Uluslar Dayanışma İçine Girerlerse, Yıkılmaz Bir Kale Oluşur

Kazak Kültürünün XXI. Yöresel Festivali ile Adıgey’in Tulski beldesinin 150. kuruluş yıldönümü, Tembot K’eraş adlı Adıge Cumhuriyeti Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün (ACSBE) Uygulamalı Bilimler şubesinde bir konferans kapsamında değerlendirildi. Geniş kapsamlı konferansta, Rusya Tarih Yılı nedeniyle “Kazaklar ve Kuzey Kafkasya Dağlıları arasındaki tarihsel bellek” başlıklı ana konu üzerinde duruldu.
Konferansa, konuya ilişkin 40 kadar değişik rapor ve konuşma metni getirildi. Bunların 27 kadarı okundu ve dinlendi.
Kutlama gününe Adıge Cumhuriyeti Parlamentosu Kültür, Spor, Medya ve Sivil Toplum Örgütleri İlişkileri Komitesi Başkanı Yevgeni Salov, ACSBE Müdür yardımcısı Peneşu Asker, aynı bilimsel enstitünün bilim sekreteri Tev Nurıyet ve Kazak kuruluşları Maykop Şubesi Atamanı Vladimir Udalov katıldılar.
Konferansı ACSBE Slaviyan- Adıge İlişkileri Şubesi Başkanı Natalya Denisova açtı ve yönetti.
N. Denisova, Rusya tarihini kapsamlı olarak öğrenmek için, Rusya’da yaşayan değişik ulusların tarihlerini tek tek incelemek ve karşılaştırmalar yapmak gerekir. Aksi takdirde söz konusu uluslar arasındaki ilişkileri ve bu ilişkilerin özelliklerini öğrenmek ve bir sonuca ulaşmak mümkün olamaz, dedi. Denisova, yöre tarihlerinin önemli ve değerli olduğunu, yöre tarihlerini dışlayarak Rusya tarihinin öğrenilemeyeceğini, yöreler tarihlerinin tarih bilimi açısından temel önemde olduğunu vurguladı.
Kuzey Kafkasya’nın güncel sorunları, Kuzey Kafkasya halkları ile Kazaklar arasındaki ilişkileri öğrenmeden çözülemez. Buna, bu insanlar arasındaki ilişkileri geliştirilmek bakımından gereksinim var, dedi.
Konferansta ACSBE Müdür yardımcısı Peneşu Asker de bir konuşma yaptı. Konferansın ulusların bir arada barış içinde yaşamalarına katkı açısından önemde olduğuna inandığını söyledi.
Kazak örgütleri Maykop Şubesi Atamanı Vladimir Udavlov da Konferans katılımcılarını selamladı ve şunları söyledi: “ Tarihsel süreç içinde Kuzey Kafkasya’da birlikte yaşama mutluluğuna erişmiş olduğumuz için kıvanç duyuyoruz, büyük bir mutluluğun içindeyiz. Uygar insan ilişkileri olarak, birbirimize saygı göstermeli ve geçmişimize, köklerimize bağlı kalmalı ve barışçı yaşamımızı sürdürmeliyiz. Ortak anılarımızın geleceğimizi düzenlemede yararlı olacağı kuşkusuzdur”.
Kazak kültürünü derleme ve öğretme çalışmaları yapmış olan Natalya Denisova’ya, Kuban yöresi (-Krasnodar Kray-) Kazak Orduları Atamanı N.İ. Davidov adına bir takdirname sundu.
Uygulamalı bilimsel konferans, Yevgeni Salov’un “Kuban Kazak kültürünün Dağlı kültürü ve Dağlı yer adları üzerindeki bütünleştirici etkileri” adlı konuşmasıyla başladı. Abadzehskaya, Dahovskaya, Barakayevskaya ve benzeri adlar, daha önceleri bu yerlerde yaşamış olan Adıge kökenli insanların dilinden geliyor. Rus istilası üzerine Adıgece kökenli bu yer adlarına, Kazaklar tarafından kendi dillerinde sonekler eklendi (-“Abadzeh”/ 'Abadzeh- skaya', “Barakay”/ 'Barakay- evskaya'-).
Y. Salov, Kazakların, Ruslarla karışık yerleştiklere yerlerde de, Rusça yer adlarına da Vasurinskaya, Bryuhovskaya ve benzeri adlarda olduğu gibi, Rusça adlara da sonekler eklemiş olduklarını anımsattı. Salov, ulusların tarihlerini belirlemede yer adlarının önemli bilgiler sunduğunu sözlerine ekledi.
İnsan yaşamı ve bu yaşam boyunca gerçekleşmiş olan büyük değişim ve dönüşümler müzelerde sergileniyor ve tanıtılıyor. Tarihçiler geçmiş yaşamı ve günümüzü belirleme ve değerlendirme gibi konularda müze malzemelerinden yararlanıyorlar. Konuya ilişkin olarak, Kelemersskiy stanitsası Müzesi Müdürü V.P. Zatolokin, başında bulunduğu müzeyi zikrederek açıklamalarda bulundu ve “Geçmişi, tarihi koruma ve öğrenme bağlamında Kazak müzelerinin önemli olanaklar sunmakta olduğu ” üzerine bir konuşma yaptı. Kişisel olarak duyduğum ve dinlemiş olduğum anıların bende bıraktığı izlenim, Kazakların gelip aramıza sessizce yerleşmiş oldukları, geçimsizlik yaratmadıkları ve barışçı bir biçimde bu yerlerde kök saldıkları biçiminde. Kazaklar, çok yönlü olarak kültürlerini koruma ve sürdürme çalışmalarını sürdürdüler, başlarından geçenleri sayfalara döktüler ve önemli yazılı belgeler bıraktılar.
Kazaklar ile Adıgeler arasındaki dostane ilişkiler de özet konuşmalar biçiminde anlatıldı. Bu ilişkiler sayesinde Kazak ve Adıge kültürlerinin birbirlerine yakınlaşmış oldukları, bu yakınlaşmanın ulusların birliği anlamında yararlı sonuçlar doğurduğu vurgulandı.
Konferans boyunca bilge dolu sözler ve düşündürücü fikirler öne sürüldü. Katılımcılar konuşmaları dikkatle dinlediler, not ettiler ve özetlemelerde de bulundular.
Her yıl, uygulamalı bilimsel konferanslar kapsamında Kazak kültür günlerinin düzenlenmesi;
Bu büyük ve önemli çalışmaya genç bilim insanlarının, master ve üniversite öğrencilerinin, ayrıca öğretmenler ile Güney Federal Okrugu araştırmacılarının da katılımlarının sağlanması;
Kuzey Kafkasya ulusları ile Kazaklar arasındaki ilişkilerin tarihi temellerinin bilimsel bir anlayışla incelenmesi ve Kuzey Kafkasya’da yaşayan ulusların yakınlaşmalarının sağlanması;
Kuzey Kafkasya’da yaşayan ulusların tarihsel anılarından gidilerek, bu ulusların birbirlerinin anılarından karşılıklı yararlanmaları yolunun açılması, bilimsel ve eğitsel açılardan karşılıklı yardımlaşmaların sağlanması;
Uygulamalı bilimsel konferansta ele alınan ve dile getirilen “ Kazaklar ile Kuzey Kafkasya Dağlıları Arasındaki Tarihsel Bellek” başlıklı konuya ilişkin belgelerin yayınlanması ve bu yayınların ACSBE yayın listesi içine alınması istendi
Konferans katılımcılarının belirlemelerine göre, şu sıralar Rusya yaşamında önemli değişim ve dönüşümler yaşanıyor, bunları öğrenmenin en iyi yöntemi, her bir ulusun kendi geçmişini iyi öğrenmesi ve bundan ders çıkarması olabilir.
Mamırıko Nuriyet
Adıge maq, 8 Haziran 2011
Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız
Not: Tire içindeki yazılar çevirmene aittir.- hcy