
27 Mart 2014 günü Adıge Cumhuriyeti Tembot Қeraş Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü’nde (ACTҚSBAE) Adıgece Günü toplantısı yapılmıştır. Toplantıda Adıgece eğitim ve öğretimin güçlendirilmesine ilişkin talepler dile getirildi. Toplantı karşılıklı soru yanıt ve görüş alışverişi biçiminde sürdü. Toplantıda söz konusu Enstitü'nün (ACTҚSBAE) değişik bölümlerinde çalışan kişiler, bölüm başkanları, Maykop kentinin bir iki okulunda Adıgece de okuyan ama Adıge olmayan öğrenciler de söz alıp birer konuşma yaptılar.
Toplantıyı Enstitü Müdür yardımcısı ve tarih bilimi uzmanı Dr. Peneşu Asker açtı ve yönetti. Asker Adıgecenin Adıge ulusunun temel dili olduğunu, bu dilin, o dile yakışır bir ölçüde öğretilmesi ve kullanılması gerektiğini vurguladı. Ancak, ulusun nüfusu azaldıkça dil de sönmeye yüz tutacaktır (nah zere ĥıbeyıştır/ daha cansızlaşacaktır), dedi. Konuşmacılar Adıgeceye ilişkin sorunlar üzerinde durdular ve ne gibi çalışmalar yaptıklarını açıkladılar.
Enstitü dil bölümü başkanı Ğış Nuh Adıgece Günü, Adıge öncü aydını Bersey Vımar’ın “Çerkesçe Okuma Kitabı” (Букварь черкесского языка) adlı kitabının yayınlanması nedeniyle benimsendi, dedi. Kitabın iyi düzenlendiğini ve bir süre Stavropol Lisesi’nde okutulduğunu belirtti. Ğış Nuh, Bersey’in Adıgecenin öğretilmesi ve korunması konusunda önemli katkısının olduğunu da sözlerine ekledi. Adıgecenin en eski Kafkas dillerinden biri olduğunu, bu nedenle dış ülkelerden ünlü dilbilimcilerin Adıgeceyi öğrendiklerini ve kendi dilleri ile karşılaştırdıklarını söyledi. Bugün için Adıgecenin bilimsel yollardan işlendiğini ve bir metodik temele kavuştuğunu açıkladı. Ancak dilibilimi kurallarına göre, Adıgece öğretimin çözmesi gereken bir sürü sorun bulunduğunu, bu gibi konuların ciddi biçimde ele alınmaları gerektiğinin altını çizdi.
Dilbilimci Çuyeko Alıy, Adıgecenin tek bir gün nedeniyle değil, yaşam boyu konuşulması ve kullanılması gereği üzerinde durdu. “Dilde bir birliğin ve uyumun olması dili güçlendirir”, - dedi Alıy. Bu kanıya “Adıgece Açıklamalı Sözlük” (Адыгабзэм изэхэф гущыIалъэ) üzerinde çalışıldığı sırada vardığını söyledi. Adıgecenin eskisi gibi güçlü diyalektlerinin kalmadığını, bozulmalar olduğunu vurguladı. Adıgece öğrenim için daha fazla saat gerektiğine, haftada 2 ders saati ile Adıgecenin öğretilemeyeceğine dikkati çekti. “Adıgece biz Adıgelerin devlet dilidir, ne gerekiyorsa o yapılsın, Adıgece öğretimin daha iyi bir hale getirilmesi için uğraşalım. Adıgece öğreten öğretmenler, biliminsanları ve hane halkı işe omuz verecek olursa, Adıgece yeniden gelişmeye başlayacaktır”, - dedi.
Adıgecenin okullarda okutulduğunu belirten Ançoko Suret, dilin yaşadığını ve iş gördüğünü kanıtlayıcı nitelikte, öğrencilerin “Dilim, Zenginliğim”(Sıbze - sıbayınığ) adlı kent yarışmalarına katıldıklarını söyledi, küçük yarışma ödevlerinden birkaç örneği de okudu.
Dilbilimci Tutarış Marıyet değişik dilleri öğretme konusunda deneyimli biri. Bu nedenle Adıgecenin kazanımlarını ve önünde duran sorunları ustaca dile getirdi. Dillerin birbirleriyle temas içinde olduklarını ve birbirlerini etkilediklerini belirtti. Sadece kendi dilini değil, çok sayıda dili bilmenin çok güzel bir şey olduğunu, biri ile diğerini karşılaştırarak, dillerin birbirlerine yakınlaştıklarını söyledi. “Kötü ya da zor dil diye bir şey yoktur, gerçekten dil öğrenmek istersen bunun başta gelen bir koşul olduğunu bilmelisin” dedi.
Biliminsanı Tev Nurıyet Adıgece konusunda burun kıvıranların bu cür’eti, bu yetkiyi kimden aldıklarını bilmek istediğini söyledi. Yapılması gereken tek şey var, o da- Adıgece Adıge Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesi kapsayacak ve Adıgece öğrenilmesini içerecek güçlü bir karar alınmalı ve karara karşı çıkan ana baba ya da başkaları için sert yaptırımlar (pŝedećıj/ пшъэдэкIыжь) uygulanmalıdır, dedi.
Adıgecenin önemi, dilin kullanımının güçlendirilmesi için yapılması gerekenler konusunda herkes görüşünü açıkladı. Ağırjaneko Simĥan bir edebiyatçı, ancak Adıgece konusunda kaygılı, dilin gelişip gelişmediği konusunda duyarlı olan biri. Simĥan, "Adıge Cumhuriyeti Parlamentosu’nun Adıgece konusunda bir karar alması için yoğun bir çaba harcanmalı, meslek okulu sınavlarında Rusça gibi Adıgeceye de aynı ağırlıkta yer verilmeli. İşte o zaman Adıgeceye yönelik bakış açıları da değişecek, ulusa saygı duygusu da yeniden canlanmış olacaktır. Okullarda Adıgece derslerini okutan öğretmenler Adıgeceye daha fazla değer vermeye başladıklarında, küçük öğrenciler de anadili konusunda daha duyarlı olacaklardır", dedi. İlkokul birinci sınıftan başlatarak Adıgecenin öğrencilerin kendi anadilleri olduğu bilincinin yerleştirilmesi gerekir, diyerek sözlerini bağladı.
Toplantıda Haneĥu Ruslan ile Çuyeko Nefset de birer konuşma yaptılar. “Dilini bilmek kültürün bir parçasıdır, kültür gereğidir, gereksiz dil diye de bir şey olamaz” dedi Çuyeko Nefset, “Ulus varoldukça Adıgece de var olmaya devam edecektir” dedi ve sözlerini kanıtlayıcı örnekler sundu. Haneĥu Ruslan ise Adıgecenin aile ile sınırlı öğretilemeyeceğini, dile ilişkin konularla akil/ bilge insanların ve eğitimli kişilerin ilgilenmeleri gerektiğini söyledi. Bunun için Adıgecenin haklarını çok yönlü savunacak bir örgüt (клуб) kurulması gerektiğini, dil konusunda çalışmak isteyen herkesin örgüte alınmasının tam zamanı olduğunu vurguladı, çoğunluğun desteğini aldı.
Şeše Şamset Enstitü’de Adıgece çalışmaları konusunda bir projenin hazırlanması ve yürürlüğe sokulması gerektiğini söyledi. Adıge yazı dilinin Bersey Vımar’dan [Ömer] çok önce, Sindika Devleti döneminden geldiğini vurguladı. Eski Adıge haćeş (konukevi/ söyleşi/ zexes) geleneğinin canladırılması durumunda Adıgecenin de canlanabileceğini ve bunun gençlerin dili öğrenmelerinde yardımcı olacağını söyledi.
Adıgecenin durumunu görüşme ve dile ilişkin sorunları ele alma konulu toplantı sonunda, son söz olarak herkesin Adıgece öğrenime elinden gelen katkıyı sunması konusunda görüş birliğine varıldı.
Mamırıko Nuriyet
Adıge mak, 2 Nisan 2014