NALO ZAWIR'DAN BİR ANI: TLEPŞ İLE JIG (ÇIG) GUAŞE
Nartların tüm siparişlerini bitiren, yapacak bir işi de kalmayan Tlepş (1) çok sıkılmış, bunalıma düşmüştü; sonunda, Seteney guaşe’ye gidip danışmaya karar verdi.
-Seteney guaşe,- dedi.- Sıkılıyorum, yapacak bir işim de kalmadı. Anlayacağın tam bir boşluk içindeyim. Bütün işlerimi bitirdim, bana bir iş olsun getiren kalmadı. Bilgelerin bilgesi, ne yapmalıyım, bul bana bir çare!..
- Nasıl bir çare bulayım ki sana, -diye kaygılandı Seteney guaşe. - Nartlara silâh, orak yaptın. Her kim ne istediyse yaptın verdin. Durum dediğin gibiyse, düş yola, dolaş dünyayı, gör başka diyarlarda ne olup ne olmadığını, getir Nartlara bulduğun her şeyi. Tha’nın (2) ilenci üstünde değilse, bulabilirsin bir şeyler.
- Dünyayı mı dolaşayım,ama niye?
- Bir neden olması gerekmez. Bir çift ayakkabı yap kendine, düş yola. Çift sürenin, hayvan güdenin dostusun, aç bırakmazlar seni hiçbir yerde.
Tlepş çelikten bir çift ayakkabı yaptı kendine, ardından yola koyuldu. Aylık yolu günde, yıllık yolu ayda alırdı, o denli hızlı yürürdü; karşısına bir dağ çıksa sıçrar aşar, ırmak çıksa atlar geçerdi. Gide gide, yedi ırmağı aşıp sonunda, büyük bir denize ulaştı. Yüzlerce ağacı kökünden söküp budadı ve birbirine bağladı, bunlardan bir köprü yapıp üzerinden yürüdü ve denizi aştı. Karşı kıyıda, aralarında eğlenip duran, her biri birbirinden güzel bir grup kız gördü. Tlepş şaşırıp kalmıştı gördükleri karşısında, çabalamış ama hiçbirine bir türlü dokunamamıştı, her tutmak istedikçe kızlar elinden kayıp sıyrılıyorlardı, o denli kaygandılar. Kovalamakla olacak gibi değildi. Sonunda:
- Ne olur, kim olduğunuzu söyleyin bana. Bu yaşıma kadar sizin gibisini görmedim. Şimdiye değin kimse kırmış değil beni, ne olur, söyleyin bana kim olduğunuzu, - dedi kızlara.
- Bizler Jığ Guaşe’nin (3) perileriyiz,- dediler kızlar. - Tanrıçamıza konuk olursan, sevindirirsin onu, ağırlar seni.
- Peki, gidelim öyleyse,- dedi Tlepş ve kızların peşine düştü. Sonunda ağaç mı desem, insan mı desem, ne olduğu belli olmayan bir ağaçla karşılaştı.Tırnakları yerin derinliklerinde, saçları göğün bulutları arasında salınan, elleri insan elini andıran, yüzü ise altın ve gümüş gibi parıldayan güzeller güzeli Jıg Guaşe ile karşılaştı. Jıg Guaşe, güleryüzle karşıladı Tlepş'i, yedirdi içirdi, yatmasını sağladı. Gece yarısı Tlepş yatağından kalktı, sessizce Jıg Guaşe’nin yanına gidip “beraber olalım” dedi .
- Nasıl olur ? -diyerek karşı çıktı Jıg Guaşe, - Ben bir tanrıçayım, şimdiye değin bir erkek eli değmedi bana .
- Olsun, - dedi Tlepş. Ben de “Tha” soyundan gelmeyim,- diyerek yürüdü Jıg Guaşe'nin üzerine. Sonunda karı koca oldular.
Guaşe bu birliktelikten memnun kalmış olmalı ki,”Kal burada Tlepş” diye yalvardı.
- Olmaz, kalamam. Dünyanın son ucuna değin gidip yeryüzündeki bilgileri Nartlara götürmeliyim,- diyerek geri çevirdi Jıg Guaşe’nin ricasını Tlepş.
- Yapma Tlepş, bilim ve bilgi istiyorsan, onlar bende, veririm sana, tırnaklarım yerin derinliklerinde, yerin altında olan her şeyi bilirim, başım gökte, gökyüzünde olan her şeyi de bilirim. Dünyanın ucu diye bir yer yok, - dediyse de Jıg Guaşe, döndüremedi Tlepş'i yolundan.
- Yeryüzünün ucu diyeceğin yerde hiç bir şey yok, gitme Tlepş. Ben sana gökyüzündeki yıldızları getirir, yerin altındaki her şeyi de avuçlarının içine koyarım, - dedi Jıg Guaşe yeniden Tlepş’e.
Ama Tlepş, Jıg Guaşe’yi dinlemedi, yoluna gitti. Çelikten ayakkabıları parmak uçlarına, demirden bastonu avuç içine, şapkası aşınıp kulaklarına inene değin dolaşıp durdu yeryüzünde. Ama dünyanın ucuna ulaşamadı bir türlü. Sonunda çaresiz Jıg Guaşe’nin yanına döndü ...
- Ulaşabildin mi dünyanın en uç yerine? - diye sordu Jıg Guaşe.
- Hayır, ulaşamadım.
- Peki ne buldun?
- Hiçbir şey.
- Peki ne öğrendin?
- Dünyanın ucu diye bir yer bulunmadığını öğrendim.
- Daha başka?
- İnsan vücudunun çelikten daha pek, daha dayanıklı olduğunu öğrendim.
- Daha başka?
- Bir başına yolculuktan daha kötüsünün olamayacağını öğrendim.
- Hepsi de doğru bu söylediklerinin,- dedi Jıg Guaşe.- Peki Nartlar için ne getirdin?
- Hiçbir şey.
- Bu kadarı için bütün bir dünyayı dolaşman gerekmezdi. Dinleseydin beni, yaşam boyu Nartlara yetecek kadar bilgi ve beceri sunardım sana. İnatçısınız, kibirlisiniz siz Nartlar. İşte, bu inadınızın, kibrinizin kurbanı olacaksınız sonunda. Al, çok bile bu sana, - diyerek güneş gibi parıldayan ışıktan bir bebeği uzattı Tlepş’in eline. - Bu senin oğlun, götür yanında bunu da. Bendeki bilgi ve yetenek onda da var. Büyüdüğünde görürsün onların ne olduğunu.
Tlepş bebeği alıp evine döndü. Bebek ilk konuşmasında :
- Gökyüzündeki şu Samanyolu’nu görüyor musunuz? - diye sordu çocuk Nartlara.
- Görüyoruz.
- Öyleyse, iyi belleyiniz, sefere çıktığınızda ya da dönüşünüzde yolunuzu ışıldatan Samanyolu olursa, yolunuzu şaşırmazsınız,- dedi .
Olağanüstü, harika bir çocuk bu, ileride bize önder olabilecek birine benziyor, çok dikkatli ve özenerek büyütmeliyiz onu,- diyerek Nartlar, yedi kadını çocuğun bakımı için görevlendirdiler.
Ama bir gün, oynayıp dururken çocuk, sessizce bakıcılarının gözünün önünden uzaklaşıp kayboldu. Kadınlar telaşla her yerde aradılar onu, ama bir türlü bulamadılar.
Nartlar at binip çocuğu aradılar dört bir yanda. Ama ne gören, ne duyan olmadı.
- Annesinin yanına dönmüştür, - diyerek Tlepş’i Jıg Guaşe’nin yanına gönderdiler. Ama oraya da gitmemişti.
- Ne yapmalıyım, nedir çaresi bunun? - diye sordu Tlepş, Jıg Guaşe’ye.
- Çaresi yok bunun, Tlepş. Dönerse kendi döner. Ne zaman döneceğini de Tanrı bilir. Umarım sağlığınızda döner, yoksa felaket, sonunuz geldi demektir,- dedi Jıg Guaşe.
Tlepş çaresiz, boynu bükük geri döndü.
Not: Adıge/ Kabardey yazarı Nalo Zawır (Нало Заур), bu değerli Kabartay tekstini T’alib Kodzoko’dan derledi, Nalçik’te yayınlanan ”Adıge orı'uatexer” (Адыгэ 1уэры1уатэхэр), adlı yapıttan (s. 72- 73) aktaran Hadeğal'e Asker. Ben de değerli yazarın vefatı nedeniyle, daha önce çevirdiğim bu güzel Nart tekstini, yazarın anısı adına gözden geçirerek yeniden yayınlıyorum. - hcy
(1) - Tlepş- Adıge mitolojisinde Ateş Tanrısı, Nart efsanesinde de Demirciler Tanrısı biçiminde adı sık sık geçen usta demirci. - hcy
(2) - Tha- Adıge mitolojisinden en büyük tanrı. - hcy
(3) - Jıg Guaşe - Adıge mitolojisinde adı geçen Ağaç Tanrıçası. - hcy
(4) - Tlepş'in mitolojide, Adıge Tanrıları manzumesinde Ateş Tanrısı olarak önemli bir yeri vardı, sözgelişi ateş Tlepş'in sihirli elini yakmıyordu. "Tlepş ile Hudımıj " (Bkz. "Ne Kadar da Usta Demirci",internet) adlı tekst bu konuda bir örnektir. Daha sonra, özelliklle maşayı (ade) bulduktan sonra, Tlepş'in eli ateşte yanmaya başlamıştı, böylece insana dönüşmüş, ölümlü olmuştu. - hcy
***
Değerli yazarımızla 1992 yılı Kafkasya gezim sırasında tanışmıştım. Nalo Zawır da gezi kafilemizle birlikte Adıgey'in Tahtamukay ilçesi Şapsığ bucağına (bucak merkezi Afıpsıpe beldesine) gelmiş, ilerlemiş yaşına karşın Kuban Irmağında yüzmüştü. Değerli yazarımıza Allah'tan rahmet, halkımıza ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. - hcy