adigehaber
  Adıgecenin korunması görevi, devletin başta gelen görevlerinden biridir"
 

 

 

“Adıgecenin korunması devletin başta gelen görevlerinden biridir”.

 

 

“Adıgecenin korunması devletin başta gelen görevlerinden biridir”

15 Ağustos 2014, 00:39
 

 

 

 

 

“Dil – candır” diyor bir Adıge atasözü. Her ulus için kendi dili en önemli bir konudur. Bildiğimiz üzere, dil çok sayıda politik ve sosyal sorunu yükümlenir ve çözer. Dil, ayrılmaz bir biçimde ulusa bağlıdır. Dilin mevcut durumu, işlevi, gelişme durumu (ya da gelişememe durumu), korunma düzeyi, işte üzerinde durulması gereken konular bunlardır. Adıgece (Çerkesçe) ile bağlantılı sorunların çözümü, beliren güçlükler ve dilimizi daha da güçlendirmeye yönelik bir Yuvarlak Masa (Ene Ĥuray) toplantısı “Adıge mak” gazetesi tarafından düzenlendi. Toplantı, Adıgece Günü kutlamaları bağlamında 27 Mart 2014 günü Maykop’taki Adıge Cumhuriyeti Ulusal Kütüphane salonunda yapıldı.Toplantıya Adıge Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanı yardımcısı Karataban Mahmud (Keretebene Mahmud), AC Ulusal İşler, Dış Ülkelerde Yaşayan Soydaşlarlarla İlişkiler ve  İletişim Komitesi elemanı Perenıko Fatim,Adıge Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü Müdürü Bırsır Batırbıy, aynı enstitünün dil bölümü Başkanı Ğış Nuh, tarihçi Becene Murat, AC Başkanı Nezdindeki Yaşlılar Meclisi BaşkanıĞućeł Nurbıy, biliminsanı ve emekçi Meşfešu Necdet, biliminsanı, ulusal sorunlarla ilgili çalışan emekçi Yedıc Batıray, Adıge Cumhuriyeti Kitap Basımevi Müdürü Kuyıko Şıhambıy, Öğretmenlik Mesleğini Geliştirme Enstitüsü kitap basımı laboratuvarı metodisti Havdeko Şıhamız, “Adıge mak” gazetesi kültür ve edebiyat servisi şefi  Mamırıko Nuriyet ve gazetenin abone işleri servisi şefi Kazan Yusıf (Kezene Yusıf)  katıldılar.

 

 

 

 

Yuvarlak Masa  toplantısını “Adıge mak” gazetesi genel yayın yönetmeni Derbe Timuryönetti.

 

- Cumhuriyetimizde Mart ayı, olduğu gibi bütün bir ay, Adıgece Günü olarak belirlendi, dedi Derbe Timur, - dilimize böylesine değer vermeye önderlik edenin  Adıge Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle, Bakan yardımcısı Karataban Mahmud’un Adıgece/ Çerkesçe konusunda bakanlıkta yapılan çalışmalar konusunda bizi bilgilendirmesi için sözü ona bırakıyorum, - dedi Derbe Timur.

 

- Yuvarlak Masa toplantısına çağrıldığım için teşekkür ederim, - dedi Karataban Mahmud, - Söylediğiniz herşeyi dinliyorum, bunları bakanlığa iletmem gerektiğini düşünüyorum. Cumhuriyetimizin değişik köşelerinde Adıgece Günü kutlamaları sürüyor. Kutlamalara okulların, kütüphanelerin, çocuk yuvalarının ve ulusun gazetesinin [-Adıge mak-] katılmış olması günün önemini daha da artırıyor. Eğitim Bakanlığı Adıgeceyi sürekli gözetiyor, ona değer veriyor.  İlkokul  1 – 4 sınıflar için Adıgece okuma kitapları hazırladık, önümüzdeki yıllarda onları daha da güzel bir biçim ve içeriğe kavuşturmaya çalışacağız. En çok da anlaşılır bir dil, kitapları öğretmen ve öğrenciler için çekici hâle getirme konularıyla ilgilendik. Okul kitaplarını hazırlama işinde öğretmenler, biliminsanları, bilimi geliştirme enstitüsü metodistleri çalışıyorlar, hepsinin titiz olmalarını, dile yeni katılan sözcükleri kullanmalarını istiyoruz. Herkes bu işe omuz verirse, Adıgece sorununun daha düzgün bir yola gireceğine inanıyorum. Bundan başka küçük öğrencilerin aileleri ile ortak çalışmalar yapmak istiyoruz. Hepimiz elbirliği edecek olursak, Adıgecenin daha kolay öğrenileceği, gelişeceği inancındayım, - dedi Karataban Mahmud. – Zoru başarmak, her zaman için en başarılı olanıdır.

 

Yönetmen Derbe Timur Yuvarlak Masa toplantısını sürdürüyor.

 

- Konumuz “Adıgecenin korunması  devletin başta gelen görevlerinden biridir”. Bu sözcükleri Adıge Cumhuriyeti Başkanı/ Łıŝhe Thaқuşıne Asĺan’ın Adıgece Günü’nü kutlama mesajından aldım, -dedi Derbe Timur.  Adıgece konusunda çalışan kurumların, dile ilişkin olarak ne gibi işler yaptıkları konusunda bizleri bilgilendirmelerini istiyoruz. 

 

 

Sözü Yayın İşleri Komitesi çalışanı Perenıko Fatim’e verdi.

 

 

- Komitemizin çalışma alanlarından biri de Adıgecedir. Adıgeceyi geliştirme işiyle ilgiliyiz. Adıgece İnternete bağlandı.  “Adıge mak” gazetesi de internette yer aldı. K’eraş Tembot adlı Adıge Cumhuriyeti Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü bize destek verdi, İnternet projesi«Бук-2» (Book-2) içinde yer aldık. Burada 50 dil bulunuyor. Dış ülkelerde yaşayan soydaşlarımızın bu yolla Adıgeceyi öğrenebilecekleri duyurusunda bulunduk. «Бук-2»  onlar için bir okul görevi görecek. Projeler çerçevesinde çalışıyoruz, dilimizi öğrenme işinde yardımcı olacak kitaplar hazırlıyoruz. İşte “Resimlerle Adıgece Öğreniyoruz” adlı kitap, disk eşliğinde yayınlandı. Bu yolla Adıgece, Rusça ve Türkçe öğrenilebilir. Dilin temeli bir yakalandı mı, insanın isteği, cesareti artar, gerisini getirmeye başlar.  Kitap gideri komitemizce karşılandı ve Adıge Devlet Üniversitesi tarafından yayınlandı. Komitemiz, cumhuriyetimiz öğrencileri dışında, dış ülkelerde yaşayan Adıge çocuklarının  Adıgeceyi öğrenmeleri konusunda yardımcı oluyor. Görsel ve duysal bir eğitim yapılıyor. Dil dışında, Adıge gelenek ve görenekleri, toplumsal ilişkileri de anlatılıyor.

 

 

Çocuğa küçük yaşta kazandırılan bilgiler daha kalıcı oluyor.

 

 

Adıgeceyi daha da güçlendirme amacıyla Adıgece olarak yayınlanan “Zekoşnığ”[Kardeşlik] dergisi , 2013 yılından başlatılmak üzere, dış ülkelerde yaşayan Adıge yazarlarının  yazılarından parçalar sunmaya, bu kişilerin yaşamları ve yaratıcılıkları konularında yazılar yayınlamaya başladı. Adıge Radyosu 20 yıldan beri dış ülkelerde yaşayan Adıgeler için yayın yapıyor, bu yayınlar dünyanın her yerindeki Adıgelere [- internet yoluyla-] erişiyor. Cumhuriyetimizde Adıgeceyi daha iyi öğretmek için özen gösteriyoruz, birlikte çalışmalar yürütüyoruz, çalışmalarımızı daha da geliştireceğiz.

 

 

Adıgece yeni bir kitap yayınlandığında bunu sivil örgütler temsilcilerine veriyor, dış ülkelere, Türkiye’ye, oradaki kentlere, cumhuriyetimizde de öğrencilere gönderiyoruz.

 

Adıgecenin ve diğer bilimlerin incelendiği Adıge Cumhuriyeti K’eraş Tembot  Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü Müdürü Bırsır Batırbıy dil konusundaki sorunları nasıl ele aldıklarını anlattı.

 

- Adıgeceyi öğrenme ve koruma konusu, kişinin entelektüel, kültürel ve eğitim düzeyiyle doğrudan bağlantılıdır, - dedi  Bırsır Batırbıy, - bu gerçek bilim ve pedagoji tarafından çoktan beri belirlenmiş bulunuyor.  Ünlü pedagogların/ eğitimbilimcilerin  söylediklerine göre, en başta çocuğa anadilini öğretmek gerekiyor. Bizim öğrenciliğimiz döneminde birinci sınıftan 4. sınıf sonuna değin tüm dersler Adıgece işleniyor ve öğretiliyordu. 1960 yılına değin bu sistem uygulandı. Biliminsanlarının çoğu da o dönemde, Adıgece eğitim yapılan 1960 yılı öncesinin okullarından yetişti. İnsan düşüncesini erkenden uyandırmak bakımından anadilinde eğitim çok  önemlidir.  1960 yılında Rusça eğitime geçildi, Adıgece öğretim  kenara itildi,  ders saatleri düşürüldü. Ana babaları uyarmak, onlara çocuğun Adıgece olarak öğretime başlamasının önemini kavratmak gerekiyor. “Kaynak kurumamalı. Bebek doğumu gerekiyor, okul ve ana baba çocuğa anadilini sevdirmeli, anadilini öğretmek ana baba için  görev sayılmalı. Ancak birçokları Adıgece okumak istemiyorlar, Adıgeceyi duraklatan temel neden bu. Enstitümüzde bir dil bölümü var. 3 ciltlik bir “Adıgece Açıklamalı Sözlük” (Adıǵabzem yızexef  guşıaĺ ) ve “Adıge – Abhaz Sözlüğü” yayınlandı, “İmla Kılavuzu”nu da yayınlanmak üzere basımevine verdik. Öğretmenler tarafından hazırlanan Adıgece ders kitapları enstitümüzde redakte ediliyor,  yardımcı oluyoruz. Yayınlanan ders kitaplarının hazırlanmasında da yardımcı oluyor, titiz davranıyoruz. Adıgecenin daha iyi bir konuma getirilmesi sürecinde Ulusal İşler Komitesi’nden (Ĺepk Ofxemxemće  Komitét) yardım aldık. –İnternetten verilen- 50 dil arasına Adıgece de alındı. Bu büyük sorun da çözülmüş oldu. Bu yıl İnternette yer alan 20 Kafkas dili arasına Adıgeceyi de aldırmak için uğraşıyoruz.

 

 

Dili birleştirme/ standartlaştırma (Унифицировать) işi bir devlet işi – (bu iş her önüne gelenin isteğine  göre olmaz), bir ses değiştirilecekse bile bunu devletin bilmesi gerekir, bu yöntem sadece bizim dilimiz için değil, Rusça dahil diğer diller için de  geçerlidir.

 

 

Bırsır Batırbıy’ın Adıgeceye ilişkin çalışmaların nasıl yürütülmekte olduğuna ilişkin açıklamalarından sonra, kendisine Perenıko Fatim ve Ğućeł Nurbıy tarafından sorular yöneltildi.

 

Ardından Yuvarlak Masa toplantısını geliştirmesi için söz AC Başkanı (Łıŝhe) katındaki - danışma organı- Yaşlılar Meclisi Başkanı Ğućeł Nurbıy’e verildi.

 

 

- Adıgece ve ona bağlı sorunların kökeninde aile içindeki eğitim belirleyici rol oynar, - dedi Nurbıy, - aile bu konuda temel işleve sahiptir, dil oradan başlar ve orada bir araya gelir. Adıgece bir devlet dili, resmi dil oldu, ancak bu resmi dile gereken ilginin gösterilmesi şarttır. Adıgecenin en eski dünya dillerinden biri olduğu birleşik ve kalın seslerinden de anlaşılabilir, bu sesleri çıkarmak bebeler için zor oluyor, bu nedenle öğretme yolu, yöntemi bulunmalı, sonuç olarak okul öncesi ve okul eğitimi boyunca öğretme sorununun titizlikle sürdürülmesi ve bir esasa bağlanması gerekir. Adıgeceyi daha iyi öğretmek için ana baba, okul ve diğer ulusal kurumların tutum birliği içinde çalışmaları gerekir, - dedi Ğućeł Nurbıy.

 .

- Enstitü tarafından yayınlanan “Toponomi, Yeradları Sözlüğü”nden  (Toponomiçécke guşıaĺ)şahsen yararlanamadım, -dedi Ğućeł Nurbıy. – Kitapta Şapsığe yeradlarını bulamadım. İşin burasında konuya daha fazla eğilmenizi, Adıge ulusunun geçmişte yayılmış olduğu geniş alanın toponomisini, zaman kaybetmeden derlemenizi ve düzenlemenizi diliyorum. Aksi takdirde bu yerleri başkaları, konuya el atıyorlar, söz gelişi Gürcüler bu gibi yerleri kendilerine maletmeye çalışıyorlar (*). Ayrıca akarsular, ırmak vadileri (кIэйхэp), ormanlar, tepeler (Iуашъхьэхэp) ve bu yerlere ilişkin anlatılar/ söylentiler derlenmeli, bunların adlarını da yer adlarımızın içine katmalıyız. Adıgeceyi büyük küçük herkesin  öğrenmesinde ve yaşatılmasında Adıgece olarak yayınlanan “Adıge mak” gazetesi, “Zekoşnığ” ve“Joğobın” dergilerinin, ayrıca gençler tarafından çıkarılan “Nepĺeğu” (Нэплъэгъу)dergisinin büyük bir yararı vardır, bunların  her  Adıge evine girmesinde yarar görüyorum, istemeyenler için de bu yayınlar göze çarpacak, ister istemez göz atacak, okuyacak, alışacak ve  aramaya başlayacaklar.

 

Yuvarlak Masa toplantısı yöneticisi Derbe Timur yukarıda belirtilen görüşe katıldığını, çelişik ifadeler taşımayan bir yazılı belgenin rahat okunabildiğini söyledi. “Adıge mak” gazetesinde yer alan bu tarz yazıların anlaşıldığını, bir süre önce gazetede iki sayfalık Akhecego Murat’a (Axecego Murat) ilişkin olarak yazılan makalenin buna bir örnek oluşturduğunu söyledi.

 

 

Timur sözü, Adıge dili konusunda çok kaygılı olan ve dil sorunuyla sürekli ilgilenen Meşfešu Necdet’e bıraktı.

 

- Adıgece öğrenenlerin sayısındaki azalmanın nedeni yaşama ilişkin toplumsal sorunların bireysel çabalarla aşılamayacak düzeyde çoğalmış olmasıdır, - dedi Necdet. – Top ateşine tutsan bile yıkılması olanaksız diller vardır, ama Adıgece gibi yardım alamayan diller de vardır. Ana baba ve çocuklarla ortak çalışmalar yürütmek en başta gerekli olan şeyler. Devlet (- Adıgece konusunda-) aileye yardımcı olamıyor, aileyi özendirmesi, dilini öğrenmeye ve sevmeye teşvik etmesi gerekir. Ancak dil konusunda bir çalışma özgürlüğümüzün bulunduğunu unutmamalıyız, bir devlet örgütlenmesi olarak Adıge Cumhuriyeti’nin  kurulmuş olması büyük bir gelişme ve bir hak kazanımıdır. Dile ilişkin Hükümet Kararını (Vınaşo)dayanak yapıp çalışmak, dili aslî sahiplerinin/ Adıgelerin utanmadan ya da çekinmeden anadilini  konuşmaları ve doğru yazmaları sağlanmalı. Necdet dilin biraz yumuşatılmasının, esnetilmesinin (Kabardey, Adıge ve Çerkes/ Şerceslerin ortak çalışmalar yapmalarının)yararlı olacağını söyledi. Adıge Xase örgütünün dili koruma konusunda çıkış yolları aradığını, bunu dikkate alarak, Adıgecenin lâyık olduğu üst mevkiye yerleştirilmesi için çalışacak olan bir Kurul oluşturulmasını, Kurul’a politikacı, biliminsanı, öğretmen ve öğrenci velilerinin alınmasını önerdi.

 

   

Derbe Timur çalışma toplantısına katılanların kaygılarının farkında olarak, dili koruma konusunda yapılması gereken önerilere şahsen katıldığını söyledi. Adıge Cumhuriyeti’nin resmi bayram günlerinde Rusya milli marşının hemen ardından Adıgey’inkinin de söylenmekte olması gibi, iki dilde – Rusça ve Adıgece- kutlama programları düzenlenmesi sağlanırsa, bunun Adıge ulusuna duyulan saygının bir ifadesi olacağını belirtti. Kardeş cumhuriyetler gazetelerinin ortak yayınlarda bulunduklarını Yuvarlak Masa toplantısı katılımcılarının dikkatine sundu.

 

 

Timur ardından sözü Adıge Cumhuriyeti Kitap Basımevi Müdürü Kuyıko Şıhambıy’e verdi.

 

- Bu dönemde devlet parasıyla yayınlanan kitap sayısında önemli ölçüde bir azalma oldu, - dedi Şıhambıy, - ancak kitap basım masrafı ile yazarların telif ücretlerini günümüze değin ödediği için Adıge Cumhuriyeti Hükümetine teşekkür etmek gerekir.  Bu nedenle yazılan kitapları yayınlıyor, yazarlara ücretleri ödüyoruz. – Bizim dışımızdaki cumhuriyetlerin buna benzer  olanakları kalmadı. Sanatsal kitaplar dışında ders kitaplarını da basıyoruz, Adıgece ve edebiyat konulu yardımcı kitapları da yayınlıyoruz. Ancak tirajlar eskisi gibi yüksek değil, tirajlar 300 – 500’e düştü. Kitap alım satımı durakladı, bu nedenle düşünmemiz gereken çok sayıda sorun var.  Yapılan masraf çıkarılabilecek mi yoksa boşuna bir uğraş mı söz konusu?! Ulusal edebiyatı Hükümetin kendisi ayakta tutuyor. Ancak basılanın çoğu stokda, depoda kalıyor, iş bununla kalmıyor aynı yazarın yapıtları 4 – 5 sene sonra yeniden yayınlanıyor. Sonunda stokta biriken bu yayınları köy okulları kütüphanelerine parasız dağıtıyoruz. Kitabın izlediği yayın yolu böyle.

 

 

“Adıge dilinde yayınlanan kitap sayısı çok mu, ne türden kitaplar bunlar ve yazarları kimlerdir?” sorusunu yanıtlar gibi Kuyıko Şıhambıy sözlerini sürdürdü.

 

- Kent yönetimleriyle Yazarlar Birliği, birlikte 10 yıldan beri,  her yıl genç yazarlar arasında edebiyat yarışmaları düzenliyor. Yarışmalara katılan 50 kadar genç arasında Adıge sayısı çok az, 5 – 6 kişiyi geçmiyor. Bunlar da özenli yazan ya da yetenekli kişiler denebilecek gibi değiller. Yazarlar Birliği üyeleri içinde en genç olanı 40 yaşında, daha genci yok.  20 yıldan beri yazarlık konusunda büyük bir düşüş yaşanıyor. Bugün olmayanı yarın nereden bulabiliriz? Yazılarda döneme ilişkin bir şey yok, bu da dile zarar veriyor. Edebiyat dilini arıyoruz, - diyor Şıhambıy, - yazılardaki kısaltmalara dikkat etmek gerekiyor, aynı biçimde uzatmalar, fazlalıklar da önemli, zararlı. Edebiyat dilini kullanmak ve korumak büyük bir iş, büyük bir sorun. Ders kaitaplarının yayınlanmaları da daha az bir sorun değil: tartı, ölçü, konu, dil, harf/ punto, resimler, bunların hepsinin ölçüye uygun olması gerekiyor. Bunları bu kitapları kullanacak olan çocukların yaş durumlarını dikkate alarak düzenliyoruz. Eksikliklerimiz var, ama başardığımız  iş de çok. Dış ülkelerde yaşayanlar “Yazı Dili”ne(Txıbze) ilgi duyuyorlar, yayınları daha çok sayıda, tirajı artırarak yayınlayabilirsek daha yararlı olacak, ancak bunlar devlet parasıyla yayınlanıyorlar, bu nedenle tirajı da onlar/ yetkililer belirliyorlar. Adıgecenin çok şeyi eksik, ama bundan herşeyin berbat  gittiği gibi bir anlam çıkarılmamalı.

 

 

Ünlü biliminsanı tarihçi Becene Murat da Adıgece konulu Yuvarlak Masa toplantısına katılanlardan biri. Her bir ulus için en önemli olan şeyin dil olduğunun altını çizdi, 90 yıldan beri Adıgece yayınlanan “Adıge mak” gazetesinden memnun olduğunu belirtti, gazetede değerli kişilerin çalışmış olduklarını, birbirinden yararlanmanın, iyileri örnek almanın, birbirini saymanın ve birbirine değer vermenin dil sorunlarını, diğer her şeyi  çözmeyi hızlandıracağını söyledi.

 

 

 

Adıge Cumhuriyeti Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü  Dilbilimi Bölümü Başkanı Ğış Nuh da, yıllardan beri üzerinde çalışılan Adıgeceye ilişkin görüşlerini açıkladı.

 

- Bugün dil üzerine söylenen şeylerin hepsi anlamlı sözler, - dedi Ğış Nuh. – Adıgece ve Adıgelik birbirinden ayrı düşünülebilecek ya da unutulmaları kabul edilebilecek şeyler değiller. Bu ikisi ulusu ulus yapan temel etkenler. Aileden başlatılarak devlette ve okulda Adıgecenin kullanılması gerekiyor.  İstemediği sürece kişiye sadece Adıgeceyi değil, başka herhangi  bir işi  sevdirmek, yaptırmak olanaklı değil. Hepimizin yapmamız gereken şey, kendi kendimize konuşmak, geleneklerimizi, karakterimizi, insanlığımızı ve dilimizi korumak, onları bir kenara itmemek olmalıdır. Büyü küçük hepimiz bu konuda çaba göstermeliyiz.  Başka bir konu da Adıgece ile Kabardeyceyi birleştirme konusu. Sadece zor değil, gerekli de değil, bunun gerekli olmadığı büyük bir biliminsanı olan Komefe Muhadin ve daha başkaları tarafından (ben de aralarında bulunuyorum) belirlenmişti. Dilde bulunan sözcükler konusunda dikkatli, titiz olmak, onları sağa sola bükmemek, dağıtmamak gerekir. Rusçadaki sözcüklerin yüzde 70’i başka dillerden alınma, yine Rusça büyük bir dil. Dil konusunda akla geleni dile katmaya çalışmak doğru olmaz, çeviri işinde de aşırıya kaçmamak gerekir yoksa dil anlaşılmaz hale gelir.

 

 

Ğış Nuh örnekler sundu. Dilin kendi iç yapısını, zenginliğini bozmadan çalışmak, dili korumak gerektiğini söyledi.

 

 

Bilimleri Geliştirme Cumhuriyet Enstitüsü metodisti Havdeko Şıhamız’ın konuşmasında asıl vurguladığı şey,  Adıgece yazmaya başladığımızda çok miktarda farklı yazılım biçimiyle karşılaşmakta olduğumuz durumu oldu. Her bir Adıge’nin kendi dilinde konuşabilmesi dili korumak için gereklidir dedi ve çok sayıda örnek sundu, enstitüdeki çalışmasına, ders  ve metod kitapları yayınlamakta oldukları konularına değindi.

 

 

Biliminsanlarından emekçi Yedıc Batıray dilin öğrenilmesi ve geleceği ile kaygılanan kişilerden biri, ulusal konularda etkin çalışmalar yürütüyor. Almanya’da bulunduğu yıllarda dil üzerinde çalışmış, Adıgecenin 4 diyalektine karşılık, Almancanın 320 diyalekti var, dedi. Bunların belirlenmesi ve bilimsel incelenmeleri konularına değindi, diyalektlerin dilin temelini zenginleştirdiklerini vurguladı. Yakınacak yerde dilimizi daha ciddi bir biçimde öğrenmeye çalışmalıyız. Elbirliği edilirse başarılamayacak şey yoktur, dedi Batıray.

 

 

“Adıge mak” gazetesi reklam servisi şefi Kazan Yusıf (Kezene Yusıf) Adıgece sorunundan çok “Adıge mak”a abone bulma konusu, okuyucu sayısının az olmasından kaynaklanan güçlükler, Rusya posta ücretlerinin artmış olması nedeniyle 6 aylık abone bedelinin çok ağır bulunduğu noktaları üzerinde durdu. Adıgecenin dünyadaki bütün Adıgelerin tek ulusal dili olduğunu, herkesin Adıgecenin gelişmesi için çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.

 

 

Adıgece yayınlanan “Adıge mak” gazetesi tarafından düzenlenen “Adıgecenin korunması  devletin başta gelen görevlerinden biridir” ana başlıklı Yuvarlak Masa toplantısında dil konusuna ilişkin çok sayıda soru belirdi, çok sayıda fikir yarıştı, çok sayıda farklı düşünce ortaya çıktı ve bunlar tartışıldı, irdelendi. Toplantıya katılanların tümü dile ilişkin sorunlara devlet temelli bir yaklaşım biçimi bulunması, Adıgecenin geliştirilmesi ve kendine yaraşır bir yere oturtulması konusunda fikir birliğine vardılar.

 

 

Mamırıko Nuriyet

 

Adıge mak, 2 Nisan 2014

 

(*) – Sadece Gürcüler ya da Ruslar değil , boşluktan yararlanan Abhazlar, Karaçaylar, vb de  Adıge yeradlarını , daha doğrusu Adıge tarihini sahiplenmeye ya da Ruslar gibi bozmaya, kemirmeye, yok etmeye kalkışıyorlar. Bir Adıge atasözü "Sahibi başında bulunmayan atı köpekler yer"  der. O hesap, 1992’de Maykop ve Nalçik’te “Toponomi Sözlüğü” (1988) yazarı rahmetli Meretıko Kasim ile görüşmeler yapmıştım. Ona “Niçin tarihi Adıge ülkesi tamamının toponomisini kitabına almadığını” sormuştum. “Adıgey dışında sadece Kıyıboyu Şapsığe ile sınırlı çalışma izni alabildim” demişti.

 Abhazların Adıgece yeradlarını Abhazlaştırmaya çalıştıklarını, bu konuda ne söyleyeceğini sordum. “Yeradları konusunda araştırma yapmak üzere bir Abhaz profesör Maykop’a gelmişti. Onu kuzeydeki  köyüme, Hakurnehabl köyüne götürdüm. Köylülerim konuk bir biliminsanı, bir Abhaz profesör  diyerek onun için koyun kestiler. Ancak profesörü nereye götürdüysek, nereyi gösterdiysek hepsini Abhaz yaptı çıktı: ‘Bu Abhazca, Abhaz adı, burası eski Abhaz yerleşimi…’ dedi. Köylüler belli etmediler ama çok kızdılar, Bir ara bana ‘bu adama  bir sopa atalım’ dediler. Ben de ‘Olmaz, konuğumuz’ diyerek köylülerimi durdurmuştum”, demişti. - hcy

 

Not: Tire içindeki yazılar çevirmene aittir. Çeviri yazı "Cherkessia.net" sitesinde de yayındadır. - hcy

 
  Bugün 2 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol