adigehaber
  Bĵıheľoko Livan ve Kazanoko Jebağı
 

Bĵıheľoko Livan ve Kazanoko Jebağı 

 18 Eylül 2013

 

 


         Kazanoko Jebağı

Andemırkan (Aydemırkan), Dameley, Hatkhı yıko Ćase (Hatxım yıko Koḉas), Karbeç, Guley  ve Thazretoko’ya ilişkin kahramanlık/ yiğitlik öyküleri Adıge söylentisinde  (1уэры1уатэ) ya da sözlü edebiyatında (folklor) geniş bir yer tutar. Aynı biçimde, Bĵıheľoko Livan(Бжьыхьэл1окъуэ Лиуан) ile Kazanoko Jebağı (Къэзэнокъуэ Жэбагъы) da Adıge  us/ akıl ve zekâ üstünlüğü ile Adıge sözlü anlatımında (1уэры1уатэ) büyük  izler bırakmışlardır. 

Bĵıheľoko Livan otuz yaşına gelene değin hiç konuşmamış,  kendisini deli sandırmış biri. Otuz yaşından sonra ansızın konuştu ve çok akıllı biri olduğu ortaya çıktı. Onun bilge sözleri halk arasında hâlâ -dilden dile- anlatılır:

“Kuzeyden gelecek olan, gözleri gök mavisi, saçları sarı, burnu kavisli, içe basık, burun ucu yukarıya kalkık (peţine/ пэт1инэ) insanlar, Rus denen bir  ulus bizim bu yerlere yerleşecek.

Adıge kadınları ile Rus kadınları arasında  elek alıp vermeler başlayacak. O gün geldiğinde ülke, Baksan Irmağı kıyısında/ boyunda oturanların olacaktır” adlı sözleri ünlüdür.

***

Kazanoko Jebağı üzerine   sözlü edebiyatımızda geniş ve ayrı bir bölüm bulunur.  Kazanoko 1684 yılında doğdu ve 1750 yılında öldü. Adıge [Kabardey] sözlü edebiyatında kendisine  en geniş bir yer ayrılmış olan  kişi Kazanoko Jebağı'dır diyebiliriz.

 

 

Sözlü anlatılar Kazanoko’nun bebekliğinden başlatılır, yaşamı ve ölümü boyunca sürer.

Adıge söylentiler içinde en ilginç olan anlatıların başında Jebağı üzerine olanlar  gelir.

Öyküler Kazanoko Jebağı’nın aslını yeterince aydınlatamıyorlar.  Ancak tüm anlatılarda annesinin bir köle (vıneut/ унэ1ут) olduğu, koyun ağılındaki bir kulübede (veter/ уэтэр)bebek halinde, üstü yapağı ile örtülü bir kazanın içinde bulunduğu anlatılır. Bundan ötürü ağıldaki koyun çobanları bebeğe aile adı (унэц1э)  olarak “Kazanoko” (Kazan oğlu), kişi  adı olarak da “Jebağı” (Yapağı) adını koyarlar.

Kazanoko üzerine anlatılar onun yeteneklerini sergileyerek genişliyorlar.  Burada bir sorunu da vurgulamak gerekir:  Jebağı üzerine anlatılar daha çok toplumsal yaşam  ve insan ilişkileri üzerinedir. Jebağı üzerine toplumsal temeli olmayan ve diğer uluslarca da  beğenilmeyen tek bir anlatı bile yoktur.

Kazanko Jebağı döneminde Kabardey bir iç kargaşa ve mücadele/ çalkantı içindeydi. Mücadeleyi kızıştıranlar da az değildi. Bir yanda, ülke içi sınıf mücadeleleri, köleler(pşıľ/ пщыл1) ile bey ve adamları/ soyluları (pşı-verkıĵxer/ пщы-уэркъыжьхэр) arasındaki çatışmalar söz konusuydu.

 

Kazanoko Jebağı işte böylesine bir hırgür ortamı içinde doğdu. O, Kaytıko Aslanbek’in(Kétıko Asĺenbeç/ Къетыкъуэ Аслъэнбэч; ö. 1746) danışmanıydı, ardından geleneksel mahkemenin (xéyıše sud/ хеищ1э суд)  yargıcı seçildi.  O sıralar Adıge [Kabardey]  beyleri bir   devlet kurmak, bu yolla egemenliklerini pekiştirmek istiyorlardı. Bu amaçla bir büyük prenslik/ veli (veliy/ уэлий) makamı  oluşturmuşlardı. Veli makamını “iş olsun diye” oluşturmuş değildiler. Bunu, Adıge feodalizmini güçlendirmek ve feodal bir devlet kurmak amacıyla oluşturmuşlardı. Veli'nin/ büyük prensin/ beylerbeyinin (pşımeyapş) başta gelen görevi, bey egemenliğini ve kölelerin beylere bağımlılığını/ sadakatini pekiştirmek, sağlam bir temele oturtmak  idi. Veli, ülke sorunlarını çözmek ve iktidarı temsil etmekle  görevliydi. Savaşa karar verme, iki bey arasında belirecek olan sorunları çözme görevi de Veli'ye/ büyük prense aitti.  Veli'nin sabit bir mekânı/ merkezi, bir ikametgâhı (-hükümet sarayı-)  vardı. Emrinde bir atlı birliği bulunuyordu. Gelirlerin bir bölümü (Veliy'ım yi  ıher/ уэлийм и 1ыхьэр), Veli'nin payı olarak ayrılırdı. Veli, beyler (pşı) ve en üst dereceli verkler  (ľakoľ eş/ л1акъуэл1эш)tarafından seçilirdi. Veli seçilmek için de büyük bey (pşışxo/ пщышхуэ) ailesinden/ sülalesinden (1) olmak gerekiyordu.

Bey- köle düzenini korumakla yükümlü olan Veli'nin yargı ve yürütme (iktidar) işlerini yürüttüğü bir  yeri  (binası/ hükümet sarayı) vardı. Veli'nin, bir  politik ve yargı organı olarak da “Mahkemesi” vardı. Mahkeme, İslam dini esasına dayalı ve şer’i (dini hukuk) kurallara göre kararlar alan bir yargı organıydı. Jebağı döneminde dinin güçlü olduğunu da unutmamak gerekir.  İslam dinini Adıgelere ilk benimsetenler pşıĵ-verkıĵlardır/ beyler ve maiyetlerindeki soylu kişilerdir, “Mahkeme”yi de ülkeye  onlar getirmişlerdi.

Beri yandan azatlı ve ĺxukoľ (fekoľ) denilen büyük  çoğunluğun/ köylülerin de, “Xéyıše”("Heyışe"/ Хеищ1э) denilen yargı organı vardı. Köy içi, aile içi çekişme ve uyuşmazlıklar “Xéyıše”de ele alınıyordu.  “Mahkeme” giderek, “Xéyıše”nin yetki alanına da  el atmaya, yargısal alanın tümünü ele geçirmeye, Xéyıše'yi işlevsizleştirmeye çalışıyordu. Bu durum nedeniyle her iki yargı organı arasında  büyük bir çekişme ve rekabet vardı. “Mahkeme”   şer’i (dini) kurallara, “Xéyıše” ise Adıge geleneğine dayalı olarak yargılama yapıyordu. “Xéyıše”, “Mahkeme” ye oranla  çok daha adil ve çok daha insaflı kararlar veriyordu.

 

Kazanoko Jebağı, yaşamının büyük bir bölümünü geleneksel bir halk mahkemesi olan “Xéyıše”de insan haklarına ve adalete değer veren, bu değerleri  koruyan bir yargıç (xéyaše/ хеящ1э) olarak geçirdi.  Bu bilge kişi çok sayıda başarıya da öncülük etti.  Türk elçileri Kabardey’e gelip ne istiyorsunuz, kimden [-Rus’tan mı, Türk’ten mi- Ş. A.] yanasınız? diye  seslerini yükselterek sorduklarında, “Uzak akrabadan [Türk'ten] önce,  iyi bir komşu [Rus](Blağe jıĵe nehre, ğuneğu pej) diye yanıtını vermişti Jebağı. İki büyük bey ailesi- Hatohuşokolarla Kaytıkolar- arasında anlaşmazlık çıkıp “iç savaşa” ramak kaldığında, savaşa engel olan da  Jebağı’dır. Kazanoko Jebağı’nın yaşamının yirmi iki yıllık ilk döneminde Kırım Hanı üç kez Kabardey’e saldırdı (1707,1720 ve 1729) (2). Kırım Hanı’na vergi olarak Adıge çocuklarının verilmesi durumuna son verdiren kişi de, anlatılara göre Jebağı’dır.

Kazanoko Jebağı'nın köylülerin  koruyucusu olduğu, “Yirmi Tavuk Kuyruğu” (Cedıḉe ţoš/ Джэдык1э т1ощ1), “Gelenek ve Gerçek” (Xabzemre pejımre), “Üç Keçi Ayağı” (Bjen  ĺakuiş) adlı anlatılarda/ öykülerde dile getirilir. Jebağı üzerine öykülerin tümü, onun mert, akıllı ve cömert/ gönlü bol biri olduğunu bize bildiriyor. 

Sözgelişi, biri Jebağı’nın yanına gelip sorar:

-Jebağı, senin  akıllı biri olduğunu söylüyorlar, söyle bana, gelenek nedir, doğru olan nedir?

Jebağı  yanıtlar:

- Bir köyde iki bin kişi yaşıyorsa, bunun bin beş yüzü donsuz dolaşıyor, diğer beş yüzü de ipekliler (dariy) içindeyse, ayıplanması gerekenler donsuz dolaşanlar değildir. Ayıplanması gerekenler, aşırı giyinmiş olan o beş yüz kişidir.

-Niye?- diye sorar konuk.

-Çünkü, azınlığın yararlandığı şeyler, aslında çoğunluğundur- der  Jebağı. – Çoğunluğun dediği doğru (zaxue/ захуэ/ zafe/ adil), çoğunluğun uygun bulduğu şey de adettir/ gelenektir.

Kazanoko Jebağı’nın koyduğu kurallar ve söylediği özlü sözler sadece aile içinde ve belirli kişiler nezdinde bilinir olmaktan çıkıp ulusun, ülkenin tümünce benimsenen geleneksel kurallar haline geldiler. Şöyle demekteydi Jebağı:

 

       Ben deliyi dolanırım,

       Akıllı  beni dolanır.

       Sinirli yola çıkma.

       Çıkıp rüzgâra kapılma.

 

Jebağı ülkeyi ve toplumu geliştirme ve huzura kavuşturma içerikli güzel sözler de  bırakmıştır bizlere:

 

     Zamana ayak uyduran kişi iyi bir kişidir.

     Kadın kaldırmayın, iki kez  yargıya düşmeyin (fız téxre ţev xéyašere fımıše/ фыз техрэ т1эу хеящ1эрэ фымыщ1э) (3).

     İlk sen vurma, vuranı da bağışlama. 

 

Kazanoko Jebağı’nın çalışmaları ve yaşam biçimi tarihimizde derin izler bırakmıştır, aynı biçimde, halkın/ ulusun yaratısı olan Adıge söylentileri içinde de, ona ilişkin öyküler  büyük bir yer tutmakta ve büyük bir  anlam taşımaktadır. Ulusu   yetiştiren, eğiten, doğru yolu gösteren, ulusun moralini yükselten öykülerdir Kazanoko Jebağı üzerine anlatılan öyküler. O mert biriydi, bir düşünürdü (filozoftu), şimdiki Adıgeler için de, o, bir sosyolog, bir toplum adamı niteliği taşımaktadır.

 

      Kazanoko Jebağı'nın Kabri



Şorten Askerbiy (Şerţane Asḱerbıy)

Adıge/ Kabardey yazarı

 

Kaynak: Къэбэрдей литературэм теухуа очеркxэр [Kabardey Edebiyatı Üzerine Çalışmalar], Налшык, 1965, s. 38- 41).

(1)- O sıralar Kabardey'de 4'ü Büyük Kabardey'de, 3'ü de Küçük Kabardey'de olmak üzere toplam 7 büyük bey (pşışxo/ пщышхуэ) ailesi ve bu ailelerin vasalı durumunda  çok sayıda  alt kademe  bey/ köy beyi (pşı) ve verk (уэркъ) ailesi de vardı. - hcy

(2)- Kabardey ile Rusya arasında 1557'de varılan koruma antlaşması metninde, bir saldırı olması durumunda Rusya'nın Kabardeylere [Kabardey beylerine] yardım edeceği ve onları koruyacağı gibi bir madde  vardı. Buna karşın Kırım Hanı'nın koruma altındaki Kabardey'e üç kez saldırabilmiş olması ve  vergi karşılığı Kabardey'den çocuk almakta olması, Rusya'nın antlaşma hükümlerini yerine getirmediğini gösteriyor olmalı. Rus koruması, Osmanlı Devleti ile Rusya arasında imzalanan 1739 Belgrad Antlaşmasıyla kalkmış, Büyük ve Küçük Kabardey yörelerine, 1774 yılına, Rusya bu yöreleri  ilhak edene değin, 35 yıl sürecek olan  tarafsız bölgeler statüleri verilmişti. - hcy

(3)- Burada, geleneğe uygun ve karşılıklı rızaya dayalı olarak gerçekleşen kızların kocaya kaçmaları ya da kız kaçırma olayları değil, kötü bir feodal olgu olarak sürdürülen,  başkalarına/ özellikle yoksul köylü kesimine mensup kızları, evli ya da dul kadınları  zorla, alem yapma amacıyla  dağa  kaldırma ya da savaşlarda kadın yağmalama gibi uygunsuz davranışlardan kaçınılması isteniyor. - hcy

Not: Bĵıheľoko Livan için bk. "Bir Adıge/ Kaberdey Kâhin (Vıserej)", Cherkessia.net, tarih.

  Beğen

 
  Bugün 8 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol