adigehaber
  Tarih Doğru ve Gerçekçi Olmalı
 
Tarih Doğru ve Gerçekçi Olmalı
16 Kasım 2017 günü Maykop’taki Adıge Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde bilimsel bir konferans/ toplantı yapıldı. Konferans 1917 yılında gerçekleşn Şubat ve Ekim devrimlerini inceleme ve doğru olmayan tarihsel değerlendirme durumlarına ilişkindi.
Toplantı AC Eğitim ve Bilim Bakanlığı, sözkonusu Enstitü, “Bilim” adlı Rusya kurumunun Adıge yerel şubesi ile AC Ulusal İşler, Dış Ülkelerde Yaşayan Soydaşlarla İlişkiler ve Haber Alma Komitesi tarafından birlikte düzenlendi.
Toplantıyı ilk konuşmasıyla Enstitü Müdürü, Felsefe bilimleri doktoru Lıuj Adam (Łıuw Adam) açtı. Ardından sözü Rusya Bilimler Akademisi Sosyoloji Enstitüsü baş biliminsanı, sosyoloji bilimleri doktoru Hağur Ayteç aldı.
-Devrim, sadece Rusya açısından değil, tüm dünya açsından da önem taşıyordu. Devrim beraberinde büyük değişimler getirdi, çok güçlü, çok acılı ve çatışmalı bir dönem yaşandı, dedi Hağur. Niye böyle oldu? Devrimin getirdiği şey nedir? Sovyetler döneminde bu tür sorular sorulamaz ve yazılamazdı. Devrimi gerçekleştirenler sadece Bolşeviklerdi, her yaptıkları şey de doğruydu. Diğer partiler hiçbir katkıda bulunmamışlardı. Okunacak, izlenecek bir edebiyat/literatür yoktu. Ardından 1980’li yıllar sonlarında değişim geldi. Herkes tarihi kendine göre yorumlamaya ve yazmaya başladı. “Bilgi kirliliği” yayıldı gitti, doğru ile yanlışı, suçlu ile suçsuzu ayırmak zorlaştı.
İzleyen 1990’lı yıllarda tarihi konuları ele alma ve değerlendirme olanağı doğdu. Geçici Hükümet üyeleri – Kerenski, Çernov, Suhanov, Radzyanski ve diğerleri ile ilgili çalışmalar / yazılar yayınlanmaya başlandı. Tarih bilimi “olsaydı, öyle yürüseydi, yaşasaydı” gibisine sözcükleri, görüntüleri sevmez. Ancak tarih sosyolojisi, “belirleyici ruh hali” gibi durumları dikkate alır, o sayede çok şeyi çözümlediği de olur. Siyah ile kırmızı dışı şeyi olmayan tarih içinden doğruyu bulup çıkarmak zordu. Şimdi başka olanaklar doğmuş bulunuyor.
Peki 1917 Şubatında ne oldu? Devrimi kim yaptı? Günümüz belirlemelerine göre devrimi herhangi bir parti hazırlamadı, devrim olacağını da kimse öngöremedi. Devrimin başlaması kadınların ekmek ve balık (ringa balığı) bulamamalarından kaynaklandı. Bu yüzden bir kargaşa yaşandı, Putilovski fabrikası işçileri de kadınlara katıldılar.
Hükümet protestoları önemsemedi, hafife aldı. Geçici Hükümet bakanı Radzyanski işin ciddiyetini arkadaşlarına duyurdu, yazdı, ama işin ciddiyetine kimseyi inandıramadı. Şubat 24 ile 26 günleri boyunca İmparator (- Çar II. Nikola-), her gün olup bitenler konusunda bilgilendirildi ama konuyla ilgilenmesi sağlanamadı. Şubat ayı sonlarında İmparator tahttan indi. Devrimin başlangıcı kadınların bu başkaldırısından kaynaklandı. Eğer onların ne istedikleri öğrenilip bir çözüm getirilmiş olsaydı Rusya tarihi bambaşka bir rotayı izleyebilirdi.
Protestolar hızla yayıldı ve durdurulamaz boyuta ulaştı. Savaş sürüyor, insanlar son derece yoksullaşmış, şikâyetler/ yakınmalar çoğalmış bulunuyordu. Bu nedenle sosyalizm temelli devrim isteği çok sayıda yandaş buldu.
Kerenski devlete büyük hizmetleri olmuş, ama haksız suçlamalara uğramış biri. Kadın elbisesi giyerek ülkeden kaçtığı iddiası doğru değil. Adalet Bakanı olduğunda halkı rahatlatmak için çalışıyordu. Kendiliğinden cepheleri dolaşıyor, mahkûmları ziyaret ediyor ve görüşüyordu. O sıralar Lenin kargaşaları yaymanın/ kızıştırmanın peşindeydi.
Bolşeviklerin Kurucu Meclisi dağıtmaları bilinen hatalarından biridir. Gerekçeleri Meclis’te Bolşevik bulunmaması idi. Lenin önderliğindeki Bolşevikler halkı rahatlatacak ve daha iyi bir yaşam düzeyi getirecek sosyalist bir devlet kurmak istiyorlardı. Sosyalist devleti kurdular ama çok sayıda yanlışlık da yaptılar. Ardından Lenin hastalandı ve onu dinlememeye başladılar. Son dönem yazı ve açıklamalarında çok sayıda doğru ve gerçekçi görüş dile getirdi. Lenin eğer 5 yıl daha yaşamış olsaydı ülkemizde işlenmiş olan yanlışlıkların daha az olacağından kuşkum yok. Geleceği öngörmüş gibi bir çalışmasında şöyle demişti: “Devrimi yok edebilecek tek güç bürokrasidir”. Öyle de oldu. Stalin’in birçok yıkıma yol açacağını da söylemişti.
Devrim ve onu izleyen iç savaş, ardından kolhozlaşma sürecinde ne kadar insan yok olmuş olsa da, Lenin’in özlemi sosyalist bir devlet kurmaktı. Bu özlem gerçekleşti.
Ardından tarihbilimleri doktoru Mekule Cebrail söz aldı. Cebrail, “Büyük Ekim devrimi ve Adıgey” başlıklı konuşmasını yaptı. Biliminsanı uzun bir süreden beri Ekim devrimi konuları üzerinde çalışıyordu. Lisansüstü ve doktora tezleri de devrim yılları ve devrimin yol açtığı değişimler üzerineydi. Çalışmasında biliminsanı bu konulara derinlemesine değiniyor. Konuşmasında günümüz Rusya’sında yaşayan ünlü politik bilimcilerin devrime ilişkin sözleri üzerinde de durdu.
Adıge Devlet Üniversitesi Tarih Fakültesi dekanı Peçeşho Nurbıy, iç savaşın Adıgey’e sıçrayışı ve seyri üzerinde durdu. Tarih bilimleri doçenti Yemtıl Raziyet de Lenin’in işbirliği (кооперацие/ kooperatsiya) ve Stalin’in ortak kullanma (коллективизация/ kollektivizatsiya) görüşleri üzerine konuştu. Konuşmacı söz konusu görüşlerin uygulandığı yıllara ilişkin değendirmelerin günümüze değin yeterince yapılmadığını, uygulayıcıların çok sayıda yanlışlıklar yaptığını, o dönemlerin gereğince aydınlatılamadığını belirtti.
Toplantıda Adıge Devlet Üniversitesi öğretim üyeleri, tarihbilimci Şıbzıhu Fatime, Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Bölümü başkanı Açumıj Kazbek, dilbilimleri doktoru Şeş’e Şamset, Enstitü’nün Slaviyan – Adıge kültürel ilişkileri bölümü başkanı Natalya Denisova, Maykop Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi, sosyoloji bilimleri çalışanı Kaleşave Dariyet, vd konuştular.
Sonuç bölümünde toplantıya katılanlar tavsiyelerde bulundular.
Yemtıl Nurbıy
Adıge mak, 22 Kasım 2017
 
  Bugün 1 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol