aldım. "Adıgey köyleri ile ilişkiniz var mı?" diye sordum. "Kentte yaşıyoruz. Maykop'taki yaşama ayak uydurduk, en başta Maykop'ta doğduk" dediler.
Yukarıda değindiğim gibi, Adıgece, statü düşürülerek resmen seçmeli bir ders haline getirildi. Buna göre Adıgece dersi zorunlu ders benzeri bir statüde artık okutulamayacak, istemeyen öğrenciye dayatılamayacak. Öğrencinin ya da velisinin uzatılacak form dilekçede Adıgece okumak istediğini işaretlemesi zorunlu, yoksa öğrenciye Adıgece dersleri okutulmayacak. Rusça için böyle bir koşul yok, Rusça zorunlu bir eğitim dili. Olumsuz bir gelişme. Esas sorun da burada. Cumhuriyetler alternatif önlemler alabilecekler mi?..
Cumhuriyetler kendilerini ezdirmemeli ve anadilini ciddi biçimde koruma altna almalılar. Cumhuriyetler bunun için varlar.
Eski eğitim - 2018 yılı öncesi eğitim - planı ya da programı bu yıl da sürecek mi? Bilmiyoruz. Yeni eğitim programı (2018’de yürürlüğe giren olumsuz program) geçen yıl, 2018-2019 öğretim yılına yetiştirilememişti. Bu yıl uygulamaya konacak, bütün sınıflarda mı uygulanacak yoksa kademeli bir geçiş süreci mi izlenecek? Bunu da okullar açıldığında daha iyi öğrenmiş olacağız...
Şığıjıy’a ilişkin Adıgece tanıtım yazıları için tıklayın -