adigehaber
  Rusya Federasyonu ve Çerkesler
 
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Hapi Cevdet Yıldız
 Rusya Federasyonu ve Çerkesler


18 Şubat 2016 Perşembe
 


 

Rusya Federasyonu (RF), kendine özgü bir federasyon. 1990’larda önce bir Federasyon Sözleşmesi imzalandı, ardından RF Anayasası kabul edildi.


 
İlk biçim anayasayı 88 yönetsel birim imzalamıştı. Federasyon’a alınan 21 cumhuriyetin kendi ayrı anayasalarını düzenlemeleri, ancak bu düzenlemelerin RF Anayasasına uygun olmaları öngörülmüştü. Bu 21 cumhuriyet (Kırım’la 22) dışında 7 kray, 49 oblast, 2 federal kent (Akyar ile 3 kent), 1 özerk oblast ve 10 özerk okrug da federasyona alınmıştı.
 

 
Cumhuriyetlerin kendi yasama meclislerinin bulunması, Rusçanın RF tamamında resmi dil olması kararlaştırıldı. Bu arada cumhuriyetlerin kendi dillerini de Rusça yanında (Rusçanın altında) resmi dil olarak ‘tesis edebilecekleri’ anayasal güvenceye bağlandı. Dikkat edilirse, Rusça dışındaki cumhuriyet dilleri için “resmi dil olurlar” denmiyor, “resmi dil olabilirler” anlamında bir ifade kullanılıyor. Bu ifade, söz konusu anayasa hükmünün edilgenliği/ zayıflığı anlamına çekilebilir. Bundan olmayabilirler anlamı da çıkar. Nitekim Karelya Cumhuriyeti’nde resmi dil Karelce değil, sadece Rusça.
 

 
21 cumhuriyet dışındaki yönetsel birimler bizde sık sık telaffuz edildiği gibi birer “eyalet” olarak değil, olsa olsa yönetsel olanakları genişletilmiş birer il (vilayet) sayılabilirler. Özetlersek, gerçek eyaletin seçilmiş bir meclisi, hükümeti ve bağımsız yargısı bulunur, ayrıca eyalet meclis yasa çıkarır, yasayla vergi de koyar. Örneğin, ABD, Almanya ve İsviçre’de eyaletlerin yetkileri böyle. Hindistan ve Pakistan’da da durum aynı.
 

 
Rus kray, oblast ve okrug meclislerinin yasa çıkarma ve eyalet hükümeti kurma yetkileri yoktur. Bu bakımdan, bunlar, federasyonun birimleri olmalarına karşın, gerçek eyalet değildirler. Cumhuriyet meclislerinin yasa çıkarma yetkileri vardır, ancak bu yetki, daha çok sembolik düzeydedir. Çıkarılan yasalar, genellikle, ya federal yasaların bir tamamlayıcısı ya da geneli ilgilendirmeyen bazı basit konulara ilişkin yasalardır.
 

 
Yukarıda belirtilen 6 ana kategoriye giren yerel birimlerle cumhuriyetler kendi içlerinde “rayon” (bölüm) denilen ilçelere bölünürler. İlçe birimlerinin yönetimi de, ilkesel olarak, cumhuriyet ve illerde olduğu gibi seçimle oluşur (anayasal olarak). Ancak atama yolu ön plandadır (Yeniden seçim sistemine dönüleceği de söyleniyor).
 

Çarpık Federasyon

Geçtiğimiz 2000’li yıllarda 10 özerk okrugun 6’sı feshedildi ve toprakları kraylara eklendi. Özerk okrug sayısı 4’e düştü (etnik/ulusal ilçe sayısı daha fazla, bkz “Национальные районы”). Bunu belirtelim. Adıgey ve Karaçay-Çerkes de dahil bazı cumhuriyetlerin feshedilmeleri, Adıgey’in Krasnodar Kray’a, Karaçay-Çerkes’in de Stavropol Kray’a eklenmesi gündeme gelmişti. Ciddi tepkiler sonucu ‘birleştirme projelerinden’ vazgeçildi (2006).
 

 
Bu konuda hayli yazı yazdık.
 

 
Kray, oblast ve okrug gibi iller Federasyona hangi amaçlarla alınmış olabilir? Belirttik, bu tür il meclislerinin yasa çıkarma ve hükümet kurma (hükmetme) yetkileri yok, sadece idari kararlar alabiliyorlar. Valileri (gubernator) ya da yönetici başları (glava) bulunuyor. Tataristan dışında cumhuriyetlerin başlarında da glavalar (başlar) var.
 

 
Şimdiki 85 federe birimden 22 sayısını çıkarırsak geride 63 birim kalıyor ve üçte iki gibi bir çoğunluk oluşturuyor. Bu da Rus olmayan birimleri etkisizleştirme, onları kontrol altında tutma amaçlı olmalı.
 

 
Cumhuriyet ve il birimlerinin kendi içlerinde ilçelere (rayon) ayrıldığını belirtmiştik. İlçeler arasında da farklılıklar var. Örneğin belediye teşkilatı bulunan ya da bulunmayan ilçe ve köyler, köy toplulukları (bucaklar) var. Ayrıca birkaç ilçeden oluşan ve “okrug” diye adlandırılan belediye birimleri var. Örneğin, Soçi Büyük Şehir Okrugu/ Belediyesi, Merkez ilçe, Lazarevsk (Psışuape), Hostinski ve Adler adlı 4 iç ilçeye ayrılıyor. Bu ilçeler Tuapse ilçesi ya da Tuapse kenti gibi bağımsız yapıda değildirler, Kray’da Tuapse ya da Anapa gibi doğrudan temsil edilmezler. Hepsi Soçi Büyük Şehir Belediyesine (okruga), okrug da Krasnodar Kray’a bağlıdır.
 

 
Bu arada belirtelim, 2010 yılı nüfus sayımına göre Soçi Merkez ilçesinde 4,778 (% 1.2), Soçi’ye bağlı Lazarevsk kentsel ilçesinde 4,014 (% 4,8) Adıge bulunuyor. Buna Tuapse kentindeki 804 (% 1,3) ve Tuapse ilçesindeki 4,183 (% 3,3) Adıge’yi de eklediğimizde Karadeniz kıyısında 13,779 gibi bir Adıge/ Şapsığ nüfusunun bulunduğunu görmüş oluruz (bkz. Население Сочи; Лазаревский район;Туапсе; Туапсинский район).
 

Rusya Federasyonu demokratikleşebilir mi?

 
Yeltsin ve ardından gelen Putin iktidarları ile birlikte Rusya Rus milliyetçi ve yayılmacı otoriter politikalara dönüş yapmış bulunuyor. Böyle bir ortamda cumhuriyet yönetimlerinden ve ulusal topluluklardan fazla şeyler beklemek ve ummak gerçekçi olmaz. Putin, güvenilir, sözünden çıkmayacak kişileri yerel yönetimlerin başına atıyor. Bunu bilmeliyiz. Görüyorsunuz Adıge Cumhuriyeti doğru düzgün bir Adıgece gazete yayınını bile sürdüremiyor. 56 yıldan beri geniş hacimli Adıgece-Rusça bir sözlük olsun yayınlanamamış.
 
Kâğıt kıtlığı mı var?..
 

 
Eğitim konusuna gelince tam bir Arap saçı. Nasredddin Hoca’nın ‘Ölme eşeğim ölme’ hikâyesi gibi. Yasa gereği her öğrenci Rusça okumak zorunda, bu kesin. Ama hiçbir öğrenci, Rusça, İngilizce ya da Fransızca dışındaki bir dili, anadilini okumak, öğrenmek zorunda değil. Anadilleri seçmeli ders dilleri. Seçmeli ders, okunmayabilir ders anlamına da gelir. Hani Adıgece resmi dildi. Seçmeli dil eğitiminin altında da tuhaflıklar yatıyor.



Örneğin, Adıge Cumhuriyeti’nde anadili ilkokulda haftada en çok 3 ders saati okutulabiliyor. Bundan öğrenci haftada 3 ders saati Adıgece okuyor anlamı çıkmaz. Bu üç saat her biri birer saat olmak üzere 3 ayrı derse bölünebiliyor: 1 saat Adıgece dilbilgisi, 1 saat edebiyat ve 1 saat de xabze/ gelenek dersi gibi. Öğrenci isterse 3 ders saatinin tamamını/ 3 dersi, isterse 2 ders saatini/ 2 dersi, isterse de sadece 1 ders saatini/ dersi seçebilir, istemezse hiçbirini seçmez, Rusça ile yetinir.
 

 
Tabii köylerde, kalıntı olarak farklı bir uygulama bulunduğu söyleniyor. Ancak tasfiye süreci de sürüyor. Bu konuda da çok yazdık.
 

 
Rus yöneticiler, tıpkı bizimkiler gibi, usta birer toplum mühendisi olmalılar.

 

Rus yayılmacılığı sürdürülebilir mi?

Rusya 2014 yılında Ukrayna’ya bağlı Kırım’ı ilhak etti, Ukrayna’nın doğu yarısını da işgal ettirerek Donbass adı altında bir Rus yönetim bölgesi oluşturdu. Bunun üzerine ABD ve AB’nin ekonomik yaptırımları geldi. Rus ekonomisi bildiğimiz gibi kıskaç altında, zorda. 2015 yılında da Rusya, baskıcı Esad rejimine arka çıktı. Suriye’ye destek sağladı ve asker gönderdi.


Gerekçe Esad’ın daveti, Esad’a destek ve IŞİD’le mücadele. Ancak Rusya IŞİD’le mücadele yerine, Esad rejimine alan açmakla meşgul görünüyor. Bu da Batılı ülkelerin, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın tepkilerine yol açmış bulunuyor.
 

 
Hiçbir ekonomik getirisi olmayan böyle bir mücadeleyi Rusya sürdürebilir mi? Uzun süreliğine Esad’ı ayakta tutabilir mi? Rus ekonomisi buna dayanır mı? Rusya’nın yanında Esad rejimi, Şii Hizbullah örgütü, İran ve Bağdat’ın Şii yönetimi var. İtibarsız, otoriter, ekonomik sorunlar içinde boğuşan yönetimler ya da topluluklar bunlar. Suriye’nin Sünni nüfus çoğunluğu (% 70) uzun erimde bunlara, Alevi/ Nusayri azınlık diktasına ve Rus’a boyun eğer mi?..
 

 
Rusya Afganistan batağını unutmuşa benziyor. Rusya’nın bir başarı şansı olabilir mi? Çok zor.
 

 
Ancak Batı yaptırımlarını gevşetirse Rusya’nın bu yayılmacı politikalarını sürdürmek isteyeceği kuşkusuzdur. Bu da beraberinde daha fazla yayılmacılığı, daha fazla otoriterliği, daha fazla kan akmasını getirecektir.
 

 
1992’de görüştüğüm Adıge Din Khase örgütü başkanı bana aynen şöyle demişti: “En önemli sorun Şapsığ sorunu, Şapsığe’nin yeniden özerkliğini elde etmesi sorunu. Rus şu anda sersemlemiş durumda. Şapsığ sorunu çözülürse şu an çözülür, Rus kendine geldiğinde hiçbir şey, hiçbir hak vermez”...
 

 
Bazıları yanlış anlıyorlar. Biz Rusya Federasyonu’na ya da Ruslara karşı değiliz. Sadece Rusya’ya yönelik bilimsel eleştiride bulunuyor, demokratik bir Rusya Federasyonu’nu savunuyor, Rus’un işlediği Çerkes soykırımını tanımasını ve Çerkeslere eski anayurtlarına yeniden yerleşme hakkını vermesini istiyoruz. Bunun için yalvarmıyor, demokratik bir hakkımız olarak bunları talep ediyoruz.
 

 
Rus, işine gelmediğinde susuyor, duymazlıktan ya da inkârdan geliyor. Bunlar dürüstçe tavırlar olamazlar. Bir süre önce yazdım. Putin 2014 Soçi Kış Olimpiyadı üzerine bilgilendirmede bulunurken, Soçi’de, geçmişte Greklerin, Romalıların ve Türklerin yaşadıklarını söylüyor, ama Soçi’nin asıl yerlisi olan Çerkeslerin adını ağzına almıyordu. Niye? Bilmediği için mi?..
Kırım’dan söz ederken de 1944’te topluca doğuya sürülen Kırım’ın kök halkı Tatarların adını bile ağzına almıyordu.


Çerkes soykırımı, Çerkes sürgünü ya da Türkiye’ye Çerkes göçü gibi kavramlar Rus resmi literatüründe yer almıyor. Rus resmi görüşü bunları yok sayma üzerine kurulu. 1864 yılında Kuban Irmağından Bzıb Irmağına değin Karadeniz kıyıları ile bunun doğusunda, şimdiki Maykop’a kadar uzanan bir geniş coğrafya Çerkes nüfusundan tamamen temizlendi. Bir milyon üzeri Çerkes Rus askerlerince gemilere doldurularak Türkiye’ye gönderildi. Sözü edilen bu yerlerde tek bir Çerkes köyü, tek bir Çerkes bile bırakılmadı. Ülke ateşe verildi ve tamamen boşaltıldı. Hem de bir iki ay gibi kısa bir süre içinde.
 

 
Rus ad vermiyor, bunun ne anlama geleceğini bilmezlikten geliyor. Şimdi biz de soralım, yaşanan bu olaya, ülke boşaltmaya, etnik kırıma ne ad vermeli?..


Bu yerlerde 1861-1864 yılları arasında bağımsız bir Adıge/ Çerkes Devleti vardı, o devletin ülkesi ve halkı ne oldu?
Rus’un sorumluluğu yoksa, bu devlet, bu ülke ve halkı kendiliğinden buhar olup uçmuş mu yoksa?
Ya da Lût Kavmi gibi yer yarılıp içine mi düşmüş?..

 

 

 
 

 
 
 
  Bugün 14 ziyaretçi (18 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol