adigehaber
  Huaj Aminet:“Eğitim Sorunlarının Bilincindeyim”
 

HUAJ Aminet: “Eğitim Sorunlarının Bilincindeyim”

 

 

 

Huaj Aminet, Adıge Cumhuriyeti yeni bakanlar listesinde eğitim ve bilim bakanı. Aminet bir ekonomi uzmanı, doktor, Adıge Devlet Üniversitesi’nde profesör  idi.

 

Yeni bakanımızla eğitim sorunları üzerine bir söyleşi yapmış bulunuyoruz.

 

- Söyleşimize, isterseniz  en önemli bulduğunuz temel sorunlara değinerek başlayalım.

 

-  Düşündüğüme göre, ilk elde, yakın bir süre içinde birkaç sorunu çözümlememiz gerekiyor. Bu sorunlar  arasında öğrencileri daha iyi eğitme, çocuk yuvası ve kreş bekleyen aile sayısını azaltma, cumhuriyet programlarının uygulamaya kavuşturulmaları ve daha başkaları bulunuyor.

 

-  Üniversitemizde hoca olarak çalıştınız, yüksek okulların sorunlarını biliyor olmalısınız. Yetkili biri olsaydınız, yüksek eğitim sisteminde ne gibi değişiklikler yapardınız? Artı bir soru daha.  Yüksek eğitim iki basamağa – lisans ve yüksek lisans basamakları-  ayrılmış bulunuyor, yüksek okullarımız ne zaman bu sisteme geçiş yapmış olacaklar?

 

- Eğitim uzmanlarımız bu tür gelişmelerin ve  sorunların bilincindeler. Ne zaman bir değişim gündeme gelse, değişimin beraberinde getireceği şeyler daha çok konuşulur. Ama ben soruna daha farklı yaklaşıyorum. Yeni yaklaşım  yolları bulunduğunu görüyorum. Söz gelişi, yüksek eğitimin gelişmesinde, öğrencilerin ve mezunların seçtikleri mesleklerde ilerlemeleri yeni olanakları geliştirecektir.

 

Lisans eğitiminin dört yıl olması eleştirilere yol açıyor. Bu gibi kişiler “Sovyetler Birliği dönemi daha iyiydi, beş yıl eğitim veriliyordu”  diyorlar. Ancak doğru değil bu söylenenler. Sovyetler döneminde de ekonomi eğitimi dört yıldı.Okulu bitirenler işe yerleştiriliyorlardı. Üstünde durulması gereken şey, süre (yıl) değil, öğretilen şey ve  eğitimin kalitesidir. İş yerlerinin memnuniyetle kabul ettiği lisans sahipleri okullardan mezun olurlarsa iyi olmaz mı! Yüksek eğitimde kaliteli bir lisans ve yüksek lisans eğitimi verilirse, değişim rüzgârları  okula da yansırsa ve daha iyi bir eğitim verilirse, işte o zaman değişikliklerin yararı daha iyi anlaşılacaktır.

 

Eski sistem için kötüydü diyemeyiz. Ama farklı bir ekonomik sistem    için  uzman eğitimi veriliyordu. Şimdiki fark, değişik bir yaşam ve değişik bir ekonomik sisteme geçmiş olmamızdan kaynaklanıyor.

 

Şimdilerde ne denli usta ve güvenilir biri olsan bile, ne yazık ki eski donanımla yeni ve kaliteli ürünler üretemezsin. Ülkenin, inovasyonun gereksindiği kadroları hazırlamak gerekiyor. Uygulamalı eğitim konusuna değinecek olursak, 15- 20 yıl öncesine göre, bu alanda çok daha hızlı bir gelişme süreci içine girmiş bulunuyoruz. Bir uzmanın bilgilerinin yüzde 30’u çok kısa bir süre içinde eskiyebiliyor, eriyor ve gündemden düşebiliyor. Eski mezunlar, bugün iyi eğitim almış gençlere ayak uydurmakta güçlük çekiyorlar. O gibi kişiler zorunlu olarak yeni eğitim programlarına tabi tutulabiliyorlar.

 

Ancak, yüksek eğitim, lisans ve yüksek lisans biçiminde kademeli, ayrılmış olsa bile, sorunların hepsi çözülmüş olmayacak. Eğitimde yenilenmeyle birlikte eğitim teknolojisinin de yenilenmesi gerekiyor. Soruna yüzeysel yaklaşırsak, hiçbir olumlu sonuç elde edemeyiz, bu nedenle donanımlı uzmanlar yetiştirmemiz gerekiyor, eğitim süreleri elbette farklı olacak.

 

- Merkezi sınav sistemi (ЕГЭ)  konusunda düşünceniz nedir?

 

- Merkezi sınav sistemini diğer toplumsal yenilikler gibi isteyerek benimsemiş, sindirebilmiş  değiliz. Kötü bir şey değil bu. Şu sıralar öğretmenler merkezi sınavın  anlamını kavrayabilmiş değiller. Oğlum bir okulu bitirdi,  hâlâ öğrenci, merkezi sınavdan ben de geçtim.

 

Okullardan mezun olanların en az yarısı özel öğretmenlerden ders alıyor, bunu herkes biliyor, gizli şey değil. 11. sınıfta öğrenci ders görmüyor, yıl boyu sınava hazırlanıyor. İyi bir şey değil bu. Bilim, ilkokul birinci sınıftan itibaren sunulmalı, öğrencide birikim oluşturulmalı. 11. sınıfta son bir iki ay merkezi sınava hazırlanmak için yeterli. En büyük sorun okulların merkezi sınav sistemini  doğru kavrayamamış olmaları. Öğrenciyi sınav vermesi için hazırlamak değil, öğrenciyi sınavı verecek donanımda eğitmek gerekir.Öğretmen öğrenciyi “ ya başarırsın, ya da ölürsün” dercesine zorluyor, korkutuyor. Ana baba baskısı da işin cabası.

 

- Sorun nasıl çözümlenebilir?

 

-Sanırım, öğretmen ve öğrenci okumanın değerini yeni yeni kavramaya başlamış. Amaç, sadece 11. sınıfı başarıyla tamamlamak değil. Üniversitede kürsü başkanı olarak çalıştığım sırada,    üniversiteye girmenin yolları bana sorulurdu. Hep şöyle derdim “Okuyun! İyi okur, iyi öğrenirseniz sınavı kazanırsınız. Bilimsel bilginiz olmadan okuyamazsınız”. Şimdi insanlar bilimin değerini daha iyi anlamaya başladılar. Bilimsel donanımı ilkokul birinci sınıftan başlatıp vermek gerekiyor. Öğrenci okumaya ve  bilimsel düşünmeye  yönlendirilmemiş ise, bir yolunu bulup merkezi sınavı aşıp üniversiteye kapağı atsa bile okuyamaz, başarılı olamaz.

 

- Az öğrencili okulların kapatılmaları, o okullardaki öğrencilerin taşımalı sistemle (оптимизацие) daha büyük okullara götürülmeleri uygulamaları beni çok düşündürüyor. Köyü köy olarak ayakta tutan tek şey köyün okulu olarak kaldı. Köyün okulunu kapatmak…

 

- Bu görüşü ortaya sürenler, kentlerdeki okullarda daha kaliteli eğitim verildiğini söyleyen kişiler. 10- 20 öğrencisi ve iki üç öğretmeni bulunan, bir öğretmenin birkaç farklı branşta ders verdiği bir okulu, bir eğitim sistemini başarılı bir sistem olarak görebilir miyiz?

 

Taşımalı eğitimden amaç okulları kapatmak değil, çocukların okuma haklarının ellerinden alınması gibi bir şey yok, taşımalı eğitimden amaç öğrenciyi daha kaliteli eğitim verilen bir okula kavuşturmaktır. Donanımlı, her bir dersin branş öğretmeni bulunan bir okula çocuğu güvenli bir biçimde götürmenin ne gibi bir sakıncası olabilir. Böyle bir olanak olmazsa, öğrenciye evinde eğitim verilebilir. “Uzaktan eğitim”i söylüyorum. Cumhuriyetimizde bir Uzaktan Eğitim Merkezi  var, önümüzdeki dönemde merkezin olanakları daha da artacak. Şu günlerde cumhuriyetimizde 82 öğrenci evinde okutuluyor, bu öğrenciler sağlık nedeniyle okula gidemeyen çocuklar. Uzak, kuytu köşelerde yaşayan öğrenciler de uzaktan eğitim alıyorlar. Her ders için yeterli öğretmeni olmayan okullarda da aynı sistem/ uzaktan eğitim sistemi uygulanabilir. Değişik seçenekler ve yaklaşım biçimleri bulunabilir, olanaklar çok. Amacımız öğrencileri kaliteli bir eğitim olanağına kavuşturmaktır. Buna rağmen okul kapatılacaksa, başka yolu kalmadığı için, yani son çare olarak bu yola başvuruluyor demektir.

 

-          Teşekkür ederim.

 

Sihu Goşnağu, Adıge maq gazetesi muhabiri

Adıge maq, 21 Mayıs 2012

Çeviri: Hapi Cevdet Yıldız

 Not: Yeni eğitim bakanına hoş geldiniz der, başarılı olmasını dilerim.- hcy

 
  Bugün 22 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol