adigehaber
  Çerkesçeyi Yitirmeyelim!
 
 
Çerkesçeyi Yitirmeyelim!
14 Mart Adıgece/ Çerkesçe Günü nedeniyle Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti başkenti Çerkes kale (Çerkessk)’deki N 8 Lisesi Adıge dili ve Adıge edebiyatı dersi öğretmeni Mırzey Svetlana ile bir konuşma yaptık.
Mırzey Svetlana elinden geldiğince, 24 yıldan beri ulusunu seven öğrencilere Adıgece dersi veriyor, anadili sevgisi aşılıyor.
Birinci sınıftan 11. Sınıfa değin (-11. sınıf da dahil-) tüm sınıflarda seçmeli ders statüsünde Adıgeceyi okutuyor. Öğretmen dersi işlerken öğrencilere güzel bir eğitim sunma yanında, öğrencilerin özlem ve dileklerini Adıgece olarak ifade etmeleri konusunda da özen gösteriyor.
Öğretmen kendini şanslı biri olarak görüyor. Çünkü çocukların Adıge dil dağarcığını geliştirme, anadilini ve Adıge düşüncesini sevdirme görevini de yüklenmiş bulunuyor.
Adıgece Günü nedeniyle, öğretmen Mırzey’e yönelttiğimiz sorular içinde en çarpıcı olanları, Çerkes kale kentinde görev yapan ve ulusumuzun dil ve edebiyatını okutan öğretmenlerin kaygıları ve sorunları üzerine söylemiş oldukları oldu.
- Çok eski bir geçmişten bu yana çok sayıda ünlü kişi Adıgelere ilişkin yazılar yazdılar. Bu kişiler giysilerimizi, danslarımızı, geleneğimizi ve dilimizi ilginç ve güzel buldular. Geçmiş kültürümüz/ tarihimiz zengin ve köklü. Sözünü ettiğimiz bu yabancıların yazıları yanında, Adıgelerin kendi sözlü anlatıları da var, bu yazı ve anlatılarda Adıgelerin birilerine saldırdıklarına ilişkin bir tek ifade bulunmuyor, tam aksine Adıgelerin asıl kendilerinin saldırılara uğradıkları yazılıyor, dile getiriliyor. Adıge toplumunda böylesine bir dünya görüşü ve yüksek düzeyde bir insanî düşünce anlayışı, sistematiği vardı.
Bunca uzun bir dönemden günümüze değin, değişik savaşlar ve yıkımlar geçirmiş olmalarına karşın atalarımız dilimiz korumayı başardılar. Gün gelip de her bir topluluğa kendi dilini öğrenme, okulda okutma hakkı tanındığında, anadilimizi beğenmeyen, itekleyen çok kişi de çıktı içimizden, - diye anlatıyor Mırzey.
Öğretmenin söylediğine göre çocukların anadilini yitirmelerinde ana ve babaların da sorumluluğu var. Bu yüzden anadilini öğrenememiş çok sayıda çocuk bulunuyor. Ayrıca, Adıgeceyi iyi öğrenemedikleri için çocuklara ve ana babalara Adıgece dersleri zor geliyor.
“Dilin kötüsü, çirkini olmaz, dili çirkinleştirenler ona değer vermeyenlerdir” diyen atasözümüzle uyumlu olarak olumsuz görüşlü çok sayıda kişi, güzelim Adıgece sözcüklere, özlü sözlere ve deyimlere değer vermiyor. Çerkessk’de okuyan çocuklar arasında Adıgeceden daha ileri düzeyde İngilizce konuşanlar, “Rusçayı öğrenmek Adıgeceyi öğrenmekten çok daha kolay” diyenler çoğalmış. Bu türden olumsuz/ kahredici sözler beni kaygılandırıyor. Böylesine olumsuz düşünen ana babalara karşın ünlü Adıge şairi K’ışoko Alim’in şu dizelerini anımsatmak isterim: “Adıgeceyi öğrenmeden, Rusçayı öğrenemedim”.
Ünlü Rus sözlükbilimci Vladimir İvanoviç Dal da şöye diyor: “Kişinin anadili, düşüncesini ifade ettiği dildir”. Başka bir dil üzerinden düşünmeye başlarsan, diline değer vermezsen, artık o ulustan kopmuş biri olursun, - diyor Adıgece öğretmeni.
Mırzey Svetlana’ya göre, kentteki çocukların Adıgece konuşamamalarının asıl sorumluları ana babalardır.
Ana ve babalar evde anadilini konuşmazlarsa, çocuk da konuşmaz, o aile Adıge nüfusundan düşmüş olur. Evin içinden başlatılmayan ve evde konuşulmayan bir dil, anadili olmaz. Eskiden “kitap yok” diye yakınırdık. Şimdi yetişkinlerimiz ve gençlerimiz için yeterince kitap var, ana sorun çocukların Adıgece konuşmayı bırakmakta olmaları, asıl sorun bu. Alfabeyi öğretiyor, kitap da okutuyoruz ama Adıgece sorduğumuzda çocuktan Adıgece yanıt alamıyoruz, çoğunluk Adıgeceyi, bir yabancı dil, İngilizce imiş gibi öğrenmeye çalışıyor, - diyor, öğretmen Mırzey Svetlana.
Mırzey, bu yıl ilkokul birinci sınıfa yazılan 28 Adıge öğrenciden sadece 8’i Adıgece biliyor, diğer 20 öğrenci bilmiyor diyor ve bunu üzgün bir dille ifade ediyor. Öğretmen bu tür sınıflarda duysal yöntemler uyguluyor. Dersi iki dilde, Rusça ve Adıgece olarak işliyor. Söylediğine göre, Adıgece dersini seçmiş çocuklar 2 – 3 Adıgece sözcük olsun öğrenmiş olarak evlerine döndüklerinde, bu kadarı bile başarı sayılıyor.
Ana babalardan biri Adıge, diğeri ayrı bir ulustan olan tek tük çocuklar da var, bunlar da Adıgece ders alabiliyorlar.
Bu gibi öğrencileri, annesinin ricası üzerine sınıfa kabul ediyor, anneye “hayır” demeye dili varmıyor. Dilimizi öğretmek için elimizden geleni esirgemiyoruz, - diyor Mırzey Svetlana.
Mırzey’in belirttiğine göre, ana babalar dışında, çocukların anadilini yitirmelerinde en önemli etkenlerden biri de çocuk yuvaları. Adıgece konuşan çocuk Rusça konuşulan yuvaya gittiğinde, bir süre sonra Rusça konuşmaya başlıyor. Anlıyor olsa bile artık Adıgece yanıt vermiyor ve konuşmuyor (*) .
Mırzey Svetlana çocukların yarım yamalak bir Adıgece ile okula gönderildiklerini söylüyor.
Dilimizi iteklemeyelim! Adıgeceyi iyi okuyun, Adıgeceyi herkesin konuştuğu o eski günlerine kavuşturalım, bunun için anadili öğretmenleri, ana babalar ellerinden geleni yapmalılar, buna gereksinim var, - diyor Mırzey öğretmen.
Bu takdirde, binlerce yılı geride bırakarak, ulusumuzla birlikte bu günlere erişmeyi başarmış olan dilimiz yaşayacak, umarım, dilimizi başka bir dile de kurban etmeyiz.
ĞUĆEŁ İrine
Adıge mak, 14 Mart 2016
(*) - Anlaşılan, 45 yıl önce Türkiye’de Adıgecenin/ Çerkesçenin başına gelen asimilasyon olayının bir benzeri şu sıralar Anayurtta da yaşanıyor olmalı: “Yiğit bir lokma ekmeğe muhtaç düşmüş...” demişler, o hesap. Ortada Çerkes adını taşıyan bir cumhuriyet, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti, Çerkes kale adını taşıyan bir kent var, ama Adıgecenin/ Çerkesçenin öğretildiği bir çocuk yuvası olsun açılamıyor, kreş ve çocuk yuvalarında Rusça öğretiliyor. Oysa, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti çokuluslu bir yapıda, 5 resmi dili var.
Çerkeslere gelirsek, o denli çulsuz (pıxıjığe) mu kalmışlar? 2010 yılı Rus resmi nüfus sayımına göre Çerkes kale’de 16,836 Çerkes (% 13) yaşıyor ama aralarında Karaçayların çeyreği kadar olsun bir dayanışma ruhu kalmamış mı, ne? Yazık. Cumhuriyeti sen kendin kurmaz, başkaları, Ruslar bunu bağışlarsa olacağı budur. Değerini bilemezsin. Ne demişler, “Düşmez kalkmaz bir Allah” ... O türden bir yıkım sürecini hep birlikte yaşıyor olmalıyız. Allah sonumuzu hayreylesin!.. - hcy
 
  Bugün 11 ziyaretçi (38 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol