1990 yılında Sovyetler Birliği dağıldı, birliği oluşturan 15 ülke bağımsız oldu, her biri kendi kendisini yönetmeye başladı. Oluşan yeni devletlerden biri de Rusya Federasyonu’dur. Aynı yıl, yeryüzüne dağılmış olan Adıgeler anayurda gelme olanağını elde ettiler. Yine 24 yıldan beri yeryüzü Adıgeleri bir araya gelme ve birbirleriyle ilişki kurma olanağına kavuştular.

 

Bu son 24 yılda Adıge Ulusu kendi ulusal konularına ilişkin olarak ne gibi önemli kazanımlar elde etti? Böyle bir soruyu kendimize  sorabiliriz.

 

Gerçeği itiraf etmek gerekirse, bu 24 yıl boyunca Adıge Ulusunun hiçbir önemli başarı elde edememiş olduğunu söylemeliyiz. Politik anlamda tek bir başarıdan söz edebiliriz. O da Adıgey’in özerk il (автоном област) statüsünden cumhuriyet statüsüne yükseltilmiş olmasıdır. Daha başka bir önemli başarı yok. Anayurda dönüş en başta gelen bir ulusal sorun, ancak 24 yıl boyunca dönüş yapmış kişi sayısı sadece 2000. Bir başarıdır diyebilir miyiz buna? Başarı diyecek başka şey de yok. Dağılmış ulus bu 24 yıl boyunca iç ilişkilerini  kurup geliştiremedi. Ekonomi, politika, dil ve başka alanlarda  başarı diye birşey  sözkonusu değil.

 

Adıgeler gibi dağınık düşmüş başka yeryüzü halkları da vardır. Onların başarılarıyla Adıgelerinki karşılaştırılamaz bile. Sözgelişi Yahudi toplumunu, aynı biçimde Filistin halkını, Ermeni ve Kürtleri ele alalım. Bu halklar politik, ekonomik ve daha başka alanlarda kazanımlar elde ettiler;  24 yıl içinde ekonomi ve ticaret alanında ileri gittiler, ulusal bankalar  kurdular ve milyarlarca dolarlık sermayeleri kullanan ekonomik güçlere dönüştüler, 24 yıl bu uluslar için kazanımlarla dolu. Çok sayıda uydu kanalını/Tv'yi, çok sayıda enstitüyü ve  uluslararası örgütler kurmayı ve bunları faaliyete geçirmeyi başardılar. Peki, Adıgeler bunlara benzer herhangi bir şeyi faaliyete geçirebildiler mi? Hayır.

 

Yoksullaşarak ve zayıflayarak ulusal varlığı sürdürmek olanaksızdır, varlığını sürdürebiliyor olsan bile, kimse seni önemsemez. Soruna böyle bakmalı, sorunlara böyle eğilmeli,  işi daha ciddiye almalıyız. O zaman daha düzgün çalışabiliriz.

 

Ulus bir başarı gösterememişse sorumluluk ulusa yüklenemez, böyle düşünmek akılcı bir düşünce tarzı olmaz. Yeryüzünde yaşayan herhangi  bir ulus bir gerileme, bir duraklama süreci içine girdiğinde, ilkin  kendi ulusunun politik ve ekonomik güçlerini sorgular, durum değerlendirmesi ve  analizi yapar. Biz Adıgeler de politik ve ekonomik gücümüzü sorgulamak durumundayız. Gücümüzü değerlendiremediğimizi en başından kabul etmeliyiz, ardından politik güçlerimizi, yapılanmamızı değiştirme, dönüştürme çabalarına yoğunluk vermeliyiz.  Bunun için  ekonomik güçlerimizin yanlış kulvarlarda seyrettiğini bilmemiz ve göstermemiz gerekiyor. Göstermeliyiz demekle, ulusumuz bireylerine gerçeği ulaştırma, doğru olan şeyleri sunma gereğini  anlatmak istiyoruz.  

 

Bu son yıllarda küçük Adıge grupları, gerek anayurtta ve gerekse diasporada (-ülke dışında-) ulusal politik güçlerimizin doğru ve  düzgün bir  raya oturtulamadığını söylemeye başladılar, ancak bu küçük grupların güçleri sorunu çözmeye yetmiyor, güçler  gelişemiyor, çünküAdıgeler arasında politik gücü elde bulunduranlar   güçlü devletlerce  kollanıyor ve Adıge davasının önü kesilmeye, gücümüz baltalanmaya çalışılıyor, bu nedenle mücadele  zorlaşıyor ve  gelişemiyor. Bu güçlükleri  alt etmenin tek bir yolu vardır. O da, gerçekçi ve cesur grupların birleşmeleri, tek bir yapı oluşturmaları ve tek bir yürek gibi çalışmalarıdır. Sözün kısası bir dünya örgütü oluşturmamız gerekiyor. Bugün için böyle bir olanağa sahibiz, bu alanda çalışmaya başlamamız halinde Adıgelerin yeni başarılar elde etmeleri olanaklıdır.

 

ТIуапсэ Пресс/ Tuapse Press

 

Bağımsız Adıge  İnternet Sitesi, 29.06.2014