adigehaber
  Bizi birbirimize Bağlayan Bağ - Anadilimiz
 
Bizi birbirimize Bağlayan Bağ - Anadilimiz

Bir süre önce Adıgey’in dağlık güney ilçesi Maykop’un Hacoh (Хьаджэкъо) beldesi yakınındaki Rıfabğo Şelâleleri mevkiinde Halıjo Günü (Çerkes Böreği Günü) düzenlenmişti. Güne Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nde yayınlanan “Goryanka” gazetesi yayın yönetmeni ve şair Kanıko Zarina da çağrılmıştı. Bundan yararlanarak kendisiyle bir söyleşi yapma olanağı elde ettik.
- Zarina, yanılmıyorsam, 2015 yılında Kuzey Kafkasya düzeyinde düzenenlenen yöreler arası yarışmada şiirlerinizin yer aldığı “İnce Bağlantı” (Тонкие связи) adlı kitabınız birincilik ödülünü almıştı. Kitapta sizin yeteneğinizi yansıtan ne gibi olgular yer aldı, kitabı nasıl yayınladınız?
- “İnce Bağlantı” dördüncü kitabım. Şair ve çevirmen Georgi Yaporolski dört yıl şiirlerim üzerine çalıştı ve bunları Rusçaya çevirdi. Çeviriler kitapta yer aldı. 15 yıl boyunca yazdığım şiirler içinde en duygusal olanlarını çevirmene vermiştim. “İnce Bağlantı” Rusça yayınlanmış ilk kitabım. Yarışmada başarılı görülmesi beni gerçekten sevindirdi.
- Şairin yaratıcılığı insanlar üzerine mi? Sorumluluğu nedir? İnsanları barıştırmaya yönelik mi?
- İnsanları barıştırma amacın varsa, bunu başarabileceğine inanıyorum. Bu doğrultuda içten gelerek yazarsan, okuyucunun farkına varmaması olanaksız, görüşlerine katılırlar.
- Adıge, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes cumhuriyetleri ile diaspora yazarları arasındaki birlik anlayışının temelinde ne var? Adıge edebiyatının arşivi zengin, ancak bugün için kimlerle kıvanç duyabiliriz?
- Birliğimizin temeli anadilimiz ve ata yurdumuz! Birbirimizden kopmuş, uzaklara savrulmuş olsak da, parçaların tümünün yönü ata ülkesine çevrili. Adıge lehçeleri dilimizi zenginleştiriyor, güçlü kılıyor. Lehçelerimizi korumalı, onları yok etmemeliyiz, bunlar ulusal edebiyatımızın temelini oluşturdular. Dilin en başarılı ürünlerinden biri de şiirlerdir! Temelimiz folklorumuzdan, ağıtlarımızdan (ğıbze), eski şarkılarımızdan (veredıj) ve duygu yüklü şiirlerden (гухэлъ орэдхэр) kaynaklanır. Yeryüzü çarkı bize büyük olanaklar sunuyor. Binlerce yıllık birikimler bir araya geliyor, topluluklar oluşturuluyor. Aynı biçimde Adıgece şiir yazan gruba 1200 kişi katılıyor. Bu sayının içinde dış ülkelerde yaşayan soydaşlarımız da yer alıyor. Ata yurdunda yaşayan bizlerin sorumluluğu ise çok büyük. Anadilini öğrenme, şiir yazma olanaklarımız vardı. Dilin en güzel örneklerini ayakta tutma ve bunları öğretme işi en başta gelen görevimiz.
İtiraf etmeliyiz ki, günümüzde edebiyatın gelişimi zayıflamış durumda. Örnek alacağımız kaynak Meşbaşe İshak’ın usta yaratıcılığı. “Adıge Şiir Akşamı” (Адыгэ усэ пчыхь) adlı proje üzerinde 8 yıldan beri çalışıyoruz. Kabardey şairleri dışında Adıgey ve Karaçay-Çerkes şairlerinin şiirlerini öğrenmeye ve tanıtmaya çalışıyoruz. Dünya edebiyatı konusunda faaliyet gösteren toplulukların en tanınmış şairlerimizin şiirlerini tanımaları için elden gelen çabaları gösteriyoruz. Aynı çizgide düzyazımızın gelişmesi için de çalışmamız gerekiyor. Çocuklara öyküler yazdırılsa iyi olur. Bu da en zor olan şey. Yabancı dil eğitimi, örneğin İngilizce öğretimi anadilinin önünde bir engel. Ana ve babalar bu konuda yanlış yapıyorlar. Biz gazeteciler ve şairler çocuklarımıza anadilimizi sevdirmeliyiz! Gençler de bizi örnek alıyorlar.
Söz gelişi, K’eraşe Tembot’un “Tek Atlı” (Шыу закъо) romanından aldığımız örnekler bugünkü edebiyatımızda yer bulabiliyor. İlkbahar Günü hazırlığı sırsında tek kız dansı temasını “Tek Atlı” romanından almıştık. Bu dans gerçekten güne yakışmıştı. Bitoko Oksana İlk Bahar Günü’nde bu dansı oynamıştı. K’eraşe Tembot sayesinde bu dans bir yaşam temeline kavuşmuş oldu.
Aynı biçimde Kuyeko Nalbıy’ın bize ulusal tarihimizi açıklamış olduğu kanısındayım. Çıkış yolumuz ne olabilir? Ne tür bir yaşam sürdürmeliyiz? Bu tür soruların yanıtları Nalbıy’ın yaratıcılığında vardır. Onun yazdıklarını okumalıyız, bu yazılarda derin düşünceler saklı, onun ruhu yansıyor, dile getirilemeyen şey, yürekte, duygu düzleminde söyleniyor. Ulusal kaygı onun yaratıcılığında bulunuyor. Aramızdan ayrılmış olsa da, yine ulusu ile birlikte, ona hizmet sunmayı sürdürüyor. Bize bıraktığı şey böylesine güçlü bir yaratıcı ruhtur!
Şimdiki genç kuşaklar farklı. Ancak, ulusal temel, yani anayurdun gücü çocukları etkiliyor. İlginç şey, yazı yazanların çoğu kadın. (Zarina gülümsüyor). Gençlerimiz dışa açılmıyor, içe kapanıyorlar. Yaratıcılıkla uğraşan kişinin duraklamaması gerekir, sürekli ileri adım atmalı, o zaman yazdığı şey daha değerli hale gelir.
Nalçik’te şairler “JAN” adlı büyük bir grup kurdular. Grubun başındaki Ŝevemafe Zalina (Шомахуэ Залинэ) düzyazı yazarı, Ḱuğot Zarina ise şiir yazıyor. Yeni gençler onları örnek alıyorlar. Havjeko Ludmila da onlarla birlikte. Ludmila biliminsanı, şiir koleksiyonu var. Sözü edilecek kişilerden biri de edebiyat eleştirmeni Kajar İnne. Yani, ilginç bir kadın şair topluluğumuz mevcut.
Genç şair ve yazarların yarışmaları için her yıl “Guğe” (Amaç) adlı bir etkinlik düzenliyoruz. Burada öne çıkanlardan biri de Şıbzıho Astemir. Astemir bir gazeteci,şair, diyasporayı anayurda bağlayan kişi, grupları bir araya getiriyor. Nalçik ile Maykop’u birbirine bağlayacak bir köprü kurmamız gerekiyor. İlginç şey, Sohum’dan bize gelen gençler sayesinde bir Sohum-Nalçik köprüsü kurduk. Maykop’la da benzeri bir köprü kurmak istiyoruz. Yazarları, şairleri tanıtmak istiyoruz. Yazarların yapıtlarını tanıtıyoruz, ancak kitle, insanlar, yazarları da görmek istiyorlar. Yemıj Muliet’i ve daha başkalarının şiirlerini birçok kez okumuş, ancak kendilerini henüz aramıza çağıramadık. Biz herkesin kendi diyalektiyle şiirini okumasını istiyoruz, bizim için anlamlı olanı da bu. Dili duyurmak, anlamak ve birbirimize anlamak istiyoruz!
- Zarina, çocuklar için yazıyorsun. Nefıŝe Kerim’in okuduğu şarkılar içinde, “Boyalı Yüz Masal” (Сто красок сказки) adlı kitapta güftesi/ sözleri sana ait olanlar da var. Beste ve nota Haupe Anzor’a ait. Çocuklar için yazmak daha mı zor?
- Aksine daha mutluluk verici. Akşam buluşmalarında çocuklara okutacağımız şiirleri seçme işiyle hayli vakit uğraştığım oldu. Bu nedenle kendim yazmayı yeğledim. Akşam buluşmalarımıza katılan her bir çocuğun sesini duyuyor, huyunu öğreniyorum. Bütün bunları dikkate alarak onlar için yazıyorum. Çocuklar temiz kalpliler, kirlenmemişler, onlar için yazacağın şiirler de ona göre olmalı.
- Şiir yazmayla gazete yöneticiliğini nasıl bağdaştırabiliyorsun?
- Ben Baksan doğumluyum. Hemşehilerim en zor durumlarda bile geri adım atmazlar, direngendirler. Elma bahçelerimizi yok olmaktan kurtaranlar da onlar. Çok kişi de ticari hayata atıldı. Ancak benim gibi şiir yazanlar da onlardan bazı katı huylar edinmiş olmalılar. Bu nedenle yüreğim iki bölümlü. Hem şairim ve hem de baş yönetmenim, eksiklik gördüğümde şakacı bir tavırla çevreme bakıyorum. Maykop ve Sohum’un aksine bizde işi şakaya vurup etrafına bakınan kişi sayısı çok az. Böyle yapamazsan günümüzün ağır yüküne katlanmak çok zor olur.
- Zarina, eşin, ailen var. Bu konudaki sorumluluğunu yerine getirebiliyor musun?
- Şanslıyım, anlaşıyoruz! Eşim yedi yıldan beri akşam toplantılarını düzenleme işinde bana yardımcı oluyor, kendisinden son derece memnunum. Kendisi bir tarihçi ama yaratıcılığa değer veren biri. Gume Marina ve Seralp Madina ile birlikte “Sanat Merkezi”nde akşam buluşmalarını düzenliyoruz. Seninle birlikte olanlar uyum halinde sana ayak uydurarak çalışıyorlarsa şanslısın demektir! Ailenle ayrı düşersen yerini bilmen gerekir. Oğlum 20 yaşında, resim yapmayı seviyor, hukuk fakültesinde okuyor, kitap okumayı da seviyor. Bundan ötürü ben de çok memnunum.
- Zarina, gazeten “Goryanka”ya ilişkin olarak özetle ne söylemek istersin?
- Gazetenin abone sayısı beş bin. Hükümet ait bir yayın organı. Bir yıl önce Rusya 5. yıl altın basın ödülü bize verildi. Kadromuz uyumlu bir çalışma içinde. Gazetemizde sadece Kabardey-Balkar ile ilgili haber vermekle yetinmiyor, Güney Okrugu [Güney Federal Bölgesi] haberlerini de veriyoruz. Adıgey, Karaçay-Çerkes ve Abhazya’dan verilen haberleri de yayınladığımız az değil. Adıgey’e ayırdığımız nüshalarımız da vardı. Adıgey Ulusal Müzesi çalışma stilini biliyoruz, aynı biçimde Doğu Müzesi sergilerini de izliyoruz. Ulusal şarkılar konusunda Adıge Cumhuriyeti Devlet Topluluğu “İslamiye” ile kardeşlik bağımız var. Adıgey Ulusal Tiyatrosu ilgi alanımız içinde. Şu an Yemk’uj Anzor’un Adıge Tiyatrosu’nda çalışmakta olması dışında, daha önceleri de bağlantılarımız vardı.
“Goryanka”yı kadın gazetesi olarak görüyorlar ama birçok yönden kişilere yön vermeye de çalışıyoruz.
- Yazdıkların içinde cana daha yakın olanları hangileri?
- “Adıge hable” adlı şarkıyı festival için Adıgey’e geldiğimde yazmıştım. Bu şiirde şöylesine dizeler var:
Rüya gibi şeyler yansıyor sessizce,
Beyaz taşların yansıttığı şeyler gizlice.
Sel vurup yamaçlara tırmanmış gibi
Bir tas doldur da içsin anne.
Gün ağarmadan uyanıyor baba.
Adıge köyü, yok olmayasın!?
Karaçay-Çerkes’te de Adıge hable diye bir yer yok mu? Daha sonra aklıma geldi. Şiir böylece yörelerimizi birbirine bağlamış oldu.
- Sağolasın, Zarina! Tüm arzularının gerçek olmasını ve daha çok bir araya gelmeyi dilerim
Tev Zamir
Gazeteci, yazar.
Adıge mak, 21 Haziran 2016
Not: Çeviri yazı Adigehaber ve Cherkessia.net sitelerinden de izlenebilir.
 
 
  Bugün 6 ziyaretçi (31 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol